Paylaş
GEREK sermaye gerekse para piyasalarında dengelerin çok hızlı değiştiği günlerden geçiyoruz. Piyasalar olumlu havayı tekrar yakalamaya çalışıyor. Son günlerde ABD tahvil faiz oranlarındaki yükseliş sürmesine rağmen borsa ve para birimleri faizdeki hareketlenmelere duyarsızlaşmaya başladı. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) devam eden faiz artırım sürecine piyasaların da katılmasına rağmen dolar değer kaybediyor.
Oysa paranın fiyatı faizdir. Dolardaki zayıflama altın ve petrol gibi emtiaların yanı sıra borsalardaki yükselişe destek veriyor. Dolardaki zayıflamanın nedenleri hakkında ise oldukça geniş bir görüş yelpazesi var. Trump’a ve politikalarına olan güven kaybı, Avrupa ekonomilerindeki toparlanmaya bağlı olarak Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişleme politikasını gözden geçireceği ve ABD’nin kamu harcamaları ile bütçe ve cari açıklarında artış beklentileri, enflasyondaki yükselişe karşılık kazanç tarafının zayıf olduğundan enflasyon artışını sınırlayacağı gibi az veya çok haklılık payları da olan bir çok görüş mevcut.
KRİTİK BİR EŞİK
Geçen yazılarımızda da vurguladığımız üzere faiz ve borsaların yani birbirine alternatif sermaye ve para piyasalarının aynı yönde hareket etmesi piyasa işleyişine aykırı bir durum. Ama kısa süreli bu tür uyumsuzluklar olsa da daha sonra olağan dengeye tekrar dönülecektir.
Son günlerde her piyasa kendine göre gerekçelerle hareket ediyor. Çok detaya girmeden faiz artışı enflasyondan, borsa büyüyen ekonomiden, altın ise enflasyon artışı ve zayıf dolardan besleniyor görünümü hakim.
Ancak ABD tahvil faiz artışındaki yükseliş ivme kazanırsa ki burada yüzde 3’ün üzerinde kalması kritik bir eşik gibi görülmeye başlandı, bu durumda borsa ve doların kayıtsız kalması zorlaşır. Dolardaki değerlenme ve faiz artışı Türkiye gibi gelişen piyasalar açısından portföy yatırımları (sıcak para) ve carry trade uygulamalarına olumsuz yansıyacak bir gelişme olur.
Bir yılı aşkın süredir yükselen ve primli borsalardaki hareketler daha yakından izleniyor. Gelen satışların sert olması borsacı deyimiyle yatırımcıların nasıl “kapıya yakın” durduklarını gösterdi.
FIRTINA SERT ESER
Yabancı yatırımcıların Borsa İstanbul’daki havanın gerildiği 9 Şubat haftası 368 milyon dolarlık hisse senedi, 516 milyon dolar tutarında tahvil bono satması bu durumu göstermesi açısından kayda değer. Dikkat çeken bir ayrıntı borsalardaki toparlanmalarda para birimlerindeki parite etkisi. Dow Jones Endeksi (ABD) zayıflayan dolar ile daha çabuk toparlanırken Euro’daki değerlenmeye karşılık Dax Endeksi (Almanya) daha zayıftı. Borsalardaki son dönemde görülen dalgalanmalar “zirvelerde fırtına sert eser” sözünü hatırlattı. Ancak kritik soru, bu fırtına borsaları aşağılara mı atacak yoksa daha yukarılara mı taşıyacak? Bu noktada biraz teknik analizden yardım alacak olursak, borsalarda tekrar zirve seviyelerine doğru yönelişlerde düşüş formasyonlarından “omuz baş omuz” veya “çift tepe” olasılıklarını dikkate almak gerekecek. Bu açıdan gerek Dow Jones ve Dax Endeksleri gibi yabancı borsalarda, gerekse Borsa İstanbul’da zirve seviyeleri geçilene kadar temkinli duruşu bozmamakta yarar var.
BORSADA TEPKİ YÜKSELİŞİ
Borsada tepki yükselişiBORSADA düşüş sonrası tepki alımlarıyla toparlanma çabası görülüyor. İlk direnç 118.400 olarak görülürken bu seviyelerde satışla karşılaşılabilir. 118.400 seviyesinin üzerinde ise çıkışın devamıyla birlikte verilecek daha önemli direnç 121.500 zirvesi. Geri çekilmelerde ise destek noktaları 115.600 ve 114.000-112.500 seviyelerinde. Tepki çıkışı sürmekle birlikte direnç seviyelerinde satışlar görülebilir.
Paylaş