Mustafa Sarıgül’le Nişantaşı Zanzibar’da yemekte buluşup, 1 Ocak 2007’de başlatacağını ilan ettiği sigara yasağını erteleme nedenlerini ve bu medeni yasağın uygulanabilmesi için neler yapılması gerektiğini konuştuk.
Yiğide vurmadan önce hakkını ver demişler. Ben tersini yapıp hakkını vermeden önce vurayım.
Mustafa Sarıgül, Şişli’de kapalı yerlerde sigara yasağını ilan ettiği gibi 1 Ocak’tan itibaren başlatmamakla sözünde durmamış oldu. Bu tabii hiç hoş olmadı.
Peki sözünde durmamakta haksız mı? Değil bence.
Bir kere medya Sarıgül’ün bu medeni kararına yeterince destek olmadı. Benim, Oray Eğin’in ve biraz da başlangıçta Ertuğrul Özkök’ün verdiği destek dışında, basınımızın iş lafa gelince medeniyette kimseye pabuç bırakmayan kalemleri arasından bu medeni adımı alkışlayan çıkmadı.
Daha önce de yazdığım gibi bu medeni girişimin Şişli ilçesiyle sınırlı kalması, uygulamanın yumuşak karnıydı. Oray Eğin’le birlikte çeşitli yazılarımızda Beşiktaş ve Beyoğlu belediye başkanlarını da harekete geçmeye çağırmamız bu yüzdendi.
Beyoğlu Belediyesi Başkanı’ndan ses seda çıkmadı. Beşiktaş Belediye Başkanı ise geçen gün telefonla konuştuğumuzda olumlu sinyaller verdi. Yakında kendisiyle de buluşup, görüşeceğiz. 1 Ocak için geç oldu ama eğer Beşiktaş Belediye Başkanı da bu olumlu adımı atarsa, bu medeni uygulamanın önünde hiçbir engel kalmaz, gümbür gümbür başlar.
Beşiktaş Belediyesi bu adımı atmaktan çekinirse de sorun yok. Mustafa Sarıgül kararlı. "Ben sözümden dönmem" diyor. Sözünden dönmemiş, sadece ertelemiş. O da mağdur olacaklarına inanan mekan sahiplerine kısa bir süre daha vermek için...
Sarıgül adım adım gerçekleştireceği planını anlattı. Çok beğendim. Dediği gibi kararlılıkla uygularsa başarılı olması kesin, çok zekice bir strateji bu.
İlk küçük adımı yaz sezonuna girerken atacak.
Ama asıl sürpriz adım sonbaharda, kış sezonuna girerken.
Yakında bir basın toplantısıyla açıklayacağı için yazmamamı istedi, yazmıyorum. Şu kadarını söyleyeyim, benzer başarılı örneklerine yurtdışında da rastladığım, ama onlardan da ileride harika bir çözümü var Sarıgül’ün.
Sonuna kadar destekliyorum. Türkiye medeni dünyanın son keşhane cenneti olmaktan mutlaka çıkmalı.
İşe yaramayan Telekom kurulu
Duymuşsunuzdur, Telekomünikasyon Kurulu diye bir kurum var Türkiye’de.
Görevi bizim daha ucuza, daha kaliteli telefon hizmeti almamızı sağlamak olan bu kuruluş tam tersine çalışıyor. Bugüne kadar aldığı her karar, onayladığı her tarife Türk Telekom’un ekmeğine yağ sürer nitelikte.
Örneğin son olarak Türk Telekom’un şehir içi konuşma ücretlerine aşırı zam getiren tarifesini onayladı. Böylece tüm dünyada düşme eğilimi gösteren konuşma ücretleri Türkiye’de zamlanmış oldu.
Bu kurumun başkanı Tayfun Acarer daha birkaç ay önce cep telefonlarında numara taşınabilirliğinin operatör kodlarını kapsamayacağını tüm basının önünde açıkça ilan etmişti.
Ama bu durum Avea’dan dolayı Türk Telekom’un işine gelmiyordu. Sonuçta sözler yutuldu, hazırlanan yönetmelikte numara taşınabilirliğine operatör kodları da dahil edildi.
CHP Uşak Milletvekili Osman Coşkuner, TK’nın başıbozuk uygulamalarıyla ilgili Meclis’e çok önemli soru önergeleri verdi. neo.onpunto.com adresindeki e.günlüğümden ulaşabileceğiniz bu önergelere hükümet ne cevap verecek veya verecek mi merak ediyorum.
Fıçıyla şarap aldınız mı?
Kayra Pazarlama Müdürü Gözdem Bebekoğlu yanında getirdiği küçük şarap şişesini açtı, bardaklarımıza ikişer parmak koydu.
Değerli ve Nadir Şaraplar Müzayedesi’nde satışa çıkacak, özel üretim 300 litrelik fıçıdan tadım için çekilen iki küçük şişeden biriymiş.
300 litrelik şarap müzayedeye 4000 YTL başlangıç fiyatıyla sunulacak. Kayra, şarabı fıçıda yeterince dinlendikten sonra, artırmayı kazananın isteğine göre şişeleyip, etiketleyecek ve öyle teslim edecek.
Fıçı, Kayra’ın ABD’li yeni şarap yapıcısı tarafından seçilip, harmanlanan Öküzgözü, Boğazkere ve Şiraz şaraplarından oluşuyor. Tek fıçı olarak harmanlanmış ve başka eşi yok.
Ancak Kayra’nın önümüzdeki sonbaharda şişeleyip, piyasaya çıkaracağı ve markası henüz belirlenmemiş yeni ürününe yakın bir kupajmış.
Tattığımız sırada henüz çok gençti ama ileride nasıl bir şarapla karşılaşılacağının ipuçlarını cömertçe veriyordu.
Boğazkere’nin kullanılan soğuk fermantasyon yöntemine rağmen bastırılamamış yoğun tanenleri, şarabın şişelendikten sonra rahat bir 10 yıl eskitilebileceğini gösteriyordu. Öküzgözü’nün meyve, Şiraz’ın karabiber aromaları yoğun hissediliyor ve ileride olgunlaştıkça çok daha kompleks tatlar vaat ediyor. Şarabın şimdiden damakta çok uzun bir tada sahip olması da bu vaadi pekiştiriyor.
Yeşilköy Dünya Ticaret Merkezi’nde süren Wine İstanbul Fuarı’nda, pazar günü yapılacak müzayedede bu fıçıyı kimin alacağını merak ediyorum. Birkaç yıl sonra ilk şişesini açarken, davetlileri arasında olmaya adayım, haberi olsun.