Hayatın virajındaki trajedi

Zeynep ATİKKAN
Haberin Devamı

Güzel ve alımlı bir kadının bir şeylere karşı çıkışı vardı bu öyküde.

Karşı çıktığı düzenin kurallarını ve nimetlerini kullanmaktı bu pragmatik başkaldırının yolu.

Kullanmak, kullandırmak ve sunmak.

Öyle oldu, bu yolda her yöntem denendi.

Denenmiş ki, bugün, bir ölünün arkasından, en çok ‘Okurun mu yoksa editörlerin mi eli daha kanlı' konuşuluyor.

Laf aramızda, Fransız polisi, yedi gazeteciyi sorgulayadursun, cesetlerin kareleri için çekler imzalanmıştır bir yerlerde. Çünkü bu kurgunun son kareleri, oyunun arz talep dengesinde değerini bulmalıdır.

Paparrazi, üç milyon dolarlık fotogaflar, beş milyon dolara açık artırmayla satılan elbiselerin hayır işlerine bağışlanması, AİDS'le mücadeleye katkı, Rahibe Theresa'yla geçen şefkat yüklü dakikalar, İngiliz soğukluğundan kurtulup Mısırlı zamparanın kollarında Akdeniz sıcaklığına sığınmak falan vardı, oyunun senaryoları arasında.

Yüzyılların katı Kraliyet geleneğiyle bugünkü medya-imaj iktidarının güç kavgası belli ki genç bir kadının yaşamı üzerinden yapıldı. O kavga pazar sabahı, gün doğmadan bitti.

Yarın kiminle nerede, nasıl başlayacağı ise hiç belli değil.

Dünyadaki yeni güç dengesinde en belirleyici iktidar odağı imaj olduğuna göre, bir kavga, milyonlarca dolar değerinde bir kovalamaca mutlaka bir yerlerde patlayacaktır.

Evet, bu yapay fakat verimli kavganın sektörü oluştu.

Kazançlar milyonlarca dolarla ölçüldü.

Bu kavgada imajın solması, bir şirketin iflas bayrağını çekmesi gibi bir şeydi.

Son mücadelede imaj borsasındaki hisse senetleri hep, güzel, alımlı, erkekleri hüzünlü bakışlarıyla etkileyen Prenses'in leyhine işledi. Dünya'nın en büyük şirketlerinden biri olan Kraliyet düzenini sallamaya başladı.

Büyük kavganın köprülerinden Diana, diğerlerini gölgeleyip geçti. Geçerken, O, gerçek hayatının virajında, kendi trajedisiyle buluşmuştu.

Mercedes vesile oldu.

Şimdi, herkesin bu oyundaki gizli gündemi, serbest piyasa ekonomisinin pazarlarında kelepir fiyatına pazarlanıyor.

Gündemi, hep gündemde kalmak olan güzel Prenses'in hatırası artık para eder mi? Sanmıyorum...Ölmüş prensesin elbiselerine eskisi kadar talep olmayacaktır.

Charles'ı özgür kılan bu ölüm, Prens'in soluk imajını parlatmaya yetecek mi? Bu çok küçük bir ihtimal ama işini kolaylaştıracağı kesin.

Müşfik baba rolünde, eski eşinin naaşını almaya gitmesi, İngilizler'in gözünde, Charles'ın piyasa değerini yükseltti mi? O da kesin değil.

Bu son dakika vericiliğinin, imaj dünyasında bile pek rating sağladığını düşünmüyorum.

Hatta, Di'nin ölümüne üzülenler, ‘prensesi intiharın eşiğine kadar getiren bir erkeğin, protokol gereği naaşı almasına, o en mahrem anı paylaşmasına' isyan edeceklerdir, acı dinmeye başlayınca. Çünkü, yaratılan kahramanlarla özdeşleşmek de bu işin kuralı olmalı.

Mısırlı çapkına Prenses'ini kaptıran İngiliz halkının dramı bir trajediyle noktalanınca, bir süre için, İngilizler, öpücüklere üç milyon dolar falan ödemeyecekler.

‘‘Mısırlı zengin çocuk Dodi, Dünya güzeli İngiliz Prenses'i yatında öptü sonra da babasının Paris'teki otelinde yemek yedirdi'' diye birinci dünyadan intikam alan Mısırlılar da, yenik çıkacaklar bu gelişmelerden. Mısır halkı, ülkesiyle pek ilgisi kalmamış bir Mısırlı'nın başarı öyküsünün büyüsünden kurtulup üçüncü dünyanın somut sorunlarına dönecek artık.

Trajedinin aktörleri ‘‘Prenses Di ve ötekiler'' oldu. Şöförün adı ise bilinmiyor. Paparrazi'ler fotografını bile çekmemişlerdir.

Birinci dünyada başarı kazanmış üçüncü dünyalının cenazesi kalktı mı o da kimseyi ilgilendirmiyor.

Ünlü Harrod's mağzasının da imajı sarsılacak mı dersiniz?

Yazarın Tüm Yazıları