Paylaş
PİYASALARDA yön ve denge arayışı devam ediyor. Dış borsalarda toparlanma görülürken diğer yatırım araçlarında bir kararsızlık ve dalgalı seyirden söz etmek mümkün. Eş zamanlı birçok gelişme iç içe geçmiş durumda. Pandemi ile birlikte ekonomiye destek için piyasaya salınan bol para, aşının bulunmasıyla kısıtlamaların kaldırılması ve sonrasında ekonomilerdeki ciddi toparlanma ve varlık fiyatlarındaki yükseliş, artan talebe uyum sağlayamayan enerji emtialarındaki üretim yetersizliği ve tedarik sorunlarına bağlı olarak enflasyon kapıya dayandı. Bu durum ekonomi yönetimlerini, dahası merkez bankalarını önemli bir kararın eşiğine getirdi. Karar vericiler, enflasyona göz yumarak ekonomideki büyümeye bir süre daha yol verecekler veya artan enflasyon kaygılarıyla birlikte parasal sıkılaştırmaya gidip daraltıcı politikalara yönelecekler ve ekonomide soğutma çalışmalarına başlayacaklar. Bu arada stagflasyon (ekonomik durgunlukla yüksek enflasyonunun eş zamanlı görülmesi) tartışmaları da sürüyor. ABD Merkez Bankası (Fed) başta olmak üzere öncü merkez bankalarının niyetleri aslında belli. Erken veya geç kalmak gibi bir ikilem ile birlikte daha çok zamanlama konusunda bir tereddüt var. Fed yetkilileri ve bölge başkanlarının açıklamalarına bakıldığında tam bir görüş birliğinden söz etmek zor. Farklı görüşler mevcut.
ENERJİ FİYATLARI ARTIYOR
Erken bir sıkılaştırma ekonomik toparlanmaya zarar verirken geç kalınması durumunda enflasyonun kontrolden çıkması gibi riskler mevcut. Hele şu sıralar maliyet enflasyonu açısından oldukça önemli görülen doğalgaz, petrol ve kömür fiyatlarında yükselişler sürerken. Bu açıdan Fed’in kasım veya aralık aylarında tahvil alımlarının azaltımına başlaması öngörülüyor. Geçen hafta açıklanan Fed tutanaklarında bu durum açıkça dillendirilmiş. Eğer Fed bu yönde bir adım atarsa Avrupa ve diğer gelişmiş ülke merkez bankaları onu takip edecek. Rusya ve Brezilya başta olmak üzere Türkiye’nin de dahil olduğu gelişen ülkeler kategorisinde birçok ülke faiz artışına başladı bile. Hatta birkaç kez üst üste faiz arttırımı yaptılar. Türkiye’de ise durum biraz farklı. TCMB geçen ay bir puanlık faiz indirimine gitti. Önümüzdeki hafta tekrar faiz indiriminin gelip gelmeyeceği tartışılıyor. Piyasaların seyri merkez bankaları para politikaları kararlarıyla oldukça ilintili. Geçen hafta ABD eylül tüketici enflasyonu (TÜFE) yüzde 5.4 ile beklentilerin biraz üzerinde geldi. Bu rakam 2008 haziran ayındaki yüzde 5.6 seviyesinden bu yana en yüksek seviye. Bu durum tahvil alımlarının azaltılması kararı açısından 2-3 Kasım Fed toplantısını daha önemli hale getirdi. Yükselen enflasyona rağmen ABD başta olmak üzere dış borsalardaki yükselişi açıklanan 3.çeyrek bilançolarının beklentilerden iyi gelmesi ve ekonomik verilerdeki olumlu görünüme bağlamak yerinde olacak.
MERKEZ TOPLANTISI BEKLENİYOR
İÇ ekonomik gündem perşembe günkü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) toplantısına odaklandı. Geçen hafta yapılan atama ve görev değişikliklerinin ardından faiz indiriminin devamı yönünde artan bir piyasa algısı ve fiyatlaması söz konusu. Ancak döviz kurlarındaki yükseliş, ayrıca kur geçişkenliğine bağlı olarak artan enflasyon kaygıları ve dış dünyadaki parasal sıkılaştırma hazırlıkları da önemli. Bu durumun karar noktasında dikkate alınması olağan bir gelişme olacaktır. Diğer yandan, enflasyonun altında faiz uygulamasının (eksi faiz) olumsuz sonuçları daha önce tecrübe edilmiş bir konu. Bu yönden bakılınca faiz kararının pas geçilmesi olası görülüyor. Ancak eylül toplantısıyla birlikte TCMB sıkı para politikasından gevşek modele geçmişti. Bu eğilim sürüyor ise faiz indirimlerinin devamı da mümkün olabilir. Bize göre birinci şık daha olası görülse de yine de 21 Ekim Perşembe günü saat 14.00’deki kararı görmek yerinde olacak. Diğer gündem konuları arasında 22 Ekim Cuma günü açıklanacak S&P’nin Türkiye değerlendirmeleri var. Kredi notunda ve görünümde değişim beklenmiyor. Ayrıca Borsa İstanbul’da 3. çeyrek bilançoları beklenmeye başlandı.
