Yemekte çay içilir mi? Hemen kestirmeden karşı çıkmadan önce şöyle bir düşünün isterseniz...
Börek de yemek değil mi? Böreğin yanında çay içmiyor muyuz?
Peki ya iftar sofraları? Sahur yemekleri? Baş köşelerinde çay oturmuyor mu?
Japonların suşinin yanında beyaz şarap içtiğini sananlardan mısınız? Yeri gelmişken Japonya’da suşi çubukla da yenmez, elle yenilir. Çiğ balık parçasının altındaki pirinç baş parmak ile orta parmak arasında tutulur. İşaret parmağı ile balığın üzerine bastırılır ve suşi başaşağı çevrilerek balık soya sosuna batırılır. Pirincin soya sosuna değmemesine dikkat edilir.
Suşinin yanında bira da iyi gider, ama geleneksel eşlikçisi yeşil çaydır.
Four Seasons’da çaylı mönü
Geçen gün küçük bir grup gurme yazar, Lipton’un Four Seasons Hotel’de verdiği akşam yemeğinde Unilever Türkiye Başkan Yardımcısı Mustafa Seçkin’in davetlisi olarak bir araya geldik.
Alışılagelmişin dışında bir mönü bizi bekliyordu. Şef Mehmet Gök yaratıcılığını konuşturmuş ve malzemelerinde çay kullandığı yemeklerden oluşan bir mönü hazırlamış. Yemeklere eşlik edecek çay eşlemesini ise bizzat Mustafa Seçkin üstlenmiş.
Birinci yemek sofradaki herkesin ortak takdirini toplayan Somon Balığı Gravlax’dı. Lipton’un mango, şeftali, portakal ile lezzetlendirilmiş beyaz çayında marine edilen balığın tuz ve şeker karışımında ateş kullanılmadan pişirilmesiyle yapılmıştı. Yanında içtiğimiz Lipton Pai Mutan ise Çin’in Fujian tepelerinden gelen bir beyaz çaydı. Beyaz Çay Türk tüketicisinin pek tanımadığı bir tür. Aslında bir çeşit yeşil çay ama çayın en uç, seçkin, taze sürgün yapraklarından elde edildiği için çayın Rolls Royce’u kabul ediliyor.
Çok daha fazla anti-oksidan içermesi ve çok daha fazla anti-bakteriyal özelliklere sahip olması nedeniyle en sağlıklı çay olarak biliniyor. Son derece zarif içimiyle Somon Gravlax’a kusursuz uyum sağladı ve beyaz şarabı asla aratmadı.
İkinci yemek ise Porcini mantarı ve beyaz şarap sirkeli Straccetti idi. Straccetti bir çeşit taze makarna. Şef Gök, straccetti hamurunu hazırlarken içine Lipton Yasemin çayı katmış.
Bir gün önceden hazırlanan hamur, vakumlanarak içindeki tüm havası alınmış ve bu şekilde dinlendirilmiş. Şerit şerit açılıp, kurutulduktan sonra suya atılarak pişirildiğinde, hamurun içindeki çay da demini bırakarak hamura benzersiz bir lezzet bırakmış. Straccetti’ye eşlik eden çay Lipton Jasmine Imperial’di. Hamurda da yaseminli çay kullanılmış olduğundan uyumlu bir eşlikçiydi ama bence uyumludan çok tamamlayıcı tatta bir çay daha iyi giderdi. Hamur işlerinin yanında demli Türk çayı içmeye alışan damak tadımın bir beklentisiydi belki de bu.
Ancak aslında harika bir eşleme olduğu, bir sonraki yemek gelene kadar damağımda kalan unutulmaz tatla kafama dank etti. Bu benzersiz tadı hálá unutamadım ve böylesi yaratıcı bir yemeği bir daha başka yerde yiyemeyeceğimden, belleğime yer etmesi için sık sık anmaya devam ediyorum.
Ana yemek olarak sunulan Lipton Yellow Label çay ile kaplanmış kuzu sırtının eşlikçisi Liptoh Nuwara Eliya siyah çaydı. Türk usulü 3-5 dakikalık uzun bir demlenme süresiyle elde edilmiş, yüksek tanenli bir çay olduğu için kırmızı etin yanına seçilmişti.
Güçlü gövdesiyle etin lezzeti altında ezilmedi. Kırmızı şarabın yerini tabii ki tutamadı ama yine de yeterince uyum gösterdi.
İşin tatlı kısmına girmiyorum. Tatlı ve çayın uyumu hepimizin malumu... Ancak sonuç olarak şunu söyleyebilirim ki yemekte içilecek içecekler arasında çay, şaraptan sonra en iyi alternatif. Denemenizi tavsiye ederim. Eşleme yaparken dikkat edeceğiniz kural basit. Tıpkı şarapta olduğu gibi zarif lezzetlerle hafif çayları, güçlü lezzetlerle güçlü tanenli çayları seçmek en güvenilir yol.