Paylaş
Piyasalarda para girişlerine bağlı iyimserlik devam ediyor. Gündem bu aşamada piyasalar üzerinde çok etkili değil. Son gelişmeler eski bir borsacı sözü olan ‘büyük para haklıdır’ sözünü doğrular nitelikte. ABD’de geçtiğimiz hafta içi Trump taraftarlarının ABD Kongresi’ni basması ve kan dökülmesi dahi piyasalardaki olumlu havayı bozmadı. ABD Kongresi basıldığı sırada ABD borsaları yüzde 1’in üzerinde primli görünümünü koruyordu. Bu gelişmede Georgia seçimlerini Demokratların kazanması ve Senato’da kontrolün Demokratlara geçmesi, dolayısıyla yeni teşvik paketi ile altyapı yatırımlarına yönelik beklentilerin payı önemliydi. Nitekim başkanlığı tescillenen Joe Biden’den trilyonlarca dolarlık destek paketi vaadi geldi.
İÇ PİYASAYA OLUMLU ETKİ
Risk iştahı yüksek olan piyasalar yeni para kokusunu alınca olaylara duyarsız kaldı. Ancak olaylar diğer eyalet ve şehirlere yaygınlık gösterse idi durum daha farklı olabilirdi. Trump’ın daha sonra yapıcı bir tavır izlemesi, itidal çağrıları ve sorunsuz bir devir teslim olacağını açıklaması olumlu havayı destekledi.
Bu olayın piyasayı ilgilendiren yönü, borsalardaki çıkış hareketinin gücünü ve bardağın dolu tarafını görme eğilimini göstermesi oldu. Dış piyasalardaki bu durum doğal olarak iç piyasalarda var olan olumlu havaya katkı yaptı. Ekonomi yönetimi ve para politikalarındaki değişiklikle iç piyasalarda kasım ayından bu yana devam eden bir iyimserlik var. Ayrıca para girişleriyle desteklenen bir görünüm hakim. Yabancı girişleri miktarı geçtiğimiz haftalara göre biraz azalsa da sürüyor.
İYİMSERLİK SÜRÜYOR
Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre 31 Aralık haftasında hisse senetlerine 93.7 milyon dolar, tahvil bonoya (DİBS) 35.1 milyon dolar giriş gerçekleşti. 2020 yılının tamamında son aylardaki girişlere rağmen sıcak para çıkışlarının yaşandığı bir yıl oldu. Ancak yerli katkısı daha fazla. Yabancı girişlerine rağmen Borsa İstanbul’da yabancı payının yüzde 48.72 seviyesine gerilemesi bunu gösteriyor. Yatırım araçlarında son ayların şampiyonu tartışmasız hisse senedi. Dış borsalarda köpük ve balon uyarıları dillendirilmeye başlansa da iyimserlik yeni yılın ilk günlerinde de sürüyor. Olumlu havanın devamı yine para girişlerine bağlı olacak.
ENFLASYON MERKEZ FAİZİNİ ETKİLER Mİ?
Aralık enflasyonu beklentilerin biraz üzerinde geldi. Aralıkta yüzde 1.25, yıllıkta yüzde 14.60 oldu. Merkez Bankası (TCMB) gösterge faiz yüzde 17 olunca faiz artırımı olmayabilir veya 1 puanlık artış olabilir gibi tahminler yapılıyor. Ağırlıklı görüş, 21 Ocak’taki toplantıda TCMB faiz oranını değiştirmeyeceği yönünde. Sıkı para politikası sonuç verir, enflasyonda düşüş eğilimi görülürse reel faiz daha da artabilir. Dış dünyadaki faiz oranlarını dikkate alınca Türkiye’deki mevcut faiz yeterince yüksek. Birçok ülkede faiz enflasyonun altında (eksi faiz). Türkiye’ye göre çok daha düşükler. Bu yönden TL cazibesini koruyor. Faiz artışına bağlı olarak Türkiye’ye sıcak para girişleri artsa da yüksek faizin geçtiğimiz yazılarımızda vurguladığımız üzere reel ekonomi üzerinde olumsuz etkileri olasıdır. Ayrıca rekorlar tazeleyen borsa için bu aşamada değil belki ama önümüzdeki dönemler için sermaye piyasalarına alternatif olma özelliği de mevcut. Banka kredilerindeki gerileme devam ediyor. Bu gelişmede kredi faizlerindeki yükselişin payı var. Önümüzdeki hafta yine yoğun bir veri akışı olacak. İşsizlik, sanayi üretimi, ödemeler dengesi, konut satışları, bütçe gerçekleşmeleri. Açıklanacak verilerde çok önemli sapmalar olmadıktan sonra piyasalar üzerinde etki yapması zor. Geçen hafta açıklanan 2020 yılı Hazine nakit dengesi 181.8 milyar TL açık verirken dış ticaret dengesinde açık 49.9 milyar dolar olarak gerçekleşti. TCMB faiz kararı ve bir parça enflasyonu hariç tutarsak son dönemde açıklanan makroekonomik verilerle fiyatlamalarda çok etkili değil.
