Topladıkları 5 YTL’lerle ceplerinizi dinleyebilirler

Hadi geçmiş olsun. Cebiniz artık kayıt altında. Ama haberiniz olsun yakında sadece cebiniz değil, cebinizden yaptığınız konuşmalar da kayıt altında olabilecek.

Üstelik sadece yetkili kişilerce değil, başakalarınca da dinlenme olasılığı var.

Telekomünikasyon Kurumu (TK) bizden topladığı 5 YTL’leri öyle bir sistem kurmaya harcayacak ki, herkesin telefonunu takip edebilecek.

Ama işin daha da beter bir yanı var. TK’nın kuracağı sistem için açtığı ihale cep telefonlarımızın, yetkisiz kişilerce de takip edilebilmesi, hatta dinlenebilmesine olanak veren çok ciddi bir açık içeriyor.

TK cep telefonu takip sistemini uzun bir süredir kurmak istiyordu. Ama sistemin kurulması için gerekli yatırıma kaynak bulamıyordu. Sonunda bu 5 YTL ödeme işi icat edildi ve yatırım için gerekli kaynak bulundu.

Hiçbir zorunluluğu olmadığı için faturasını saklamayan vatandaşın mağdur edilmiş olması, kimsenin umrunda değildi. Alt tarafı 5 YTL ödemeye zorlanacaktı suçsuz vatandaş; lafı mı olurdu?

Kaçakçıyla uğraşmaktansa, TK gerekli kaynağı vatandaştan temin eder, kimsenin de gıkı çıkmazdı.

Cep telefonlarının kayıt altına alınacak olması, işin gözüken bahanesi. Sistemin ulusal güvenliği ilgilendiren kısmı üzerinde ise fazla konuşulmuyor. Aslında kurulacak sistem, pekçok batılı ülkede kullanılmakta olan bir güvenlik sistemi.

Tüm telefonları kayıt altına alan sistem sayesinde, cep telefonları mahkeme kararıyla ve yetkili kişilerce dinlenebilecek, telefonlar izlenebilecek ve gerektiği durumlarda ülke güvenliğine tehdit oluşturanlarının yeri şıp diye tespit edilebilecek.

TK sistemin altyapısını kurmak için ihale açtı. İhale üç defa iptal edildi, üç defa tekrarlandı. Derken dördüncü ihalenin şartnamesine garip bir madde eklendi.

Bu maddeyle uygulamanın, işletim sisteminin içine gömülü olması şartı arandı. Bunun anlamı şuydu; Yazılımın tam olarak ne yaptığının sonradan incelenebilmesi, yazılımı geliştirenler dışındakiler için neredeyse olanaksız olacak.

TÜBİTAK, Havelsan ya da Aselsan’a yazdırtılması çok daha doğru olacak bilgisayar yazılımı, eğer ihale bu şekilde sonuçlanır ve özel bir şirkete işletim sistemine gömülü bir uygulama olarak yazdırtılırsa, ulusal güvenliğimiz ihaleyi kazanan özel şirketin insafına terk edilmiş olacak.

Çünkü uygulamayı yazan şirket, ülkedeki tüm cep telefonlarını dinleyebilen ve takip edebilen uygulamanın yönetimine teorik olarak sahip olma şansına sahip olacak.

O yüzden aman bana ne, yasa dışı işler yapanlar düşünsün demeyin. Kimin kimi dinlediği belli olmayan bir sistemde piyango çapkınlara da vurabilir, haberiniz olsun.

Reha Muhtar’ın Trafik Müdürlüğü’nde dostu var

Reha Muhtar 23 Ağustos tarihli yazısında şoförünün otoyolda emniyet şeridini ihlal etmesine göz yumduğunu itiraf edince, ‘Reha Muhtar’ın trafik cezası yazıldı mı’ başlıklı bir yazı yazıp, insanları suça teşvik eden bu sorumsuz yazı için İstanbul Emniyet Trafik Müdürlüğü’nü gereğini yapmaya çağırmıştım.

Trafik Denetleme Müdürlüğü’nden ses seda çıkmayınca, İstanbul Emniyeti Basın Protokolü’nü arayıp sormuştum. Sorumu Trafik Denetleme Müdürlüğü’ne ilettiklerini ama cevap alamadıklarını aktarmışlardı. Bunun üzerine 9 Eylül’de ‘Komedyenler trafik cezasından muaf mı’ başlıklı ikinci bir yazıyla, insanları suça teşvik niteliği taşıyan bu çok ciddi konu hakkında fikri takip yapmıştım.

Aradan aylar geçti. İstanbul Emniyeti Basın Protokol’ü arayıp tekrar sordum. İstanbul Trafik Denetleme Müdürlüğü’nden hálá bir cevap alamadıklarını söylediler.

Neden acaba diye düşünürken, Reha Muhtar’ın geçen haftaki yazısı gözüme çarptı. Aynen şöyle yazmıştı Reha Muhtar, ‘İstanbul Emniyeti’nin trafikten de sorumlu Müdür Yardımcısı patronu Ali Kemal Hanlı dostumla geçenlerde bir öğle üzeri buluşuyoruz.

Ah şöyle Emniyet Müdür Yardımcısı, üstelik trafiğin de patronu (nasıl oluyorsa) bir dostumuz yok ki, bırakın emniyet şeridinde hava atmayı, sorularımıza bir muhatap bulalım...
Yazarın Tüm Yazıları