Paylaş
2024’e umutlu giren piyasalarda yılın ilk haftasında kararsızlık görüldü. İç piyasalar kendi gündemine göre hareket ederken dış piyasalara duyarsızlığını sürdürüyor. Dış piyasalarda ise geçen yıl olumlu fiyatlanan “faiz indirim” beklentilerinin bir parça zayıflamasının etkisiyle risk iştahı azalmış durumda. ABD ve Avrupa merkez bankalarının bu yıl için faiz indirim beklentileri korunmakla birlikte olasılığı ve zamanı konusunda bir erteleme söz konusu. Olasılık yüzde 90’lardan yüzde 70’lere gerilerken mart ayı gibi başlaması beklenen faiz indirimlerinin haziran hatta yıl sonuna ertelenebileceği varsayımları öne çıktı. Bu kaygıya neden olan gelişmelere bakacak olursak; Son toplantıya ait Fed tutanaklarında üyelerin para politikasının bir süre kısıtlayıcı kalacağı ve faiz indirimlerinin verilere bağlı olacağı görüşlerine yer verildi. Bu durum faizlerin bir süre daha yüksek kalacağı beklentilerini de beraberinde getirdi.
ENFLASYONDA DÜŞÜŞ EĞİLİMİ DURDU
Diğer yandan enflasyondaki düşüş eğiliminin durması söz konusu. Baz etkisiyle de olsa Almanya ve Euro Bölgesi’nde yükselişler görüldü. Almanya’da geçici enflasyonu (TÜFE) aralıkta yıllık yüzde +3.7 (Beklenti: %+3.7, Önceki: %+3.2) olarak açıklanırken Euro Bölgesi enflasyonu (TÜFE) yüzde 2.9’a yükseldi. Kasım ayında yüzde 2.4 idi. Diğer yandan ABD istihdam verileri beklentilerden daha iyi gelirken bu durum faiz indirim beklentilerini zayıflatıyor. Cuma günü ABD’de tarım dışı istihdamı aralıkta +216 bin kişi (Beklenti: +170 bin Önceki: +199 bin) olarak açıklandı. Beklentinin üzerinde gelen verinin ardından ABD tahvil faiz oranlarında hafif yükseliş, dolarda değer kazanımı görüldü. Almanya ve Euro Bölgesi PMI verilerinde hafif yükselişler görülse de 50 seviyesinin altında kalması ekonomide yavaşlama ölçüsü olarak kabul ediliyor. ABD’de ise özellikle hizmet sektörünün etkisiyle ekonomi canlılığını koruyor. Yumuşak iniş halen geçerli. Ancak biraz bardağın boş tarafına bakılırsa; ekonomik aktivite yüksek iken enflasyonda düşüşün sürdürülmesi veya düşük kalması ihtimali biraz zorlaşıyor. Bu da faiz indirimlerini engelleyen bir durum.
Bir süredir gerek ABD, gerekse Avrupa merkez bankaları yetkililerinden “enflasyonda erken kutlama ve faiz indirimlerinde aşırı iyimserlik” konusunda uyarılar geliyordu. Son verilerle bu uyarıların çok da haksız olmadığı anlaşılıyor. Bu açıdan önümüzdeki hafta ABD enflasyon verisi oldukça önemli olacak. Bilindiği üzere merkez bankaları faiz kararlarında istihdam ve enflasyon verileri en önemli referanslar arasında yer alır. Son gelişmelerle bir beklenti değişiminden çok erteleme olasılığından söz edilebilir. Belki önümüzdeki aylarda enflasyon, istihdam ve büyümeye dair yeni verilerle tekrar faiz indirim beklentileri güç kazanacak. Bunu zamanla göreceğiz.
KÜRESEL EKONOMİDE BEKLENTİLER GERİLEDİ
Birleşmiş Milletler (BM), Türkiye ve küresel ekonomi için 2024 yılı büyüme beklentilerini düşürdü. Açıklamanın detayında; Devam eden riskler ve belirsizliklere bağlı olarak küresel ekonomik büyümenin 2024’te yüzde 2.4’e düşeceği tahmini yapıldı. Türkiye için ise, ekonomi yönetiminin enflasyon ile mücadele için para politikasını agresif bir şekilde sıkılaştırılması nedeniyle yüzde 2.7’e çekildiği görüşlerine yer verildi. Türkiye’nin büyümesi konusunda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de aynı fikirde. Şimşek, “2024’e baktığımız zaman, büyüme zayıf seyredecek. Enflasyonda düşüş devam edecek. Daha destekleyici finansal koşullar daha gevşek bir para politikasına evrileceğiz” dedi. Şimşek’in açıklamalarından faiz indirimleriyle küresel ekonomide daha iyi bir büyüme beklentisi hissediliyor.
