Tekstil sektörü yazılıma ders olsun

Tekstilciler kan ağlıyormuş.Küreselleşen dünya ekonomisinde artık rekabet edemiyorlarmış, batmanın eşiğindelermiş.Diyorlar ki, aman hükümet bize destek versin. Vergileri düşürsün, aşırı değerlenen Türk lirasını devaüle etsin. Ve daha neler...

Tekstilcilerin içine düştüğü duruma baktıkça, Hint modeli, Çin modeli diye tutturan Türk yazılımcıları geliyor aklıma.

Diyorlar ki, hükümet bize destek versin. Vergileri düşürsün, teknoparklar kursun. Biz de Hindistan'la, Çin'le rekabet edebilir hale gelelim.

Oldu peki. Emriniz başımızın üstüne. Ama sonra ağlamak yok. Tekstilciler gibi Çin'le, Hindistan'la bu koşullarda bile rekabet edemiyoruz, aman bize daha fazla cukka diye tutturmayın. Hoş siz şimdi söz verseniz bile, perşembenin gelişi çarşambadan belli olur. Bu kafayla varacağınız nokta tekstilcilerle aynıdır.

DEVLET DESTEĞİYETMEZ

Hani şimdi Turgut Özal'ın oportünizmi (fırsatlardan yararlanmasını bilme), vizyonerlik olarak anılıyor ve tekstil sektörünü ihya edip, paraları Paşa'da filan savurup, ev almadan lüks otomobil alan tekstil zenginleri yarattı ya 1980'lerde... Yazılım sektörümüzün bizim başımız kel mi, diye ağlaması da bu yüzden. İstiyorlar ki, Tayyip Erdoğan da oportünistliğini biraz onlardan yana da kullansın ve sektörü ihya etsin...

Yok öyle yağma... Türk yazılım sektörü de, kendi yağıyla kavrulmak zorunda. Tamam Teknopark'lar da kurulabilir ve bazı vergi avantajları da verilebilir ama dünyaya açılmak, dünya pazarlarında rekabet gücünü sahip olmak istiyorlarsa çözümün devletin bu tip desteğinde olmadığını görmeleri gerekir.

Bunun için de Türk tekstil sektöründen ders almaları gerekir.

Türk tekstil sektörü 1980'lerin geçici ortamını heba ederek kullandı. Dünya markalarına fason üretim yaparak kazandığı kolay paranın devamlı olduğunu sandı. Dünya markaları yaratmak için en ufak bir çaba harcamadı.

Mavi'yi dışarıda tutuyorum. Bir tek Mavi bu tuzağa düşmedi ve yurtdışında kendi markasını yarattı. Bu sayede de paşalar gibi ayakta.

İÇPAZARIKAPTIRMAYIN

Sonuçta o rüzgar geçti, işgücü Türkiye'de doğal olarak pahalandı ve işgücünün ucuz olduğu uzakdoğu ülkeleri pazara girip, Türkiye'yi fason tekstil imalatı pazarından şutladı.

Yazılım sektöründe de olacaklar aynı. Çünkü Türkiye yazılım sektörünü, dünya pazarlarında rekabetçi kılacak hiçbir koşul yok Türkiye'de. Hindistan ve Çin bu pazarda başarılı çünkü nitelikli işgücü bile ucuz oralarda. Türkiye'nin fason yazılım pazarında asla bu ülkelerle rekabet edebilmesi mümkün değil.

Türk yazılım sektörü, Türkiye'ye özgü yazılımlar üreterek sadece ve sadece iç pazarda başarılı olabilir. İç pazarı yabancılara kaptırmaması için alınacak önlemlere tamam, Hükümetin bu konuda adım atması şart.

Ama Türk yazılım sektörünün dünya pazarlarında var olabilecek güce gelebileceğini kimse, boşuna hayal etmesin. Bu boş bir hayal...
Yazarın Tüm Yazıları