Başbakanlık için çağrı

Zeynep ATİKKAN
Haberin Devamı

İstanbullular'ı bir telaştır aldı. Can hıraş başbakan arıyorlar. Pek çok yakıştırmalar ve gıyabi atamalar yapılıyor.

28 şubat sürecinde geniş bir kesimin deteğini aldıktan sonra kısa sürede başarısızlığı kanıtlanan Yılmaz'ın yerine merkez sağda yeni bir yıldız yaratma çabaları hızlandı.

Siyaset, siyasi partilerin bünyesinde yapılamayınca çay-pasta partilerinin ve de şirket-banka yönetim kurulu toplantılarının malzemesi oluyor. Bu ucube siyasi yapı, kendine göre lider yaratıyor, başabakan atıyor. Yakıştırmalar yapıyor.

Partilerin ve Meclis'in dışındaki siyasetin ‘lider yaratma’ dinamikleri çok ilginç.

İki üç tane parlak demeç patlatınca çay partilerinin ve de yönetim kurulu toplantılarının siyasi gözdesi oluyorsun.

Çocuksu toplum sendromları bunlar.

Sınamadan, sormadan, araştırmadan hemen birilerini bağırlarına basıp ‘Şu Başbakan olsun, bu başbakan olsun’u dalga dalga yayıyorlar. Halkla ilişkiler şirketlerine taş çıkartırcasına..

Nedense halkımız hep merkez sağa lider bulmak için paçaları sıvıyor. Sol bu çabalardan muaf tutuluyor. İlginçtir, siyasette yukardan dayatılan şartlı optimizasyon tutmayınca merkez sağın kudret simsarları devreye giriyor.

Başbakan arayanların ruhunu okşayan, aklına hitap eden kişi genelde bir ‘makul adam’ tiplemesi oluyor. İş dünyası ve de özellikle TÜSİAD ile arası şeker pembesi olacak. Arada bir TÜSİAD'a ufak bir brifing çekecek. Çekecek ki onlar da İstanbul toplantılarında halkla ilişkilere başlasınlar.

‘Fena değil canım, iyi de konuşuyor. Söyledikleri mantıklı. Fazilet konusunda da çok kararlı’ vs. Tabii, Türk siyasi hayatında çok saygın (!) ve çok yaratıcı (!) konuma gelen bankacılarla iyi geçinmek ve bu kesimin desteğini almak zorunluluğu da var artık.

Dışardaki mutfakta yaratılan bu şahsın Baba ve medya ile yakınlığının da ölçümleri yapılıyor. Yani Baba'nın himayesinde, basının birinci sayfasında, özel televizyonların haber programlarında boy gösteren bir nadide siyasi figür.

İçe yönelik bu kriterlerin bir de dış dinamikleri bulunuyor.

‘Dışardaki finans çevrelerine ve piyasalara güven’ vermek gibi ‘sanal bir kavram’a uygunluk söz konusu. ‘Adam çıkıp iç piyasalardan sonra bir de dış piyasalara güven veriyorsa’ bizde rahatlayan rahatlayana. ‘Hadi Başbakan olsun’ temposuyla yüceltiliyor.

Siyasi partilerin bugünkü yapısı, liderin karşısında sallabaşlaşıp, liderin yüz metre ötesinde kükreyenlerden oluşunca, başbakan atamalarının çay partilerinde ve de şirket yönetim kurulu toplantılarına kaymasına şaşmamak gerekir.

Siyasi belirsizliğin tırmandığı şu gülerde çay partilerinde aktif bir çaba var.

Ağızı laf yapanlara duyurulur.

Kimse ‘Geçimişi nedir, ne yapar, kiminle yola çıkmış, nereye gitmiş, nereye gider, Türkiye için bir 21. yüzyıl şeması var mı, dürüst mü, ilkeli mi, çağı yakalayacak melekelere sahip mi, gibi sorulara aldırış etmediğine göre.

İstanbullular ‘Başbakan arıyor'. Ağızı laf yapan, dönek, özellikle üyesi bulunduğu partiyle ilgisi olmayan sinamiki ve de çok makul insanlar başvurabilir!



Yazarın Tüm Yazıları