Paylaş
Piyasalarda iyimserlik sürüyor. Borsa İstanbul’da çıkış trendi sürerken döviz kurlarında düşüş eğilimi, gösterge tahvil faiz oranında yatay seyir devam ediyor. Dış borsalara bakıldığında durum pek farklı değil. Borsaların direnç bölgesinde olmasının verdiği yükseklik korkusu bir tedirginlik verse de yatırımcılar çıkış hareketinin dışında kalmamak için yine tercihini piyasa hareketine katılmak yönünde kullanıyorlar. ABD’de mart ayında yasalaşması beklenen 1.9 trilyon dolarlık teşvik paketi dış piyasalardaki iyimserliğin adı desek yanılmış olmayız. Daha geniş ölçekte düşük faiz, bol likidite politikası ve borsaların hala en ciddi alternatif olduğu anlayışı söz konusu.
1 MİLYAR DOLARI GEÇTİ
İçeride ise ekonomi yönetimindeki değişiklikle birlikte Merkez Bankası’nın (TCMB) parasal sıkılaştırma ve yüksek faiz politikası var. Yüksek faiz henüz yerli yatırımcıların değil belki ama yabancı yatırımcıların ilgisini çekiyor. TCMB verilerine göre son dört haftadır yabancı yatırımcılar hisse satıp tahvil bono alıyorlar. Son dört haftalık hisse satışları 857 milyon doları aşarken tahvil bono (DİBS) alımları 700 milyon doları geçti. Buna karşılık yerli yatırımcı hisse senetleri ve döviz almaya devam ediyor. Borsa İstanbul’da yabancı payı yüzde 45.5 seviyesine geriledi. Borsa İstanbul’a mart ayından bu yana 1 milyona yakın yeni yatırımcı geldi.
ŞU AN HERKES MUTLU
İki farklı yatırımcı grubu ve iki farklı tavır. Bugün itibariyle herkes mutlu. Kimin daha kazançlı çıkacağının muhasebesini sürecin sonuna bırakmakta yarar var. Bu aşamada gündemde piyasa bozucu bir haber akışı pek görülmüyor. Bank of America’nın baş yatırım stratejisti Michael Hartnett’nın “Piyasalarda Kötümser olmak için tek sebep, kötümserlik gerektirecek hiçbir sebebin var olmaması” açıklaması bu açıdan hayli ilginçti. Buna karşılık “borsada düşüş başlayacağı zaman zil çalmaz” diyen eski bir borsacı sözü olduğunu hatırlatalım. Borsaların bulunduğu seviyeler itibariyle kâr satış olasılığının dikkatte tutulmasında yarar görülmekle birlikte olumlu hava korunuyor.
MERKEZ BANKASI SÜRPRİZ YAPMADI
18 Şubat toplantısında TCMB sürpriz yapmadı ve faiz oranının yüzde 17 seviyesinde sabit bıraktı. Toplantı sonrası yapılan açıklamalarda “parasal sıkılaştırmaya devam” denildi. Dış dünyada düşük faiz ve parasal genişleme politikaları hüküm sürerken, içeride yüksek faiz ve parasal sıkılaştırma politikasının uzun bir süre korunacağı vurgusu tercihten ziyade birçok bakımdan zorunluluk. TL’nin cazibe kazanması açısından işe de yaradı. Türkiye’ye son aylarda giren 20 milyar dolar civarında olduğu bilinen sıcak para, düşen döviz kurları, TCMB rezervlerinde görülen hafif artış, Türkiye’nin risk primindeki (CDS) düşüş, dış finans çevrelerinin olumlu yaklaşımı ve Cuma akşamı Fitch’in Türkiye’nin görünümünü negatiften durağana yükseltmesi kısa dönem için kayda değer. Ama bu politikanın sürdürülebilirliği ve uzun dönem sonuçları konusundaki olumlu olumsuz değerlendirmeler için ise erken.
