Paylaş
Ekonomi yazılarının dinamiği çok eğlenceli.
Kimin ne amaçla, hangi gündemle, kime mesaj vermek için, hangi cüzdanı gözetmek için yazı yazdığı belli.
Bu ruh haliyle dünyayı çevreleyen finansal kriz analiz ediliyor.
Ve de geri kalmış ülkelere mahsus alt düzey bir şaklabanlık sürüp gidiyor.
Borsa nazlandı, tavanı deldi, zıpladı. Piyasalar sinirli vs. Ve de bazı garip gurulardan analizler, yüksekten atmalar, kendi müritleri dışında başka kimseyi etkilemeyen yorumlar.
Bu yorumlar ekonomi yönetimi tarafından üfürülen tutarsız açıklamalarla birleşince ortalığı kesif bir hava kirliliği kaplıyor.
Ekonomik hava kirliliği.
Ciddiyetten uzaklığın, tutarsızlığın, yapmacılığın, ehliyesizliğin ve ‘sadece ben bilirim’ küstahlığının bileşimi ekonomik hava kirliliği.
Dün Yeni Yüzyıl'da, Dünya Bankası eski başkan yardımıcısı Atilla Karaosmanoğlu'yla yapılmış söyleşiyi okurken konuları bilen ve kendi bilmem ne gündemine göre konuşmayan bir iktisatçının görüşleriyle aydınlandım.
‘Kriz yok, global krizden en az etkilenen ülke Türkiye’ korosunun detone sesinden yorulanların dikkatine sunuyorum Karaosmanoğlu'nun yorumlarını.
‘Türkiye, makro ekonomik dengelerin bozukluğu nedeniyle zaten kriz içinde. Kamu borçlanması artarak kamu maliyesi üzerinde azaltılması gereken yükü artırıyor. Yüksek kronik enflasyon, toplumun sosyal ve ekonomik yapısında büyük bir zaaf yaratıyor. Benim ölçüme göre Türkiye krizde’ (...)
‘Türkiye’de etkilenmiyoruz diyenlerin ölçüsünü kullanırsanız krizden etkilenmeyen pekçok ülke var. Ama bu bir ölçü değil.
Bu durum, Türk hükümetlerinin uzun vadeli tedbirlirle uğraşmaması sonucunu getiriyor. Bu, etkilenmek midir, etkilenmemek mi?
Biz kahramanız edebiyatı gerçekçi değil.' (...)
‘Her yerden çıkarken paranın Türkiye’ye gelmesine neden yok. Türk ekonomisinin iyi olduğunu düşünenlerin sayısı o kadar fazla değil herhalde. Türkiye'de reel faizler çok yüksek olmasına rağmen bir miktar para dışarı çıkıyor. Çünkü krizlerin Türkiye'de de olabilme imkanlarının mevcudiyetini düşünüyorlar.' (...)
‘Türkiye’de bugün şikayet edilen birçok şeyin birbirinden ayrı nedenleri yok. Örneğin, organize suç çeteleri ekonomik politikadan ayrı şeyler mi? Türkiye'de hukukun üstünlüğünün mevcut olmadığının, yargının en yüksek organları tarafından kabul edilip söylenebilmesi ve kamuoyunun bu kanıda olması ekonomik politikalardan ayrı mı?
Şehirlerin dışında bir terör çemberi oluşmaya başlaması siyasi, sosyal ve ekonomik politikalardan ayrı birşey mi?
Düzeltme yapmak söz konusu olduğunda bunların hepsinin düzeltilmesi lazım. Hükümetin bu konularla uğraşması sadece hayal pazarlayarak olmaz. Bu, gerçek programları kamuoyunun önüne çıkarıp başlatmakla olur.'
Purolu bakan ve şüre*kası IMF yolunu tutuyor...
Gerdan kırarak ‘Kriz yok’u anlatacak. Bir de IMF'deki çocuklara tahsil terbiye verecek. Geçen yıl kaldığı yerden hızlandırılmış ekonomi dersleriyle. Konu başlığı, ‘Çete var ama kriz yok’ ya da ‘Türk mucizesi’.
Ben Başbakan'ın yalancısıyım, demişler ki kendileri, ‘Türkiye’de ele geçen eroin dünyadakinin yüzde 38'i' ve çeteler devlete uzanmış.'
Karaosmanloğlu, ‘Çetenin olduğu yerde ekonomi politika olmaz’ diyor.
Bankaları, borsayı rahatlatmayı ekonomi yönetimi sananların boyu bosu işte bu kadar!
Paylaş