Paylaş
Piyasaların gündeminde son günlerde Merkez Bankası kararları öne çıktı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) perşembe günü piyasa beklentilerinin aksine sürpriz bir kararla politika faiz oranını 2 puan artırarak yüzde 10.25 seviyesine yükseltti. Bu karar olumlu karşılanırken Borsa İstanbul’da banka hisseleri öncülüğünde sert tepki alımları görüldü, döviz kurlarında ise kâr satışlarına bağlı düşüş gerçekleşti. Dolar/TL kuru 7.50 seviyelerine kadar çekildi. Ancak piyasalar üzerindeki etkiler kısa süreli oldu.
ÖZKAYNAK ORANI DEĞİŞTİ
TCMB’nin kararının yanı sıra Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK), bankaların, swap limitlerini yasal özkaynaklara oranını yüzde 1’den yüzde 10’a çıkarması ‘normalleşme’ adımları olarak değerlendirildi. TCMB, toplantı sonrasında yayınlanan duyurusunda “güçlü kredi ivmesiyle ekonomide sağlanan hızlı toparlanma ve finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler neticesinde enflasyon öngörülenden daha yüksek bir seyir izlemiştir” vurgusu kayda değer.
Bilindiği üzere bir süredir her ne kadar örtülü faiz artırımı ile piyasa, mevduat ve kredi faiz oranlarında yükseliş görülse de gösterge faizin yüzde 8.25 seviyesinde kalması acaba şartlar elverdiğinde tekrar faiz indirimi mi gelecek kuşkusu uyandırıyordu. Enflasyon ile TCMB gösterge faiz arasındaki makas açılmış ve eksi faiz durumu söz konusuydu. Gerçi haftalık repo yani gösterge faiz bir süredir işlevsiz bir pencere idi. TCMB fonlamaları faizin daha yüksek olduğu gecelik borç verme (O/N) ve Geç Likidite Penceresi (GLP) üzerinden yapıyordu. Muhtemelen yine öyle devam edecek. O faizler de yüzde 11.75-13.25 seviyelerine yükseldi. Zira yüzde 10.25 olan gösterge faiz hala yüzde 11.77 olan enflasyonun altında. Ayrıca döviz kurlarındaki yükselişe cevap vermek ve bir hamle yapmak gerekliydi. TCMB döviz satışlarıyla kurlardaki yükselişe ket vurmak teşebbüsü pek sonuç vermedi. Ayrıca döviz rezervlerinde aşınmaya neden oldu. Bu nedenle parasal sıkılaştırma ve faiz silahını çekmek bir bakıma elzem bir durum halini almıştı denebilir. Bu açıdan doğru hamle. Ama yeterli olup olmayacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
FAİZ KARARI YETERLİ OLACAK MI?
TCMB’nin faiz artırımın piyasalar ve ekonomik veriler üzerinde beklenen etkiyi yapması için diğer etkenlerin de yardım etmesi gerekecek. Sermaye girişlerinin görülmesi, dövize talebin durması, 218 milyar dolara ulaşan banka döviz mevduatlarında çözülme, cari açığın azalması, dış piyasalarda ABD dolarındaki değerlenmenin durması gibi bazı gelişmelerin de yardımı gerekecek. Faiz artırım kararına diğer koşullar yardımcı olmazsa yeterli sonuç alınması zorlaşabilir. Bilindiği üzere salgın hastalık nedeniyle ülkeler, zayıflayan ekonomik aktiviteye ivme kazandırmak için faiz düşürüp piyasaya bolca nakit vererek parasal genişleme politikaları uyguladılar. TCMB de doğal olarak benzer uygulama içine girdi. Ekonomi üzerinde olumlu sonuç da verdi. Bu yılın üçüncü çeyreğinde yılın ilk yarısına göre ciddi bir büyüme bekleniyor. Şimdi ise şartların zorlamasıyla birlikte faiz artırıp parasal sıkılaştırma tedbirlerini devreye sokuldu. Bu hamlenin ekonomideki toparlanma eğilimine olumsuz bir etkisi olacak mı? Bunu önümüzdeki günlerde test etme imkânımız olacak.
ALTIN ZAYIFLADI, YENİ GÜVENLİ LİMAN DOLAR
Mart ayından bu yana piyasaların gözde yatırım aracı borsalar ile birlikte altındı. Ancak altının eskisi gibi parlamıyor, ışıltısı biraz zayıfladı. Salgın hastalıkta artan vaka sayıları ve ekonomilerin kapanma riskleri ABD dolarını tekrar öne çıkardı ve Dolar Endeksi 92’li seviyelerden 95 sınırına kadar yükseldi. Şimdilerde ABD doları güvenli liman işlevi görüyor. ABD dolarındaki yükseliş değerli metaller ve altın fiyatları üzerine baskı yapmaya başladı. Hatırlanırsa koronavirüsün ilk günlerinde benzer fiyatlamalar ile karşılaşmıştık. Daha sonra merkez bankalarının faiz düşürüp piyasaları nakde boğmasının ardından altın fiyatları yükselişe geçmişti. Altın fiyatını yükselten şartlarda çok fazla değişim yok. Faiz düşük ve düşük kalacak, piyasalardaki likiditenin çekilmesi gibi bir politikayı kimse dillendirmiyor. Ayrıca ABD’de son günlerde tekrar tartışmaya açılan 2.4 trilyon dolarlık bir teşvik paketi hazırlığı sürüyor, Kasımda çok tartışmalı geçmeye şimdiden aday bir ABD başkanlık seçimi var ve salgın hastalıkta artan vaka sayıları ekonomilerde kapanma endişelerini beraberinde getiriyor. 2.4 trilyon dolarlık paket devreye girerse (seçim öncesi olduğu için büyük olasılıkla girecek) bu dolarda arz artışı demek. Bu durumda dolardaki değerlenmenin zayıflaması gibi durumu da dikkate almak gerekecek. Bu görünüm altının güvenli limanı tekrar geri alması olasılığını canlı tutuyor.
BORSADA 1.141 DİRENCİ ÖNEMLİ
Borsada tepki yükselişi görüldü. İlk direnç 1.141 seviyesinde. Tepki çıkışının devamı ve güç kazanması için bu seviyenin geçilmesi önemli olacak. Bu seviyelerde satışlar görülebilir. Sonraki dirençler 1.185-1.200 seviyelerinde bulunuyor. İlk destek ise 1.118 seviyesinde. Tepki çıkışının gücünü koruması açısından bu seviyenin üzerinde tutunması gerekecek. Sonraki destek noktaları 1.100-1.084 seviyelerinde. Tepki yükselişi henüz güç kazanmış görülmüyor.
DOLAR/TL KURUNDA KÂR SATIŞLARI GÖRÜLDÜ
Dolar/TL kurunda kâr satışları görüldü. Destek noktaları 7.62 ve 7.51 seviyelerinde. 7.51 daha önemli. İlk direnç ise uzun dönem çıkış kanal direnci olan 7.71 seviyesinde. Bu seviyeye hareketlenmelerde tekrar satışlar görülebilir. Çıkışın devamı için 7.71 seviyesinin üzerinde kalınması gerekecek.
Paylaş