BANKALARDAN TARİHİ KÂR
Bankacılık sektörü 2020 yılında 60 milyar TL kâr ile tüm zamanların en yüksek kârını elde etti. Pandemiye rağmen elde edilen kâra bakınca geçtiğimiz yazılarda borsalar için kullandığımız kriz fırsata çevrildi sözünü bankalar için tekrarlamak yerinde olacak. 2019 yılında 50 milyar TL kâr vardı. Yaklaşık yüzde 20’lik bir kâr artışı oldukça iyi. Ancak takipteki alacaklarda takip sürelerinin 180 güne çıkarılması, kredi yapılandırmaların etkisini sonraki aşamalarda görebileceğiz notunu düşmek yerinde olacak. Yüksek kâra rağmen Borsa İstanbul’daki bankacılık hisselerindeki performansın sanayi hisseleri ve BIST100 Endeksi’nin oldukça geride kalması dikkate değer bir durum. Geçtiğimiz yıllarda bankacılık hisseleri borsanın lokomotifi konumundaydı. Sıra bankalara gelir mi, yoksa durgunluk sürer mi? Bakalım?
ALTIN FİYATI DÜŞTÜ
Küresel piyasalarda devam eden düşük faiz ve hiç olmadığı kadar bol likidite borsalara çıkış olarak yansırken uzun dönemde enflasyonu artıracak endişelerini beraberinde getirdi. Bu durum ABD 10 Yıllık ve 30 Yıllık Bono Faiz oranlarını yükseltti. 10 yıllıklar yüzde 1.36, 30 yıllıklar yüzde 2.14 seviyelerini gördü. Enflasyon endişeleri altın fiyatına düşüş olarak yansırken piyasalardaki risk iştahını da törpüledi. Bu durum dış borsalarda devam eden çıkış trendlerinde biraz ivme kaybına neden oldu. Uzun dönem enflasyon beklentileri artarken ABD yeni Hazine Bakanı Yellen, “Enflasyonun büyük bir endişe kaynağı olmaması gerektiğine inandıklarını, enflasyon 10 yıldan fazla bir süredir çok düşük ve bunun bir risk olduğunu biliyorsunuz. Ancak ABD Merkez Bankasının bu riski ele alabilecek araçları var” dedi. Avrupa Merkez Bankası tutanaklarında ise, enflasyon hedefinden çok uzakta olunduğu ve güçlü Euro’nun enflasyon için ilave tehlike oluşturduğu vurgulandı. Onların derdi de enflasyon ama bizdekinden “biraz” farklı tabi ki.
BORSADA 1.582 SEVİYESİ ÖNEMLİ
Borsada kâr satışlarına rağmen çıkış trendi sürüyor. İlk destek 1.540 seviyesinde bulunurken bu seviyenin üzerinde çıkış trendi korunabilir. Sonraki destek noktaları 1.522 ve 1.500 seviyelerinde. İlk dirençler ise 1.575-1.582 seviyelerinde bulunuyor. 1.582 zirve olması açısından daha önemli. Bu seviyelerde kâr satışları gelebilir. Çıkışın devamı için 1.582 seviyesinin geçilmesi önemli olacak. Sonraki dirençler 1.620-1.630 ve 1.700 seviyelerinde. Çıkış trendi sürmekle birlikte direnç seviyelerinde kâr satışları görülebilir.
DOLAR/TL KURU DESTEK ARAYIŞINDA
Dolar/TL kurunda düşüş eğilimi ve destek arayışı devam ediyor. 6.90-6.85 bandı ilk destek seviyeleri olarak görülürken bu seviyeye geri çekilmeler tepki alımlarıyla karşılaşabilir. Sonraki destekler 6.70 ve 6.50 seviyelerinde bulunuyor. İlk direnç ise 7.05-7.10 seviyelerinde. Tepki çıkışının devamı için 7.10 seviyesinin geçilmesi gerekecek. Sonraki dirençler 7.25-7.30 seviyelerinde. Satış baskısı sürmekle birlikte destek noktalarında tepki alım denemeleri görülebilir.
Paylaş