Paylaş
Piyasalarda ABD tahvil faiz oranlarındaki yükseliş gündemdeki yerini koruyor. Piyasaların seyri açısından son dönemde ABD 10 yıllık bono faizi önemli bir referans noktası haline geldi. Yükselen faiz yatırım araçları üzerinde dalgalanmalara neden oldu. Altın, gümüş başta olmak üzere bazı emtia fiyatlarıyla, Euro ve dolar paritelerine etkileri daha derin olurken borsalardaki düşüşler sınırlı kaldı. Borsa İstanbul, ABD ve Almanya Borsaları destek seviyelerinde tutundu ve tepki alımlarıyla karşılaştı. Enflasyon kaygılarının ABD uzun dönem faiz oranlarını yukarı çekmesi geçtiğimiz günlerde piyasalar tarafından belli ölçüde fiyatlanmıştı. Ancak ABD Merkez Bankası Başkanı (Fed) Powell’in perşembe günü yaptığı açıklamalar tedirginliği artırdı. Powell, Fed’in hareket geçmesi için tahvil faizlerinde daha yüksek oranda artış görülmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, “2021’de tam istihdama ulaşılmasının pek mümkün olmadığını kaydederken ekonomi toparlandıkça, enflasyonun yükselmesini bekliyorum. Fed enflasyon hedefine ulaşmak için araçlarını kullanacak. Enflasyonda geçici bir artış görülmesi halinde sabırlı olacağız” şeklinde konuştu.
İŞARET OLARAK ALGILANDI
Oysa piyasalar Fed’den faiz artışına karşılık tahvil alımlarının arttırılması gibi başka bir tavır bekliyordu. Powell ise pek oralı olmadı bir bakıma yol verdi. Cuma günü açıklanan ABD tarım dışı istihdam ve işsizlik verileri de beklentilerden daha olumlu gelince ilk tepki olarak ekonomideki toparlanmanın devam ettiğinin işareti olarak algılandı ve ABD 10 yıllık bono faizi yüzde 1.62 seviyesinin üzerini görürken ABD doları değer kazanmayı sürdürdü. ABD Doları’nın Euro ve Japon Yeni başta olmak üzere altı para birimine karşı değişimini gösteren Dolar Endeksi 92 seviyesinin üzerini test etti. Euro/Dolar paritesi ise geçtiğimiz Kasım ayından bu yana ilk defa 1.20 seviyesinin altına salınım gösterdi. Ancak ABD tarım dışı istihdamındaki artış ile işsizlik oranındaki gerileme ekonomideki büyüme algısının bir başka etkisi olarak cuma akşamı ABD borsaları üzerinde yükseliş olarak kendisini gösterdi. Bu meyanda ABD 10 yıllık bono faiz oranı yüzde 1.60 seviyesinin, Dolar Endeksi 92’nin altına çekildi. Bu gelişme yarınki piyasa açılışlarında olumlu etkisini gösterebilir.
BASKI ALTINDA TUTABİLİR
Fed faiz oranı ve para politikası, sadece TL dahil gelişen ülke para birimleri ile borsaları için değil, küresel piyasalar açısından da çok önemli bir parametre. Ancak enflasyon beklentisi ve faiz artışına karşılık Fed’in pandemi ortamında parasal sıkılaştırmaya gidecek ve faiz arttıracak hali yok. Fed Başkanı Powell daha önce yaptığı açıklamalarda birçok defa Fed faiz oranı 2022 yılına kadar sıfıra yakın kalacak demişti. İlk aşamada kısa süreli bir panik havası yaşansa da borsaların ABD tahvil faiz artışına duyarlılığının azalmasında, ekonomideki toparlanma eğiliminin yanında, Fed para politikasının değişmeyeceği beklentisinin de payı olabilir. Bununla birlikte ‘faiz yükselişi sürerse piyasaları bir süre daha baskı altında tutabilir’ dipnotunu da eklemekte yarar var.
TCMB'NİN 18 MART TOPLANTISI BEKLENİYOR
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal, “Para politikasındaki sıkı duruşu enflasyonda yüzde 5 hedefine ulaşana kadar sürdüreceğiz” açıklamasını yeniledi. Beklentilerin biraz üzerinde gelen şubat enflasyonu, döviz kurlarının tekrar ayağını frenden gaza kaydırması ve ABD tahvil faizlerindeki yükseliş gibi üç önemli gelişmeyi bir arada düşündüğümüzde bu açıklama sözlü yönlendirme açısından yerinde bir adım olarak değerlendirilebilir. Bunun 18 Mart toplantısında bir faiz artışı için sinyal mi yoksa sadece sözlü yönlendirme olarak mı kalacağı konusu bu aşamada soru işareti. Ancak JP Morgan gibi bazı yabancı yatırım bankaları 100 baz puanlık bir faiz artışı beklediklerini açıkladılar. Dış dünya ile karşılaştırıldığında TCMB politika faizi zaten yüksek ve enflasyonun üzerinde. Yeni bir faiz artışının çok yararı olur mu tartışılır. O tarihe kadar ABD tahvil faizleri ve içeride döviz kurları biraz sakinleşirse bu tartışma da etkisini kaybeder. Diğer kayda değer durum bankalardaki döviz mevduatında 2 milyar dolarlık düşüş oldu. Tüzel kişilerin mevduatından kaynaklanan düşüş ile birlikte 233 milyar dolara geriledi. Son haftalarda oldukça dalgalı seyir nedeniyle teyit açısından döviz mevduatı çözülüyor gibi bir anlamak yüklemek için çok erken.