DÖVİZ MEVDUATINDA TABLO DEĞİŞMEDİ
Bankalardaki döviz mevduatında artış sürüyor. TCMB verilerine göre, 2020 yılının son haftasında bankalardaki yabancı mevduatı 800 milyon dolar artışla birlikte 235.6 milyar dolara yükseldi. Toplam mevduatın yüzde 55’ini oluşturuyor. Döviz kurlarının yükselmesi veya düşmesi, faiz oranlarının belirgin bir şekilde artması dövize yönelimi kırılmış değil. Döviz, gayrimenkul, altın bir bakıma yılların alışkanlığı veya geleneksel yatırım aracı olarak görülüyor. Borsada son dönemde oluşan ciddi primler ve yüksek faiz, yani alternatif getiriler bu eğilimi henüz değiştirmiş görülmüyor. Faiz biraz daha bu seviyelerde kalır ve döviz kurunda yükseliş beklentileri kırılırsa değişir mi? Bunu zaman gösterecek. Dış ticaret ve cari açık, dış borç ödemelerine karşılık döviz kurları için iç talepteki zayıflama önemli olacak. Sıcak para girişlerinin etkisi kısa süreli olur, kalıcı bir etki yaratması zor.
BİST REKORU SÜRDÜRÜYOR
Borsa İstanbul’da çıkış trendi yeni zirve denemeleriyle sürüyor. İlk dirençler 1.550 ve 1.600 seviyelerinde. Bu seviyelerin üzerinde verilecek direnç ise 1.700 olarak görülüyor. İlk destek ise 1.500 seviyesinde. Bu seviyenin üzerinde tutunamaması durumunda sonraki destekler 1.474 ve 1.465 seviyelerinde. Çıkış hareketi sürmekle birlikte direnç seviyelerinde kâr satışları görülebilir.
DOLAR/TL'DE TEPKİ ALIMLARI ZAYIF
Dolar/TL’de tepki alım denemelerine rağmen düşüş trendi devam ediyor. İlk destek 7.25 seviyesinde görülürken bu seviyenin üzerinde gelen tepki alım denemeleri henüz güç kazanmış değil. Sonraki destekler 7.10 ve 7.00 seviyelerinde bulunuyor. İlk dirençler ise 7.40 ve 7.50 seviyelerinde. Tepki çıkışının devamı açısından 7.50 seviyesinin geçilmesi önemli olacak. Destek noktalarında tepki alımları görülse de satış baskısı devam ediyor.
FAİZ YÜKSELİNCE ALTIN FİYATI DÜŞTÜ
Piyasada devam eden bol likidite ve düşük faiz ortamı uzun vade enflasyon beklentilerini yükseltmiş durumda. ABD’de yeni başkan Biden’ın gelmesiyle parasal genişleme ve likiditenin daha da artacağı beklentisi hakim. Artan enflasyon beklentilerine paralel olarak ABD uzun dönemli tahvil faiz oranları yükselmeye devam ediyor. Bu durum altın fiyatlarına düşüş olarak yansımaya başladı. ABD 10 yıllık bono faiz oranı yüzde 1’in üzerine çıkınca altın fiyatında (ons/dolar) sert düşüş gözlendi ve 1.900 seviyesinin üzerinden 1.850’nin altına çekildi. Buna paralel olarak iç piyasalarda gram/TL fiyatı da geriledi. Parasal genişleme, düşük faiz, salgın hastalığa bağlı vaka sayılarındaki artış, aşı uygulamalarındaki yavaşlama, kısıtlayıcı tedbirler ve mutasyon konuları daha geniş ölçekte altın fiyatını destekliyor. Bunların arasında enflasyon ve faiz önemli bir paya sahip. Gerçi enflasyondaki artış beklentileri altın fiyatlarını yükseltecek bir faktör. Ancak faiz de yükselince altın fiyatı üzerindeki enflasyon etkisi zayıfladı. Küresel ekonomi salgının olumsuz etkilerine bağlı olarak üretim kaybı ve daha düşük büyüme ile karşı karşıya. İkinci çeyrekteki sert küçülme henüz telafi edilmiş değil.
Diğer yandan kuraklık ve gıda fiyatlarında yükseliş eğilimi var. Arz kısılırken düşük faiz ve bollaşan para ile talep destekleniyor gibi bir görünüm hakim. Bu durum varlık fiyatlarını yükseltecek beklentisini öne çıkarmış durumda. Parasal genişlemeye bağlı olarak doğacak sorunlar ve sterilizasyon konusu bugünün meselesi olarak görülmüyor olabilir. Ancak olası etkileri uzun dönem faiz oranı ve altın üzerinde kendini göstermeye ve fiyatlanmaya başladı.
Paylaş