Paylaş
Kimin ne kadar değişip değişmediğini sınayacak ölçü önceki gün hukuk ve siyaset dünyamızın içine güneş gibi doğdu.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer'in ‘Özgür düşünce için Anayasa değişsin’ sözleri öyle bir turnusol kağıdı ki sadece MHP'nin değişip değişmediğini değil, kendisini solcu, demokrat, liberal vs. diye niteleyen herkesin samimiyet dozunu ortaya çıkartacak türden.
Kim insan haklarının gerçek savucusu?
Kim Türkiye'yi birinci lige láyik görüyor?
Kim dünya entegrasyonunda Türkiye'yi en iddialı yere konuşlandırıyor?
Zıt kişilerin kendisine yer bulacağı demokratik altyapıyı kurmaya kim kararlı?
Ve daha onlarca soru.
Yargının en üst makamından gelen ‘Düşünce sınırlanamaz’ çağrısına göstereceğimiz tepki, Türkiye'nin 21. yüzyıl rotasını da çizecek bir bakıma. Biraz derinlemesine düşünülürse Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın açıklaması, CHP'de seçim sonrasında başgösteren kavim savaşlarını gölgeledi. Merkez sağı birleştirmek için girişilen müteahhitlik işlerini iyice devalüe etti. Konjonktür demokratlarının maskesini düşürdü. Medya tarafından ‘değiştiği’ varsayılan MHP'yi de ‘Ne kadar değiştin, göster’ kavşağına getirdi.
Açıklamanın gücü ve değeri günceli yakalamış olmasında.
Çünkü Türkiye'nin gerçek özlemleri ve hedefleri açısından değerlendirilirse, seçim hezimeti sonrasında CHP'de başlayan kavim savaşları çok geri bir gündem.
Merkez sağın, pazar gününe denk getirilmiş uzun yürüyüşünün piyadeleri pek demode. Konjonktür demokratı Çiller'i içerden çökertmek isteyenlerin söylemleri pek kötü. Her gün yeni bir hata tanımı yaptıktan sonra şimdi de ‘Hatam Yüce Divan’ diyen Yılmaz'ın hali pek beter.
Ve de ortada hiçbir işaret yok iken ‘MHP değişti’ diye ortaya çıkan koronun sesi pek detone. Sonuç olarak tümü ‘pek ‘demode' ve pek tatsız'.
Yürekli bir hukukçu çıktı, Türkiye'nin gerçek gündemini işaret etti.
Modern dünyada ön plana çıkan ‘yargıçlar enternasyonalizminin' bir parçası olduğunu kanıtladı.
Modernleşme gündemi ve yönü bu kadar açık biçimde ortaya konulduğuna göre, siyasi rekabet de artık bu temel üzerine inşaa edilmeli.
Hangi lider, hangi parti, hangi hareket, hangi dayanışma Sezer'in, Türkiye'nin gündemine taşıdığı bu gerçeğe ulaşmak için yarışacak?
CHP'nin kurtuluşu da bu sorunun yanıtında, merkez sağın birleşmesi de. Gündemi, Dünya'dan soyutlanmış bir ülkede siyaset kavim savaşlarına dönüşür. Çete ekonomiyi yürütür. Merkez boşalır, baraja uçar. Uç merkeze iner.
Metin Göktepe ayıbı ülkenin siciline yapışır.
Cumhurbaşkanı Demirel, Sezer'in sözlerini benimsemiş. Ve ‘Fevkalade seçkin bir kurumun başındaki değerli hakimin söylediğini önemsemek lázım. Sevindiricidir', demiş.
Türkiye'nin yeni gündemi Demirel'i de sınıyor.
Binaenaleyh!
* * *
Öldürülen sendikacı Süleyman Yeter'in bugün duruşması var. Eşi Aşye Yeter'den aldığım faksta şöyle deniliyor: ‘Eşim, gözaltındayken gördüğü işkenceler nedeniyle polisler hakkında dava açtı. Bu davanın 8 Nisan 1999'da görülecek olan duruşmasında polisleri teşhis için hazır bulunacaktı. Davanın açılmasından sonra polis tarafından sürekli tehdit edilen Süleyman Yeter, aynı polisler tarafından katledildi'.
21. yüzyıla girerken Türkiye'nin gündemi bu. Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın sözleri üzerinde bir kez daha düşünelim.
Paylaş