Dış piyasalar ile şöyle bir özet geçmek mümkün. Bir süredir fiyatlanan ve borsalarda yükselişe, tahvil faizlerinde düşüşe neden olan merkez bankalarından “faiz indirimi” baz senaryo olarak kalacak ama hemen gerçekleşmeyecek. Dış borsaların son günlerdeki zayıflığının altında yatan gerekçe daha çok bu minval üzerine. Bu durum son iki aydır Türkiye’ye akmaya başlayan yabancı portföy yatırımlarının (sıcak para) seyrini etkiler mi? Yüksek faiz ve uygulanan ekonomik program yabancılar için cazibesini ne ölçüde koruyacak? Bunu da zaman içinde göreceğiz. Bir parça etkilemesi muhtemeldir. Türkiye’nin CDS priminin dış piyasa koşulları değişmeye başlayınca tekrar kritik seviye olan 300’ün üzerinde çıkması bunun bir sinyali olarak kabul edilebilir. Nitekim TCMB verilerine göre 2023 yılının son haftasında; Hisse senetlerinde 39.9 milyon dolar, tahvil bonoda 5.1 milyon dolarlık yabancı yatırımcı alımları gerçekleşirken son haftaların en düşük rakamı oldu. Biraz ilgi azalması söz konusu. Tabii ki gelecek haftalara da bakmak gerekecek.
ENFLASYON BEKLENDİĞİ GİBİ
ARALIK/2023 enflasyon verileri beklentilere uygun geldi. Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 64.77, aylık yüzde 2.93 olarak açıklandı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Aralık ayında yıllık enflasyonda temel mal ve hizmet gruplarında sınırlı yükseliş gözlenirken, enerji ve gıda gruplarındaki artışın daha belirgin olduğu görüşünde. Buna döviz kurlarında devam eden yükseliş eğilimini de ilave etmek yerinde olacak. Ekonomi yönetiminin enflasyonda mayıs ayına kadar zirve yapıp yılın ikinci yarısı düşüş beklentisi mevcut. Diğer yandan 2024 yılına ilişkin en net mesajlar İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran’dan geldi. Hakan Aran, “Yüzde 3’ün altındaki aylık enflasyon oranları gayet makul. Eğer yüzde 3’ün altında kalmaya devam ederse Merkez Bankası’nın yıl sonu için açıkladığı yüzde 36-42 arasındaki hedefi tutturulabilir. Ben bu yılın Merkez Bankası’nın enflasyon hedefini tutturacağı bir yıl olacağını düşünüyorum. Ben burada başarı görüyorum” dedi. Aran; “Politika faizi yabancı yatırımcının gelmesi için yeterli bir seviyede. Merkez Bankasının işaret ettiği 2.5 puanlık bir faiz artışı daha var. Ancak yüzde 45 faiz oranı bazı şirketleri zorlayabilir. TL’de ise değer kaybı beklemiyorum. Devalüasyon beklentim ‘sıfır’, dolarda kalanın aleyhine bir durum olabilir” dedi. Hakan Aran’ın görüşlerine genişçe yer vermemizin sebebi piyasa beklentileriyle örtüşmesi ve yine bu sayfalarda geçtiğimiz günlerde bizim de benzer görüşleri paylaşmış olmamızdan kaynaklanıyor. Yine de “beklentilerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini yaşayıp göreceğiz” çekincesini koyalım. Seyre ve gerçekleşmelere göre beklentiler başka yönlere de evrilebiliyor. Bunu birçok defa yaşadık.
BORSADA TEPKİ ÇIKIŞI ZAYIF
BORSADA tepki çıkışı korunmakla birlikte henüz güç kazanmış görülmüyor. İlk destekler 7.550 ve 7.400 seviyelerinde bulunurken sonraki destekler 7.200-7.000 seviyelerinde. İlk dirençler 7.640 ve 7.750-7.850 seviyelerinde. 7.750-7.850 daha önemli. Tepki çıkışının devamı ve güç kazanması için 7.850’nin geçilmesi önemli olacak. Bu durumda sonraki dirençler 8.000-8.160 ve 8.550 olarak görülüyor. Endekste 7.850 seviyesini geçemeyen çıkış denemeleri satışla karşılaşabilir.
12 OCAK’TA MOODY’S NOTU BEKLENİYOR
TÜRKİYE’nin bu yıla ait kredi not değerlemesi 12 Ocak Cuma günü Moody’s’den bekleniyor. Bekleniyor dememizden kastımız hatırlanırsa geçen yılın son günlerinde 15 Aralık tarihinde beklenen değerlendirmesini yapmamıştı. Gerçi Türkiye gibi başka gelişen ülkelerin de pas geçildiği haber akışları arasında yer aldı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bu yıl kredi notunda artış bekleyenler arasında. Piyasanın ağırlıklı beklentisi de bu yönde.
Şimşek, “Türkiye’nin risk priminin 700 seviyelerinden 300’e kadar indiğini, kur oynaklığının azaldığını, cari açıkta yıllık bazda düşüş başladığını” söyleyerek “Yıllık enflasyonun düşmesiyle beklentilerde iyileşme hızlanacak. Not görünümünde iyileşme başladı. Henüz not artışı yok ama gelecek, buna inanıyoruz” diye konuştu. 12 Ocak’ta Moody’s’den bir değerlendirme gelirse bunun not artışı değil daha çok görünümün yükseltilmesi şeklinde olacağı görüşleri mevcut. Bu gerçeklik kazandığı takdirde 2024 yılında kredi not artırım beklentilerini canlandıracağı için piyasalarda olumlu algıya neden olabilir.
YUKARIDA YER ALAN BİLGİLER TAVSİYE NİTELİĞİ TAŞIMAYIP YATIRIM DANIŞMANLIĞI KAPSAMINDA DEĞİLDİR, YATIRIMCI PROFİLİNİZE UYMAYABİLİR.
Paylaş