Paylaş
New York
İki yıl önce, Amerika'nın en gözde iş idaresi okulunu bitirmiş. Londra'da bir yatırım bankasında çalışıyor. İtalyan vatandaşı. Tohumları 80'lerde Amerika'da atılan ‘‘yuppie’’ kuşağının sevimli bir örneği.
Sevimli çünkü para harmanlayıp kısa sürede zengin olan bu neslin mensupları gibi ‘‘küstah’’ ve ‘‘çokbilmiş’’ değil. Nazik ve bilgili.
Ve gerçeği doksandan vuracak kadar zeki.
Genç ve başarılı yatırım bankacısını, bir hocasıyla konuşurken tanıdım.
Coşkulu el hareketleriyle konuşuyor, ‘‘Profösör, bir şeyleri ıskaladığımı hissediyorum. Ama neyi ıskaladığımı bilemiyorum’’ diyor.
Tespiti çok yerinde.
Çünkü para harmanlamaya dayalı 80'lerin zenginleşme biçimi hızla zaman dışına kayıyor. 80'lerin ‘‘cilalı cinleri’’ yaşlanmadan miyatlarını dolduruyorlar. Ve modern ekonomilerde internete endeksli yaşam, ticaret, siyaset, ekonomi ve trilyonlarla ifade edilen zenginlik, hayatı yeniden şekillendiriyor.
Çok derinden vuran şiddetli bir dalga bu. Bütün sosyal kodları, davranış biçimlerini yerle bir ediyor. Zenginliğin eski tanımını anlamsız kılıyor. Kavgaları ‘‘göreliliğin’’ o acımasız potasında öğütüyor.
İnternet dünyasının parlak çocukları atağa kalkınca, eski paranın esamesi okunmuyor.
Üç yüz altmış beş gün yanık tenle dolaşarak sosyal statü sağlamaya kalkmak hokkabazlıkla özdeşleşiyor. İş çıkışı bara takılmak, golf kulübünde vakit harcamak ise birer ‘‘tembellik ve emeklilik’’ sembolü sayılıyor. Hele Wall Street kırması kostümler ve sarı kravat vs birer ‘‘demodelik’’, hatta ‘‘anakronizm’’ numunesi artık.
Oysa daha düne kadar bütün bu semboller ‘‘başarının ve dinamizmin’’ vazgeçilmezleriydi.
Bunları altını çizerek anlatıyorum, çünkü Türkiye'de küçük fakat etkili bir kesim bu simgelerle kısa yoldan çağ atlanacağını filan üfürüyordu.
80'lerin Özal ekonomisi, beşinci karbon káğıdından kopyalanmış cin çocukları Türkiye'de yeşertti.
O yıllarda Amerika'yla aynı havayı solumanın yolu ABD'nin iş idaresi okullarından mezun olup uluslararası bir yatırım bankasında çalışmaktı. Ve sonra Türkiye'ye gelip genelde ANAP'lı liberal (ne demekse) olmaktı. Yükselen değerlerdi.
Bu trend on küsur yıl sürdü. Hálá da prim yapıyor.
Ancak orijinal modeli yani Amerika'daki hızla irtifa kaybediyor.
Geçenlerde New York Times Magazine'de okuduğum David Brooks'un, ‘‘Yuppie'lerin, modası geçmiş değerlerin bekçileri olduğunu’’ anlatan yazı, gözlemlerimin sağlamasını yapıyordu bir bakıma.
Brooks'un da belirttiği gibi, ‘‘80'lerin cin çocukları çok çabuk para kazandılar. Ama hiçbir zaman eski paranın yaşam biçimini ve kültürünü sorgulayamadılar. Ralph Lauren'den giyindiler, New York'ta Park Avenue'de daire ve gereğinde toplumsal saygınlık satın aldılar. Yani kendilerinden önceki kuşağın yeni zenginlerini taklit ettiler. Ve bugün patetik biçimde iz bırakmadan son nefeslerini vermekteler.
Oysa bugün atakta olan internet müteşebbisleri hem çok parlaklar, hem de mevcut bütün kodları sorguluyorlar. İsyan halindeler. Dünün zenginlerinin değil, halkın yaşamına özeniyorlar. Buruşuk kırışık rahat giysilerle dolaşıyorlar.
Fransız peyniriyle şarap içmeye vakitleri yok. Genelde bir sandviçle günü geçiriyorlar. Amerikan burjuvazisinin özendiği Avrupa'nın terbiye kurallarını ellerinin tersiyle itiyorlar. Kendilerini çevrecilere ve yoksulluğa karşı mücadele eden sivil toplum örgütlerine yakın hissediyorlar.
İnternet çocukları, ‘yuppie'leri kendi sahalarında yenmekteler. Çünkü cin çocuklardan hem daha çabuk, hem de daha çok para kazanıyorlar.’’
Bu bir yok oluş ve yeniden doğuş öyküsü.
Bakalım bizim beşinci karbon káğıttan kopyalarının hali ne olacak?
Türk dinamizmi bu genç demodelere okkalı bir yerde okkalı bir rezervasyon yaptıracaktır elbette!
Paylaş