Paylaş
PİYASALARDA gerginlik hakim. Borsalarda sert düşüşlere karşılık faiz ve döviz kurları yani para piyasaları daha sakin. Son bir haftada Dow Jones Endeksindeki (ABD) düşüş zirve seviyesinden yaklaşık olarak yüzde 10’u aşarken, Borsa İstanbul’da yüzde 7 civarında. Aynı dönemde tahvil bono faiz oranları ve para birimlerindeki yükselişler daha sınırlı. Eski Fed başkanları Greenspan ve Yellen’in ABD borsaları düşüşe geçemeden hemen önce “hisse senetleri fiyatlarında balon var, hisse fiyatları yüksek” şeklinde ifadeleri olmuştu. Tetiği bir yerde onlar düşürdü veya işaret fişeğini onlar ateşledi, desek yeridir. Dow Jones endeksi son iki aydaki primini bir haftada geri aldı. Bir bakıma, kaşıkla verdi kepçe ile aldı. Daha önceleri yaşanan birçok düzeltme ve kâr satışları alım fırsatı olarak görülmüştü. Bu nedenle borsada uzun soluklu çıkış trendlerinde oluşan düşüş sinyallerinin ihmali, görmezden gelinmesi gibi duyarsızlık hali veya körlük son düşüşte de yaşandı sanırım.
ALTINDA GERİLEME
Genelde trend dönüşleri çok beklenmedik zamanlarda olur. Hatta “borsada düşüş başlayacağı zaman zil çalmaz” diye eski bir borsacı sözü de vardır. ABD borsalarındaki satışlarla eş zamanlı “güvenli liman” özelliği öne çıkarılarak tahvil bonoya ve altına alımlar geldi. Ancak daha sonraki aşamada yüksek faizle birlikte doların değer kazanmasına bağlı olarak altın fiyatlarında gerileme görüldü. Ticaret durmaz, sözünden hareketle şimdi borsalardan çıkan para nereye yönelecek, sorusuna odaklanmak zamanı. Daha düşük fiyattan tekrar borsaya mı dönecek yoksa makas değişikliğiyle faiz veya altın gibi diğer yatırım araçlarına mı? Bir yılı aşkın süren yükselişi dikkate aldığımızda son düşüşle birlikte borsaların çok ucuzladığını söylemek için henüz erken. Dow Jones endeksi öncülüğündeki düşüş Türkiye’nin de yer aldığı gelişen ülke borsalarına biraz daha zayıf yansıdı. Bu defa “Amerika hapşırsa dünya nezle olur” sözü tam karşılığını bulmadı yani. Bu olayda gelişen ülke piyasalarının daha düşük fiyat kazanç ve yüksek faiz oranları gibi faktörlerin bir parça etkili olduğunu, kalkan işlevi gördüğünü söylemek mümkün.
YÜKSEK MALİYET
Borsa İstanbul’da önemli değerleme kriterlerinden fiyat kazanç oranları 10-11 seviyelerinde seyrederken bu oranın ABD ve gelişmiş ülkelerde yaklaşık 20 ortalama ile hareket ettiği biliniyor. Ayrıca gelişen ülkelerdeki faiz oranları daha yüksek. Bu görünüm böyle zamanlarda belki avantaj olarak görülebilir fakat faiz yükselişi Türkiye gibi dış finansman ihtiyacındaki gelişen ülkeler için yeni borçlanmalarda daha yüksek maliyet demek. Bu durumda Türkiye’nin borçları çevirmek için yıllık kabaca 200 milyar dolar civarındaki dış kaynak ihtiyacı ve bankacılık sektöründe yüzde 121 oranındaki kredi/mevduat oranıyla reel sektörün 214 milyar dolarlık döviz açığı akla geliyor. Diğer yandan devamlılığı tartışmalı ekonomik büyüme dışında Türkiye’ye özel hikaye veya beklenti bulmak da zor bu aşamada. Ayrıca piyasaların bir süredir görmezden geldiği Suriye ve Ortadoğu var. Dış piyasalardaki gelişmelere duyarlılık devam etmekle birlikte temkinli görünüm korunabilir.
DOLAR/TL KURUNDA 3.85 ÖNEMLİ
KISA dönem düşüş trendini kıran dolar/TL kurunda tepki çıkışının devamı için 3.85 seviyesinin geçilmesi önemli. Bu durumda sonraki dirençler 3.90 ve 3.98 seviyelerinde. Geri çekilmelerde ilk tutunma noktası 3.80 olarak görülüyor. Bu seviyenin üzerinde tepki çıkışı gücünü koruyacak. Aksi takdirde sonraki destek noktaları 3.77-3.72 seviyelerinde. Direnç seviyelerinde satış denemeleri görülse de tepki yükselişi etkisini sürdürebilir.
BORSADA DESTEKLERE DİKKAT
BORSADA düşüş hareketi ve destek arayışı sürüyor. 112.500 ilk destek noktası olarak görülürken bu seviyenin üzerinde tepki alımları görülebilir. Aksi takdirde sonraki destekler 111.000-110.000 ve 108.500 seviyelerinde. İlk direnç ise 116.500 seviyesinde. Olası tepki çıkışının devamı için bu seviyenin geçilmesi gerekecek. Destek seviyelerinde tepki alımları görülse de satış baskısı sürebilir.
Paylaş