Trafik polisi uyuyor maganda cirit atıyor

Hiçbir trafik kuralına uymayarak caddelerde terör estiren motorculardan yana dertli meğer ne çok insan varmış.

Bir dokun bin ah işit... Geçen haftaki "Caddelerde Motorcu Terörü" başlıklı yazımın ardından motorcuların sorumsuz, kural tanımaz tutumlarıyla yarattıkları tehlikelerden müzdarip yüzlerce okurdan mesaj aldım.

Buna karşılık yazımın tüm motosiklet sürücülerini eleştirdiği zannına kapılan motosiklet tutkunlarından da bazı tepki mesajları geldi.

Her iki gruptan da işin dozunu kaçıranlar vardı.

Kural tanımayan motorcuları eleştiren yazımı tebrik edenlerden çok az sayıda da olsa bazıları işi tüm motosiklet sürücülerine nefret besleyecek kadar ileri götürüyordu.

Hatta bir tanesi, kurallara uymayan motorcuları trafikte taciz etmesiyle övünecek kadar azıtmıştı.

Söylediğine göre otoyolda emniyet şeridinden giden motorcuları kendi deyimiyle "kafa göstererek" zor duruma düşürüyormuş.

Sıkıştırdığı motosiklet sürücüsünün de bir insan olduğunu, sıkıştırma sonucu ölebileceğini düşünmeyecek ya da düşünse bile umursamayacak kadar insanlığını unutmuş bu kişiye cevap yazmadım. Tatsız bir şaka amacıyla yazılmış abuk sabuk bir mesaj olarak hiç kaale bile almayabilirdim ama trafikte bu cins magandalara da sık sık rastladığım için mesajı bir kenara atıp, unutma yolunu seçemedim. Yazımda bu gibilerden de bahsetme zorunluluğu hissettim.

Trafik magandalığı tek taraflı değil tabii ki. Motosiklet sürücülerine saygı göstermeyen oto sürücüleri kadar otomobil sürücülerine saygısı olmayan motorcular da çok.

Bunlar da mesajlarını esirgememişler benden. Biri aynen şöyle yazmış (pardon aynen demeyeyim, çok fazla Türkçe yanlışı olduğu için cümlesinin anlaşılabilir olması amacıyla hatalarını düzeltmek zorunda kaldım); "Ben araçlar arasında slalom yapıp durur, trafikte araçlarla kaldırım arasında süratle yol alırken o kapıyı açan kişi LÜTFEN sen ol olur mu?"

Türkiye’deki trafik terörünün nedeni apaçık ortada değil mi? Bu zihniyetin bu denli yaygın olması, sorunun eğitimle de çözülemeyeceğini gösteriyor.

Sorun kendinden başkalarına en ufak bir saygısı olmayan insanların sayısının hızla artmasında. Ne yazık ki, terör estirmeye yetecek kadar çoğaldılar da.

Kasksız motor kafasız manşet

Dünya Supersport Motosiklet Şampiyonu Kenan Sofuoğlu ve arkasındaki muhabirin motor üzerinde, kasksız sürat yapar gösteren fotoğrafını kapaktan yayınlama sorumsuzluğunu gösteren Sabah’ı eleştirmiştim.

Yazımın ardında, Sofuoğlu bir basın toplantısı yapıp motosiklet tutkunlarını "İki tekerlek üzerindesiniz, mutlaka kaskınızı takın" diye uyarmış.

Yazımdaki amacım Sofuoğlu’nu eleştirmek değildi. Sofuoğlu’nun uyarısı güzel bir gelişme ve yerinde bir uyarı tabii ki. Ama asıl yanlışını düzeltmesi gereken Sabah gazetesi. Muhabirinin Dünya Motosiklet Şampiyonu’nu tuzağa düşürüp, kasksız fotoğraf çektirmeye nasıl ikna ettiğini tahmin edebiliyorum. Sofuoğlu’nun bu ısrar karşısında nasıl ikna olduğunu da görür gibiyim.

Ortada bir suçlu varsa bu ne Sofoğlu’dur ne de muhabir. "Gençleri kasksız motosiklet kullanmaya özendiren bu fotoğrafın sorumlusu büyük olasılıkla foto muhabiridir. Baş sorumlu ise fotoğrafa gazetenin kapağında yer veren editörler."

Bir dünya şampiyonumuzu bu gibi kumpaslara getirmek kimseye yakışmıyor. Neyseki Sofuoğlu bilinçli, gereken cevabı basın toplantısında vermiş.

Türk asıllı Musevi

Ertuğrul Özkök geçen gün haklı olarak yakınıyordu. Musevi inançlı bir Türk vatandaşıyla ilgili haberi Hürriyet’in birinci sayfasından verdikten sonra ikilemde kalmış; "Musevi asıllı Türk işadamı" denilmesi mi doğru, yoksa bir Türk işadamı için inancı ne olursa olsun "Musevi asıllı" ya da falanca asıllı tanımlamasını kullanmaktan kaçınmak mı doğru diye...

Bence en doğru tanım "Türk asıllı Musevi" demek olurdu.

Bir kimliğin aslı nedir ki? Hangisi daha önce gelir? Bir Türk’ü en başta hangisi tanımlar? Milliyeti mi, dini mi, ırkı mı?

Aslolan milliyetse "Musevi asıllı Türk" veya "Kürt asıllı Türk" demektense, "Türk asıllı Musevi", "Türk asıllı Kürt" veya "Türk asıllı Ermeni" demek daha doğru değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları