Tamam kabul ediyorum, Microsoft’a yüklenirken biraz abarttık. Bill Gates’in Tayyip Erdoğan’la buluştuğu iki saatlik Türkiye kaçamağının ardından yazdıklarımın hepsinin, kelime kelime arkasındayım.
Önce bunu belirteyim. Ama Microsoft’u eleştirirken, övmem gereken yanlarını es geçtiğimi de itiraf etmem gerek.
Kasıtlı değil ama bilinçli bir es geçmeydi bu. Eleştirilmesi gereken noktaların daha öncelikli olması meselesiydi. Tek yönlü rüzgarın şiddeti o kadar güçlüydü ki, birilerinin çıkıp öte yandan esen meltemi de işaret etmesi gerekiyordu.
Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı, büyük bir olasılıkla iyi niyetle başlattıkları ‘bilişimle kalkınma’ atağı ve eğitimde bilişim projelerini, ellerine yüzlerine bulaştırmaya başlamıştı. Her iki proje de hızla ‘büyük Microsoft projeleri’ olma yolunda hızla ilerliyordu.
Hürriyet e.yaşam yazarı Halil Aksu, hükümetin bilişim atağını daha Aralık ayında öngörmüştü aslında. 17 Aralık’ta AB’den tarih almamızın ardından hükümetin vitrininin boşaldığını, bu vitrini Türkiye’nin e.dönüşümü ile dolduracağını söylemişti. Ve daha da önemlisi Türk bilişim sektörünün liderlerine, yaklaşmakta olan e.dönüşüm dalgasına hazırlıklı yakalanmaları için öğütler de vermişti. ‘Bugünden tezi yok’, demişti, ‘BT yöneticileri kendilerini değiştirmek ve geliştirmek zorundadır. BT’nin mutfağından ayrılıp, güverteye çıkmaları hatta kaptan köşküne çıkmaları lazım. Başlarını günlük işlerden kaldırmalılar ve biraz daha stratejik konularla ilgilenmeliler, üst yönetimle yakın temasa geçmeliler ve çalıştıkları kuruluşlar için teknolojik liderlik yapmalılar’...
Aradan geçen zamanda Microsoft Türkiye dışında kimsenin bu tavsiyelere uymadığı görüldü. Bir tek Çağlayan Arkan’ın kaptanlığında Microsoft Türkiye yöneticileri kaptan köşküne tırmandılar, üst yönetimle yani Seattle’la temasa geçtiler ve teknolojik liderlik yaptılar. Semeresini de Bill Gates’i Başbakan Erdoğan ile görüştürerek aldılar.
Bill Gates’in Türkiye’ye gelip Başbakan ile buluşması Türk bilişim sektörü için çok büyük bir fırsattı. Bu fırsat henüz kaçmış da değil. Evet belki şartlar diğer şirketler için Microsoft kadar müsait değildi. Belki atılan zarlar Microsoft’un istediği gibi geldi. Ama şimdi sıra diğer devlerde. Onların da önemli adımlar atması, Türkiye’nin e.dönüşümü için büyük projeler hazırlaması, bunları hükümete aktarması, uluslararası merkezlerini Türkiye’ye yönelik daha büyük düşünmeleri için ikna etmesi gerekiyor.
Teşekkürler Microsoft Türkiye. İlk adımı atma cesaretini siz gösterdiniz. Günah keçisi ilan edilme uğruna bu adımı bir tek siz atabildiniz. Sıra şimdi diğer devlerde. Türkiye’nin e.dönüşümüne yönelik bu atılımı kaçırmayalım. Pastadan dilim kapmaya değil, pastayı büyütmeye çalışan şefe yardımcı olmaya çalışalım. Ve asıl amacın her ikisi de olmadığını, büyüyen pasta sayesinde Türkiye’nin kazancını artırmak olduğunu unutmayalım.