Paylaş
Mesut Yılmaz sessiz çoğunluğa merak sardı. Gaipten ses duymaya çalışıyor. Duymayı başarabilirse karargahı olan beş yıldızlı otelden çıkıp politika üretecek!
‘Cesur yürekli’ olduğunu iddia eden bir lider tencereyi ya kaynatacak ya kaynatacak!
Listelere giremedikleri için küsen zevat tescillenmiş siyasi arsızlık örneği sergileyerek seçim erteletmeye kalkışıyor! İnsanlarla alay edercesine, koca bir ülkenin 21. yüzyıl hedeflerini kurnaz üçüncü dünyalı entrikalara kurban ederek.
Kötü bir sahnede, kötü aktörlerle, kötü bir yönetmenle sergilenen berbat bir oyun bu. Çok fazla seyircisi olduğunu da sanmıyorum.
* * *
Kimileri gaipten ses duymaya çabalarken, Konrad Adenauer Vakfı, ‘Suskun Kitle’ başlığı altında Türk gençliği üzerine bir araştırma hazırlamış. Anlamak isteyenler için anket sonuçları ilginç ipuçları sunuyor.
Sonuçlar, gaipten ses duyamaya çalışanlar için çok uyarıcı. Ama aynı sonuçlar, kültürel ayırımcılık ilkelliğiyle Türkiye'yi Avrupa'dan dışlayan Avrupa Birliği yöneticilerinin kulağına küpe olacak nitelikte. Çünkü araştırmadan çıkan sonuçlar, Türk gençliğinin dünya trendlerini yakaladığını ve reflekslerinin dünya ile senkronize olduğunu ortaya koyuyor.
Araştırmadan çıkan bazı çarpıcı sonuçlar şunlar:
Türkiye'deki gençlerin geniş kesimi dünya görüşü bakımından sekülerleşmiş.
Görüşülen beş gençten dördü kadının ve erkeğin ailenin gelirine ortaklaşa katkıda bulunması gerektiği kanısında. Dinsel değerlere öncelik veren gençler arasında bile bu oran yüzde 73 düzeyinde.
Kadının rolünü aile sorumluluklarıyla sınırlayan geleneksel tutum da gençler arasında büyük ölçüde aşınmış durumda.
Gençlerin yüzde 83'ü aile planmasından yana. Genç kadınlar arasında bu oran yüzde 90'a kadar yükseliyor. Erkekler arasında yüzde 77'ye düşüyor.
Gençlerin yaklaşık yüzde 90'ı İslamı anlamda dinsel inanç sahibi.
Örneklemin yüzde 56'sı farklı din ve mezhepten olan kadın ve erkeklerin aile kurmasını destekliyor.
Gençlerin yarıdan çoğu, üniversiteli kız öğrencilerin derslere türbanla girebilmesini demokratik hakları olduğu görüşünde.
* * *
Araştırma, Türkiye'nin kendine yeterliliği paradigmasının gençler üzerinde ciddi bir etkisi olduğunu ortaya koyuyor. Bununla birlikte gençlerin yarıdan çoğu Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olmasından yana. Hatta geniş bir kesim AB üyeliğinin Türkiye'nin demokratik ve ekonomik gelişmesi bakımından yararlı olacağı kanısında.
Veriler, hoşgörü ve sekülerliğin toplum dokusunun temel unsurları olduğunu gösteriyor. Demokratikleşme noktasında yeni talepler yükseliyor.
Aynı gençlik, işsizliği en temel sorun olarak görüyor. İşsizliği, eğitim yetersizliği ve terör izliyor. Eğitimin aileden sonra yaşamı en anlamlı kılan değer olduğunu vurguluyor.
Görüldüğü gibi tablo çok. Türkiye'de yaşayan 15 ile 27 yaş grubu arasındaki gençler, öz değerler ve beklentiler itibariyle son derece sağlıklı bir yapıyı sergilemekteler.
Sessiz çoğunluğun sesini duymaya çalışanlara duyurulur.
Araştırmanın sonuçları, Lüksemburg ayırımcılık belgesiyle hoşgörüsüzlüğü tarihi bir belge haline getiren Avrupa Birliği'nin gözleri önüne serilir.
Paylaş