Türk Telekom’un (TT) satışı bitti Telekomünikason Kurumu (TK) artık uyanır diye umutlandık ama boşunaymış. TK’nin uyanıp, işe koyulmaya, beklenen düzenlemeleri hızla yapmaya hiç niyeti yok gözüküyor.
Hadi TT satılana kadar, bir ölçüde anlıyorduk. Türk Telekom’un satış değeri düşmesin diye, piyasanın serbestleştirilmesini ağırlaştırdıkça, ağırlaştırıyordu.
İyi de tamam artık, TT satıldı, nedir bu yavaşlık hálá?
İnsanın aklına iki olasılık geliyor. Biri TK uyuşukluğa öylesine alıştı ki, uyku mağmurluğundan bir türlü kurtulamıyor. Hatta belki TT’nin satıldığının bile farkında değil. Ya da ne bileyim haberi oldu ama kendi de inanamıyor.
İkinci olasılık ise TT’yi satın alan Öger’e siyasi otorite tarafından kapalı kapılar ardında bir takım sözler verilmiş olması. Yani serbestleştirmenin geciktirileceği gibi. TK da hükümetin dümen suyunda, bu yavaşlatma taktiğini uyguluyor.
Telekom sektörünün serbestleşmesi sözüm ona iki yıl önce oldu. Bir sürü şirkete A, B ve C tipi lisanslar dağıtıldı. Ama sonra bu şirketlere TK tarafından TT ile ara bağlantı sözleşmesi yapma zorunluluğu getirildi.
Lisans alan pekçok şirket bu tekelci uygulama için istenen ücretleri çok yüksek buldu. Lisans almak için bir ton para ödeyen bir sürü küçük şirket, ödedikleri paraların üzerine bir bardak soğuk su içmek üzereyken bir ara yol buldular.
Telekom hizmeti verebilmeleri için ihtiyaç duydukları arabağlantı servisini, TT ile arabağlantı sözleşmesi yapan diğer lisans sahibi şirketlerden almaya başladılar.
TK yeni çıkardığı kararla, küçük şirketlere bu çözümü artık kullanamazsınız dedi. Ya Öger’e satılan TT’den alacaksınız bu hizmeti ya da ne haliniz varsa göreceksiniz.
Önümüzdeki yılın başında yeni Telekomünikasyon Kanunu’nun çıkması bekleniyor. Bu kanun çıktığında, TK çok daha geniş yetkilerle donatılmış olacak. TK’nın bu son kararı, eline yetki geçtiğinde bu yetkiyi nasıl kullanacağı hakkında da önemli ipuçları veriyor.
Şimdi soru şu: Küçük şirketleri kollamayan, Öger’in TT’sine tekel ayrıcalıkları veren; piyasayı serbestleştirecek regülasyonlar yerine tekeli koruyucu yasakçı kararlar çıkartan, Öger’in TT’sinin elindeki tekel ayrıcalıklarını serbestleştirmekten kaçınan TK, daha da fazla yetki sahibi olduğunda ne yapacak?
TK’ya görevinin tekeli korumak değil, piyasayı serbestleştirecek regülasyonları yapmak olduğunu kim hatırlatacak, bu görevini yapmaya kim zorlayacak?