BİST'TE YABANCININ HİSSE SATIŞI SÜRÜYOR
Son aylarda yabancı yatırımcının hisse satıp buna karşılık tahvil bono almaları yüksek faiz etkisi olarak tanımlanabilir. Borsa İstanbul’da yabancı yatırımcının hisse payı yüzde 45 seviyesine kadar gerilerken 26 Şubat haftasında 117 milyon dolarlık hisse satışı, 83 milyon dolarlık tahvil bono (DİBS) alımı gerçekleştirdiler. Yaklaşık altı haftadır hisse tarafında satış, tahvil bonoda alım yönündeki tavırları sürüyor. Yerli yatırımcılar ise hisse almaya devam ediyor. Borsayı son aylarda yeri yatırımcı taşıyor. Tahvil ve mevduat faizleri yüksek olsa da borsada yerli yatırımcı tavrını değiştirmiş değil. Hisse getirilerinin hala yüksek olması bu açıdan önemli bir paya sahip. BIST100 Endeksinde son dönemde patinaj görünümüne rağmen hisse bazlı hareketlilik canlı. Hareketli ve doğru hissede olanlar primi yakalıyor. Ancak Borsa İstanbul’da temel verileri güçlü bazı hisselerin hareketsiz kalması, buna karşılık temel açıdan daha zayıf hisselerin yüksek primlere ulaşması kanıksanan bir durum oldu. Borsacıların “hisse fiyatı yükselecek diye alınır, ucuz etin yahnisi yavan olur” gibi sözlerine atıfta bulunmak yerinde olacak. Fakat bazı zamanlar uzaklaşmalar olsa da bilanço analizi, teknik ve temel veriler borsalar için öncelik konusu olmaya devam edecek.
YOĞUN VERİ GÜNDEMİ
Geçen hafta beklentilerin biraz altında kalan büyüme ile yine hafif üzerinde gelen şubat enflasyonu piyasalar üzerindeki etkisi sınırlı kalmıştı. Önümüzdeki hafta işsizlik oranı, ödemeler dengesi, sanayi üretimi ve açıklanması beklenen ekonomik program var. Dışarıda ise ABD enflasyon verileri ile Avrupa Merkez Bankası toplantısı var. Avrupa’dan faiz değişimi beklenmiyor. Toplantı sonrası Başkan Lagarde’nin açıklamaları yakından izlenecek. Piyasalara etkisi bakımından ABD tahvil faizleri esas gündem olarak kalacak gibi. Petrol fiyatlarındaki yükseliş de kayda değer bir gelişme. Küresel ekonomideki büyüme eğilimi dışında OPEC ve OPEC dışı üreticilerin üretim kesintisine devam kararı petrol fiyatlarını yukarı çekiyor. Petrol ithal eden Türkiye için döviz kuru artışı ile petrol fiyatındaki yükseliş maliyet enflasyonu açısından hiç iyi değil tabi ki.
BORSA TEPKİ ÇIKIŞI GÜCÜNÜ KORUYOR
Borsada kâr satışlarının ardından tepki yükselişi devam ediyor. İlk destek 1.520-1.525 seviyelerinde bulunurken bu seviyenin üzerinde tepki çıkışı gücünü koruyabilir. Aksi takdirde sonraki destek noktaları 1.500-1.480 ve 1.443 seviyelerinde. İlk direnç ise 1.553 ve 1.575-1.582 seviyelerinde. 1.575-1.582 seviyeleri daha önemli. Çıkış hareketinin devamı için bu seviyelerin geçilmesi gerekecek. Çıkış denemeleri direnç seviyelerinde satışla karşılaşabilir.
DOLAR/TL'DE 7.62 SEVİYESİ ÖNEMLİ
Dolar/TL kurunda devam eden tepki çıkışının ilk dirençleri 7.60-7.62 seviyelerinde. Çıkışın devamı için bu seviyelerin geçilmesi önemli olacak. Sonraki direnç ise 7.75 olarak görülüyor. Geri çekilmelerde ilk destekler 7.50-7.47 ve 7.40 seviyelerinde bulunuyor. 7.40 daha önemli görülürken bu seviyenin altıda verilecek destek noktası ise 7.30 seviyesinde. Tepki yükselişi sürmekle birlikte direnç seviyelerinde satış denemeleri görülebilir.
Paylaş