YABANCI PARA MEVDUATI TEKRAR YÜKSELİYOR
BANKALARDAKİ yabancı para mevduatı yakından takip edilen veriler arasında. 8 Ekim haftasında bir önceki haftaya göre 1.6 milyar dolar artışla 234.2 milyar dolara yükseldi. Döviz kurları düşse de yükselse de yabancı para mevduatında çözülme pek yok. TCMB brüt rezervleri ise yine 8 Ekim ile biten haftada 1.7 milyar dolar artışla 123.4 milyar dolara ulaştı. Aynı hafta yurtdışı yerleşiklerin hisse senetleri ve tahvil bonodaki çıkışların sürdüğü görüldü. Toplamda 62 milyon dolarlık bir yabancı çıkışı olmuş. Borsa İstanbul’daki yabancı payındaki gerileme, döviz kurları ve tahvil faiz oranlarındaki yükseliş bu yönde sinyal veriyor zaten. Ayrıca TCMB faiz indirirken kısa ve uzun dönemli gösterge tahvil faizlerindeki (piyasa faizi) yükselişin sürüyor olması kayda değer bir görünüm.
BORSA DİRENÇLERDE ZORLANIYOR
BORSADA tepki yükselişi direnç seviyelerini geçmekte zorlandı ve satışla karşılaştı. İlk destekler 1.400-1.395 seviyelerinde görülürken sonraki destek noktaları 1.385-1.375 seviyelerinde bulunuyor. İlk dirençler ise 1.425-1.432 seviyelerinde. Tepki çıkışının devamı için bu seviyelerin geçilmesi gerekecek. Sonraki dirençler 1.450-1.460 seviyelerinde. Endekste geri çekilmelerde tepki alım denemeleri görülebilir. Ancak zayıf görünüm sürüyor.
DOLAR/TL KURUNDA DİRENÇLERE DİKKAT
DOLAR/TL kurunda çıkış trendi sürmekle birlikte uzun dönem trend direnç seviyeleri geçildi. İlk destekler 9.25 ve 9.20-9.18 seviyelerinde. 9.20-9.18 daha önemli ve bu seviyelerin üzerinde çıkış hareketi gücünü koruyabilir. Aksi taktirde sonraki destekler 9.14-9.11 ve 9.00 seviyelerinde bulunuyor. İlk direnç 9.30 seviyesinde. Bu seviyelerde kâr satışları görülebilir. 9.30 seviyesinin üzerinde ise çıkışın devamıyla birlikte sonraki dirençler 9.40-9.50 seviyelerinde bulunuyor. 9.30 seviyesini geçemeyen çıkış denemeleri satışla karşılaşabilir.
ALTINDA DALGALI SEYİR
BİR süredir hareketsiz kalan altın fiyatlarında geçen hafta dalgalanma görüldü. ABD 10 yıllık bono faiz oranının geri çekilip ABD dolarındaki değerlenmenin (Dolar Endeksi) ivme kaybı altının ons fiyatını 1.800 dolara kadar yükseltti. Daha sonra faizin tekrar yükselmesi altın fiyatına bu defa düşüş olarak yansıdı. İç piyasalarda gram/TL fiyatı ise bilindiği üzere ons fiyatı ve dolar/TL bileşeninden oluşuyor. İki bileşendeki yükselişin etkisiyle 530 seviyesine kadar yükselse de ons fiyatındaki gerileme ile kâr satışlarına maruz kaldı. Kısa dönem çıkışın devamı açısından 530-535 seviyeleri önem kazanmış durumda. Geri çekilmelerde ise ilk ciddi tutunma noktaları 510-500 olarak görülüyor.
YUKARIDA YER ALAN BİLGİLER TAVSİYE NİTELİĞİ TAŞIMAYIP YATIRIM DANIŞMANLIĞI KAPSAMINDA DEĞİLDİR, YATIRIMCI PROFİLİNİZE UYMAYABİLİR.
Paylaş