Trafik magandalarına maganda cezası kesilsin

Otoyollarda kaza yapanlara, trafiğin sıkışmasına yol açtıkları için ekstra ceza kesilmeli.

Dümdüz otoyolda bile kaza yapmayı becerenlerden, trafiğin sıkışmasından doğan iş gücü ve ekonomik kayıpların tazminatının, kazadaki kusur oranlarına göre tahsil edilmesi, sizce de adil bir çözüm olmaz mı?

TEM ya da E-5 otoyolundan en az bir trafik kazasına rastlamadan geçmek olanaksız oldu. Her kaza, otoyolun hangi yanında olursa olsun, iki yöndeki yolun birden tıkanmasına yol açıyor. Hele bir de işe gidiş ve eve dönüş saatlerine rastlarsa, zaten milim milim giden trafik çıldırtma noktasına geliyor.

Geçen gün TEM otoyolundan işe gelirken, hızla akan trafik aniden durdu. Adım adım ilerlemeye başladık. Topu topu iki kilometreyi, bir saate yakın bir zamanda aldıktan sonra, tıkanıklığın nedeni anlaşıldı... Şehirlerarası bir otobüs, sağ ön tarafından önündeki kamyonun kasasının sağına çarpmış. Arkadan gelen otomobillerden biri, otobüsün sol yanındaki bagaj kapağına, bir diğeri ise önündeki kamyonun altına girmiş. Her iki otomobil de paramparça ama kamyonun altına girene otomobil demeye bile bin şahit ister.

Dümdüz, dört şeritli bir yolda otobüs, kamyona arka köşeden nasıl çarpar? Hadi çarptı, aynı yönde giden iki aracın çarpışması sonucunda bu kadar hasar oluşması için otobüsün ne hızla gidiyor olması lazım?

Otoyollardaki kazaların tek nedeni var, Türk sürücüler arasındaki maganda oranının Aziz Nesin’in meşhur iddiasındaki toplumdaki aptal oranından pek farklı olmaması.

Bu düşüncesiz sürücüler sadece kendilerine ve çarptıkları araçtakilere değil tüm Türkiye’ye zarar veriyorlar. Yol açtıkları kazalarla telafi edilemez acılara ek olarak, günde birkaç kez yolları tıkıyor ve çok büyük boyutlarda işgücü kaybına yol açıyorlar.

Bu kafasızların verdiği zararın bedelini neden toplum olarak ödemek zorunda kalalım ki? Verdikleri zararı, kazadaki kusur oranına göre kendilerinden tahsil edecek bir yöntem bulunsa fena mı olur?

Ekstra trafik cezası önerileri

Sapağı kaçırınca emniyet şeridinden geri geri gidenlere: Ehliyetinin, akıl hastahenesinden akli dengesi yerinde raporu getirilinceye kadar iptali.

Emniyet şeridinden gidenlere: Belediye sağlık hizmetlerine katkı payı olarak 500 milyon ekstra para cezası. Emniyet şeridini tıkayarak ambulansların yaralılara hızla erişmesini engelleyenlerden alınacak cezalar, kazalara hızla yetişecek ambulans helikopterlerin alınması için kurulacak fonda biriksin.

Otoyolda trafiğin tıkanmasına yol açan kaza yapanlara: Trafikten doğan iş gücü ve ekonomik kayıpların kazadaki kusur oranlarına göre tazminatına yönelik ağır para cezası.

Alkollü araç kullananlara: Cinayete teşebbüsten mahkemeye sevk.

Gökdelen çağdaşlığın değil geçen yüzyılın simgesi

Mehmet Barlas son birkaç yazısında gökdelen dikmeyi sanki matah bir çağdaşlık simgesiymiş gibi sunuyor.

Tamamen yanlış bir iddia.

Gökdelenler çağdaşlığı değil, tam tersine geride kalan 20’nci yüzyılın simgesi olarak çağdışılığı temsil ediyor.

Gökdelen dikmeyi 21’inci yüzyılda çağdaşlığın simgesi olarak göstermek, İstanbul’un fethinden sonra surlar içinde şehir kurmayı, matbaanın icadından sonra el yazması kitapları, metro varken iki katlı otobüsleri çağdaşlığın simgesi olarak göstermekten farklı değil.

Gökdelenler daha önce de yazdığım gibi merkezileşme gerektiren Sanayi Çağı’nın gereksinimlerinden doğmuştu. Günümüzün Bilgi Çağı’nda ise mesafeler anlamını yitirdi. Hammaddesi bilgi olan şirketler, üretim ve yönetim merkezlerini dünya üzerine dağıtabiliyorlar.

Yüksek binalar, orta büyüklükteki gökdelenler hızla büyüyen şehirler için hálá kaçınılmaz. Ama dev gökdelenlerden artık sadece şehir planlaması yapmayı, tek bir şehir dışında çekim merkezi yaratmayı beceremeyen çağdışı zihniyetler medet umuyor. Diktikleri gökdelenlerin yüksekliğiyle artık sadece üçüncü dünya ülkeleri övünüyor.
Yazarın Tüm Yazıları