Paylaş
Dalgalı seyrini sürdüren piyasaların gündeminde Avrupa Merkez Bankası toplantısı ve ABD enflasyon verileri vardı. Avrupa Merkez Bankası perşembe günkü toplantısında beklendiği üzere faiz değişimine gitmedi. Ancak toplantı sonrası yapılan açıklamalarla önümüzdeki döneme ilişkin yol haritası netleşti. Açıklamaların detayında; Varlık alım programının 1 Temmuz’da bitirileceği, temmuzda 25 baz puanlık faiz artışına niyetli olunduğu, orta vadeli enflasyon görünümü devam ederse veya bozulursa eylül toplantısında daha büyük bir faiz artışının uygun olacağı vurgulandı. 50 baz puanlık faiz arttırımı eylül toplantısında masadaki seçenekler arasında şeklinde değerlendirmeler yapıldı. Ayrıca bu yıl ve gelecek yıl için enflasyon tahminleri yukarı çekildi. Buna göre, 2022 yılı enflasyon tahmini yüzde 5.1’ten yüzde 6.8’e, 2023 tahmini yüzde 2.1’den yüzde 3.5’e, 2024 tahmini yüzde 1.9’dan yüzde 2.1’e yükseltildi. Oldukça ‘şahin’ olarak değerlendirilen bu tavrın ardından Avrupa başta olmak üzere dış borsalarda satışlar, tahvil faiz oranlarında yükselişler görüldü. Sonuç olarak, Avrupa Merkez Bankası (ECB), ABD Merkez Bankası’nı takip edeceğini, faiz artışı ve parasal sıkılaşma politikasına yönelik adımları temmuz ayından itibaren fiilen uygulamaya başlayacağını beyan etmiş oldu.
BELİRLEYİCİ OLUYOR
ABD Merkez Bankası (Fed), küresel piyasalar ve merkez bankaları için en önemli referanslardan biridir. ECB’nin açıklamaları gösterdi ki “Ön teker nereye arka teker de oraya“ misali Fed para politikaları belirleyici olmaya devam ediyor. Gelişmiş ülke merkez bankaları benzer politika uygulamalarına geçerken diğer yandan gelişen ülke merkez bankalarından da faiz artırım haberleri gelmeye devam ediyor. Hindistan, Şili, Polonya geçen hafta faiz artırımına gittiler. Rusya ise özel durumu (savaşta olması) nedeniyle ekonomiyi desteklemek üzere tekrar faiz indirdi. Rusya Merkez Bankası, politika faizini yüzde 11’den yüzde 9.5’e düşürdü. Bir de faiz indirimine giden Çin var. Çin ekonomisinde salgın hastalığa bağlı kapanmaların etkisiyle soğuma başlamıştı. Ayrıca Çin’de mevcut faiz enflasyonun üzerinde seyrediyor. Merkez bankası faizi yüzde 3.70, enflasyon yüzde 2.30 seviyelerinde. İndirim için marjları var. Türkiye ise ekonomide büyümeyi önceleyen politikası nedeniyle düşük faiz (eksi faiz) uygulayan ülkeler arasında. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Faiz arttırmayacağız, faiz düşürmeye devam edeceğiz” açıklaması özellikle para ve döviz piyasaları tarafından fiyatlamaya konu oldu. Yüksek enflasyon, sıkı para politikaları ve devam eden faiz artırım süreci, ekonomilerde zayıflama sinyalleri borsalarda temkinli görünümü de beraberinde getirmiş durumda.
ABD’DE ENFLASYON BEKLENTİLERİ AŞTI
ABD’de mayıs enflasyon verileri (TÜFE) beklentilerin üzerinde yüzde 8.6 olarak açıklandı (beklenti yüzde 8.3, geçen ay yüzde 8.3). Bu veri son 40 yılın zirvesi olarak kaydedildi. Aylıkta ise TÜFE yüzde 1.0 oldu (beklenti yüzde 0.7, geçen ay yüzde 0.3). Son açıklanan veriyle birlikte ABD’de enflasyonda zirvenin görülüp görülmediği tartışmaları azalabilir. Kısa bir geri çekilmenin ardından yükseliş tekrar ivme kazanmış görülüyor. Enflasyon verisinin açıklanması sonrası dış borsalarda satıcılı seyir derinlik kazanırken ABD tahvil faiz oranlarında yükseliş, ABD dolarında değer kazanımı devam etti. Dolar Endeksi’nde 104.00 seviyesi test edildi ve ABD 10 yıllık faiz oranında yüzde 3.14 seviyesinin üzeri görüldü. Bu görünüme bağlı olarak altının ons fiyatında düşüş eğilimi korunuyor. Ancak 1.825 seviyesine çekildikten sonra sert sayılabilecek bir tepki alımı geldi ve 1.870 seviyesi geçildi. Bu gelişmede sert düşüşe bağlı tepki hareketinin yanında yüksek enflasyon ve belirsizliğin artmasını dikkate almak gerekir.
İVME KAYBI VAR
Petrol fiyatında ise yükseliş hareketi korunmakla birlikte ivme kaybı var. AB’nin Rusya petrolüne karşı kısmi ambargo kararı, Çin’deki kısıtlamaların kaldırılması ve talepte artış beklentisi, ABD stoklarında azalma fiyatı destekliyor. Buna karşılık Çin Şanghay’da salgın hastalıkla ilgili bazı vakaların görülmesi, OPEC ve Rusya liderliğindeki müttefiklerinin ham petrol üretim artışı, Venezuela’nın bazı ABD petrol şirketlerine yeniden lisans vermeye başlaması yükselişi sınırlayan gelişmeler. Ayrıca ABD dolarındaki değer kazanımı, geniş ölçekte merkez bankalarının sıkı para politikalarıyla global ekonomideki yavaşlama beklentilerini de dikkate almak gerekecek. Diğer yandan ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, “ABD ekonomisinin resesyon yaşayacağını düşünmediğini” söyledi. Benzin fiyatlarının yakın zamanda düşmesinin pek olası olmadığını belirten Yellen, daha yüksek enerji ve gıda fiyatları riskleri gördüğünü, belirtti. Cuma günü enflasyon açıklayan diğer ülke Çin oldu. Çin’de geçen ay yüzde 1.9 olan TÜFE, mayısta yıllık yüzde 2.3 olarak açıklandı. Mayıs ayında salgın hastalığa bağlı kapanmaların kaldırılması talebi canlandırmaya başlamış görülüyor. Enerji ve gıda fiyatlarındaki artışlar, tedarik yollarındaki sıkıntıların enflasyon üzerindeki etkilerini bir süre daha sürdüreceğe benziyor.
15 HAZİRAN FED TOPLANTISI BEKLENİYOR
Önümüzdeki hafta gündem yine yoğun ve önemli. 15 Haziran’daki ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısı daha yakından takip edilecek. Yüksek enflasyon nedeniyle beklentiler 50 baz puanlık artırım yönünde. Bu karar çıkarsa piyasa beklentisi dahilinde olacağı için fazlaca dalgalanmaya neden olmayabilir. Ancak 50 baz puanın üzerinde bir artırım veya toplantı sonrası daha şahin açıklamalar gelirse piyasanın tepkisi farklı olacaktır. Ayrıca cuma günkü enflasyon sonrası temmuz ve eylül toplantıları için de 50 baz puanlık artırım olasılığı biraz daha kuvvetlendi. 75 baz puanlık artırım ihtimal dahilinde olsa da çok güç kazanmış görülmüyor. Önümüzdeki hafta Fed toplantısı dışında İngiltere ve Japonya Merkez Bankaları toplantıları, Almanya, İtalya, Fransa enflasyon verileri (TÜFE), ABD ÜFE açıklamaları var. Yüksek enflasyona karşılık getiri arayışı tekrar hisse senetlerini öne çıkarır mı? Bu yöndeki algı tazelenir mi? Bunun için gündemin biraz rahatlaması ile piyasalardaki dengenin sağlanması gerekecek.
AYLARDAN SONRA İLK ALIM
TCMB tarafından açıklanan haftalık “yurtdışı yerleşiklerin hisse senetleri ve tahvil bono işlemleri” yakından takip edilen veriler arasında. Borsa İstanbul’da hisse senetlerinde son aylarda devam eden yabancı satışları 3 Haziran ile biten haftada yerini 129.4 milyon dolarlık alıma bıraktı. Tahvil bonoda (DİBS) ise 40.9 milyon dolarlık çıkış vardı. Ancak cuma günü itibariyle hisse senetlerinde yabancı takas saklama payı %35’in altına salınım göstermiş durumda (%34.65). Bir önceki haftaki alımların geçen hafta pek devamı gelmiş görülmüyor. Diğer yandan bankalardaki yurtiçi yerleşiklerin yabancı para mevduatı 214 milyar dolar seviyesinde yatay seyrini korurken benzer görünüm 102 milyar dolar seviyelerinde seyreden TCMB brüt rezervleri için de söz konusu. Ayrıca Türkiye’nin 5 yıllık risk priminde 800 seviyesinin aşılması, eurobondlarda bazı vadelerde %10 seviyesinin üzerinin test edilmesi kayda değer gelişmeler. Hazine ve Maliye Bakanlığı, BDDK, SPK , TCMB tarafından silsile olarak açıklanan yeni düzenlemelerin piyasalara etkisi sınırlı kaldı.
BORSA DESTEK ARAYIŞINDA
Borsada kâr satışları derinlik kazanırken destek ve denge arayışı öne çıkmış durumda. İlk destekler 2.510-2.500 noktalarında. Bu seviyelerin altında verilecek sonraki destekler 2450 ve 2.410-2.350 seviyelerinde bulunuyor. Yukarı yönlü hareketlenmelerde ise muhtemel satış noktaları 2.600 ve 2.680-2.700 seviyelerinde. Endekste destek seviyelerinde tepki alım denemeleri görülse de satış baskısı korunuyor.
YUKARIDA YER ALAN BİLGİLER TAVSİYE NİTELİĞİ TAŞIMAYIP YATIRIM DANIŞMANLIĞI KAPSAMINDA DEĞİLDİR, YATIRIMCI PROFİLİNİZE UYMAYABİLİR.
Paylaş