Las Vegas’a her gelişimde bizim Güneydoğu için ne kadar iyi bir model olduğunu düşünürüm.
Birkaç kez yazdığım bu fikri lütfen hafife almayın. Şu anda atılması gereken acil adımlara alternatif değil ama orta ve uzun vadede üzerinde çok ciddi düşünülmesi gerekir.
GAP, Güneydoğu için çok önemli ve dev bir proje. Tıpkı dev baraj Hoover Dam’in, Las Vegas’ın gelişimindeki önemli rolü gibi bir işlevi var Güneydoğu için. GAP projesinin bir kenara atılması ve ağır aksak yürümesi ayrı bir mesele...
Las Vegas’ı ABD’nin en hızlı büyüyen şehri yapan diğer faktör ise kumarın burada serbest bırakılması. Daha doğrusu çok sıkı denetlenen lisanslarla kontrollü bir turizm mıknatısı haline getirilmesi.
Kumarhaneler bir ara Türkiye’de de serbestti. Devletin denetleme zaafı nedeniyle, mafyanın at oynattığı bir alan haline geldi ve tamamen yasaklandı.
Şimdi Güneydoğu’da Las Vegas’ta olduğu gibi çok sıkı denetlenmek koşuluyla serbest bırakılsa, Güneydoğu hızla kalkınır, zenginleşir, refaha erer. Kuzey Irak’ın yeni petrol zenginlerinin parası bölgemize akar. Terör sorunu kökünden çözülür.
Kumar bir kaldırgaç aslında. Bir katalizatör.
Las Vegas’a ilk geldiğim 1995 yılında şehir, gelirlerinin yüzde 70’ini kumardan elde ediyordu. Turistler çoğunlukla Vegas’a kumar oynamak için geliyordu. Oteller ve restoranlar ucuzdu. Kongre turizmi yeni başlamıştı.
Aradan geçen 12 yılda Las Vegas hızla değişti. Kumarın şehir ekonomisinde hálá önemli bir payı var. Ama artık şehrin tüm gelirlerinin sadece yüzde 30’u kumardan geliyor.
Kongre turizmi çok gelişti. Her yıl fuar ve konferanslara katılmak üzere 6 milyonu aşkın turist ziyaret ediyor Las Vegas’ı.
Oteller eskisi gibi sudan ucuz değil. Özellikle hafta sonları ve fuar zamanları oda fiyatları New York ile yarışıyor.
Gece hayatı renklendi. Şovlar Broadway’i solladı. Restoranlar giderek lüksleşti. 12 yıl öncesinin 15 dolarlık zengin açık büfeleri, dünyanın en ünlü şeflerinin açtığı restoranlara bıraktılar yerlerini.
Kısacası artık Las Vegas, dünyanın kumar başkenti olmaktan çıktı, dünyanın eğlence başkenti oldu.
En kısıtlı bütçeli turistten en zenginine kadar herkese hitap eden bir şeyler var Las Vegas’ta. İşin sırrı da burada zaten. Lüks düşkünü zenginlerin arasında kısıtlı bütçeli ortadireğe de lüksü yaşıyormuş izlenimi vermek, mutlu etmek.
Las Vegas’ın uçuk lüksleri
Çok değil 7-8 yıl öncesine kadar "ye yiyebildiğin kadar 20 dolara açık büfeleri"yle sükse yapan Las Vegas’ta biraz pahalanmalarına rağmen açık büfeler hálá rağbet görüyor, ama damak zevkinin lüksü de abartılmış durumda. İşte size lüksün, Las Vegas’ta ne boyutlara vardığı hakkında bir fikir vermek için Vegas dergisinden aldığım birkaç çarpıcı örnek...
Ultra High-Roller Sushi Roll (225$): Tamam suşi Türkiye’de de pahallı da, dört parça suşi sarmasına 300 YTL fiyatı Yukata bile koymayı cesaret edemez herhalde İstanbul’da. Caesars Hotel’in Sushi Roku restoranı iftiharla sunabiliyor ama... Sarmanın içindekiler mi: Toro, ıstakoz, Kobe eti. Üzerinde Beluga havyarı ve beyaz trüf yağı. Bitmedi, tamamlayıcı olarak yenilebilir altın yapraklarının hakkını yemeyeyim. Ama biraz borç gönderirseniz, bu muhteşem suşiyi yemeye itirazım olmaz.
Aristocrat Kokteyl (2000$): Çok merak ediyorsanız Hard Rock Hotel’in içindeki Body English’te deneyebilirsiniz. Martin Louis XIII konyak, 150 yıllık Grand Marnier ve Dom Perignon şampanya karıştırılarak yapılıyor. Bardağın içinde gelen pırlantalarla bezeli kokteyl karıştırıcısını çantanıza atabiliyor musunuz, bilmiyorum.
Hamburger (777$): Yanlış okumadınız tam 777 Amerikan dolarına satılan hamburger bile var Las Vegas’ta. Kerameti içindeki malzemede tabii ki. Paris Hotel’in içindeki Le Burger Brasserie’nin mönüsünün bu nadide parçasında Kobe eti ve Maine ıstakozu kullanılıyor. Hani Sema Çelebi’nin ithal ettiği şu leziz ıstakozlardan. 100 yıllık balsamik sirkeyi de unutmayalım.
Enginar ve Siyah Trüf Çorbası (68$): Listedekilerden tatma fırsatı bulabildiğim tek örnek. Üç ay önce davetli olarak gittiğim Guy Savoy’da yemiştim. Dünyanın en iyi şeflerinden olan Guy Savoy, Caesars Palace’taki restoranını yeni açmıştı. Bir çorbaya 100 YTL verilir mi diyeceksiniz belki ama yeterince zengin olsam bu çorbaya verirdim doğrusu...