Zeynep Atikkan: Komşuda pişti!

Zeynep ATİKKAN
Haberin Devamı

ÇOK yakın zamana kadar mali disiplin, ciddiyet ve de kararlılık deyince ilk akla gelen ülke Yunanistan değildi. Ama mevcut hükümetin ‘‘ciddiyet ve kararlılığı’’ Yunanistan'ı bugünlere taşıdı.

1 0cak 2001'de Yunanistan, ‘‘Euro’’ya geçti. Bu yılın başından itibaren Avrupa Birliği'nin on beş üyesi içinde Euro'yu kabullenen on ikiler grubunda yer alıyor.

Bu, önemli bir tercih.

Bilindiği gibi Yunanistan, çok büyük çabalar harcamadan AB'ye girmişti. AB dosyasını yakından izleyenler, ‘‘komşunun’’ Avrupa'ya demir atmasında dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaing'nin belirleyici rol oynadığını bilirler. 1999 yılının Aralık ayında yaptığım bir söyleşide, Valery Giscard d'Estaing, Türkiye'nin hiçbir zaman AB'ye tam üye olamacağını ama Yunanistan'ın üyeliği için kendinin militanca çaba harcadığını söylemişti.

* * *

Avrupa'ya katıldıktan sonra Yunanistan bu bünyenin en aktif, en Avrupalı ülkesi olmadı. Aksine Avrupa'ya yönelik sorumluluklarını yerine getirmekte epey laçka davrandı. Özellikle ekonomik alandaki eski ve çarpık refleksler uzun süre devam etti. Dış politikada ise hırçın ve uzlaşmaz tavrını sürdürdü. Yunanistan, AB'nin en parlak çocuğu olmaktan epey uzaktı. Çünkü Yunanistan açısından Avrupa hak edilmeden kazanılmış bir ‘‘ödül’’dü.

Gelip giden yönetimler de belli bir rehavet içinde ülkeye hákim olan ‘‘köhne’’ siyasi ve ekonomik yapıyı sürdürme kolaycılığına kapılıp gittiler.

Yunanistan'ı gerçek anlamda ‘‘Avrupalı’’ yapma tercihi bugünkü Simitis yönetiminin vizyonu olsa gerek. Bu irade, ‘‘Euro’’ya geçme kararıyla ortaya kondu. AB'ye ve dünyaya ilan edildi. Ve de kararlılıkla takip edidi.

Yunan hükümeti açısından ‘‘2001 yılında Euro'ya geçeceğim’’ demek, kamu maliyesinin disiplin altına alınması anlamına geliyordu. Ekonomide şeffaflıktı. Reformların yeni vergilerle desteklenmesiydi. Daha çok kurallılık ve daha çok rekabetti. Maastricht kriterlerine uyumdu. Genel anlamda eski refleksleri sürdümek isteyenlerin canının yanmasıydı.

Görüldüğü gibi reformlara karşı direnenlerin gücü, yönetimin kararlı tavrını değiştirmeye yetmedi. Çünkü Yunan halkı da reformlardan ve ‘‘hak edilmiş Avrupalılık'tan’’ yana tavır koydu.

* * *

Yunanistan'ın ‘‘Euro sahasında’’ yer alması, son derece önemli gelişme. Daha düne kadar ‘‘dudak bükülen bir ekonomiye’’ sahipti Yunanistan. Bugün ise sağlam paraya dayanan bir ekonomi doğuyor. Ekonomik iklimin ‘‘yalama olma ihtimali’’ ortadan kalkıyor. Yunanistan, mali disiplini ile ün kazanmış Almanya'yla aynı konuma yerleşiyor. Bu gelişmenin endüstride yaratacağı ilişkiler de farklı olacak artık. Mikro düzeyde davranış biçimleri değişecek.

Euro'ya geçiş altın tepside sunulmadı. Bir gelecek projesi olarak Yunan halkı tarafından kabullenildi. Yapılması gerekenlerden taviz verilmedi. Kararlılıkla hedefe gidildi.

Başkalarının başarılarını da alkışlamayı bilmek gerekiyor. İçimizde bir burukluk yaratsa da.

Komşuda pişenler, kaybettiğimiz zamanın faturasının ne kadar ağır olduğunu ortaya koyması açısından çok düşündürücü.

* * *

Bir haftalık izin için yazılarıma ara veriyorum.

Yazarın Tüm Yazıları