Paylaş
Çete yazılarının uzmanı değilim.
Türkiye'de, Fransa'da ya da bilmem neredeki çete reisi, baba, kabadayı ve de her türlü güdük mafya mensuplarının adlarını ben de sizinle birlikte yeni öğreniyorum.
Dolayısıyla birbirleriyle çatışan rakip çetelerden ne bilgi sızar bu sütunun yazarına ne de telefon alırım.
Son bir haftadan beri gelişen olayları gazete okuru olarak izleyince görüyorum ki cin lambadan çıkmış...Ve de artık geri girmesi mümkün değil.
Cin'i kim çıkartmış?
Bağımsız yargı mı?
Cumhurbaşkanı'mı?
Mesut Yılmaz'ın hükümeti mi?
MGK mı?
Medya mı?
Sanıyorum ki hiçbiri.
Çok derinlerde de olsa Türk toplumunun ulaştığı bir olgunluk düzeyi var. Olgunluk, ya da bıkkınlığın getirdiği kıvamın yansıması artık derin devlet denilen o bulanık alanı sorguluyor. Bugün o pislik sandığının açılması öyle sıradan bir rastlantı değil.
Bugünki hükümet dahil, ne Cumhurbaşkanı ne muhalefet ne de bilmem kim kendisini ödüllendirmeye kalkmasın.
Hele ANAP'ın bu işlerden pay çıkartmaya hiç hakkı yok.
Kimlerin vurduğu ve vurduttuğu belli olan Akın Birdal'a doktorlar müdahele ederken Mesut Yılmaz çıkıp ‘Bu bir iç hesaplaşmadır’ diyebilmişti.
Toplum belki hafızasız ama geri zekâlı mı Allah aşkına! Bugün de Çakıcı'nın kasetlerinin çok uzun zamandan beri Yılmaz'ın elinde olduğu söyleniyor. ‘Onu biliyordu, bunu biliyordu. Şuna talimat vermişti, şunu izletin demişti’ serenatları sürüp gidiyor.
Ve de Yılmaz, topluma bir kararlık abidesi olarak sunuluyor. O da bütün bunlardan siyasi rant elde etmek peşinde.
Belki bundan sonra Başbakan olarak, kendisinden beklenen kararlığı gösterip olayların üzerine gidecektir. O zaman haklı olarak alkışı hak edecektir.
Ama bugün dereyi görmeden paçayı sıvamanın anlamı yok.
Çünkü hiçbir ciddi karar alamayan bu hükümetin, böyle büyük bir operasyonun öncüsü, sahibi olmasını beklemek çok zor. Seçim kararının nasıl bir kepazeliğe dönüştüğünü anımsamak yeterli, bu hükümetin ciddiyetini kavramak için.
Sanırım bundan sonra, bu rezilliklerin açığa çıkması için kamuoyunun ortaya koyacağı baskı, bilmem kimin siyasi hesabından, siyasi rant arayışından çok daha önemli olacak!
Gerçek siyasi ve demokratik olgunluk da burada!
Toplumun bu yaptırım gücü olmazsa, bütün bu pislikler, Mesut Yılmaz'ın Çiller'i boğma hesabına, ya da Çiller'in bilmem hangi katakulliyi hortlatma oyununa dönüşür. Tabii bütün yardakçıları, şaşakçıları ve de dalkavuklarıyla beraber. Ve bu çeteler gider yerine yenileri gelir.
Milliyetçiler suç işlemezdi canım! Merkez sağın oyuncularının solu temizletmek için ülkeyi getirdikleri nokta ortada. Şimdi birbirlerini temizliyorlar.
Şimdi gerçek siyasi tasfiye başlıyor...Türkiye'nin Soğuk Savaş zihniyetinden kurtulması için açılan bir yol bu.
Bu yol, Yılmaz'ın büyük bir stratejisi sonunda açılmadı. Dünyadaki gelişmelerin yönü Türkiye'yi bu noktaya getirdi.
Bu yönü doğal akışından saptırmaya kalkmayalım...Bu süreç cesaret ve zeka gerektiriyor...Merkez sağın aktörleri hazır olun! Siyasi tasfiye süreci başlıyor.
Çünkü bu toplum artık bu rezillikleri istemiyor.
Paylaş