Sigara terörünün medyadaki temsilcileri

Teoman’a sahne yasağı getirilmesini önerince kıyamet koptu.

Sigara bağımlılarının estirdiği terörden bıkanlardan destek, Teoman hayranlarından tepki mesajı yağdı.

Teoman’ın menajeri Funda Sanlıman’dan gelen mesajın önceliği var tabii ki. Özetle, Teoman’ın konserdeki davranışları ile ilgili basında çıkan son haberlerin abartılı olduğunu söylüyor. Söz konusu haberlerde Teoman’ın Antalya’da bir diskotekte verdiği bir konserin sanki halka açık bir konsermiş gibi yazıldığını belirtiyor.

Hemen belirteyim Teoman düşmanlığı yapmak gibi bir derdim asla yok. Aksine Teoman şarkılarını beğendiğim, şarkıcı olmaktan öte sanatçı olarak gördüğüm ender Türk müzikçilerinden biri.

Sanatçının topluma örnek olma gibi bir misyonu olduğunu savunanlardan da değilim. Tersine sanatçının, yaratıcılığının doğasından kaynaklanan farklı ve aykırı bir özel yaşamı olmasını da doğal buluyorum.

Eleştirim sahnedeki davranışına. O da başkalarına zararı olan bir davranış olduğu için.

Sigarayı teşvik ettiği iddiası Teoman’ın imajına yapıştı kaldı. Teoman’ın en azından sahnedeki davranışlarıyla bu imajı üzerinden atması gerekiyor. Sahneye sigara içmenin serbest olduğu bir ortamdayken çıktığında bile, sigara içmekten kaçınması, sigara içmeyen seyircisinin haklarına gösterdiği bir saygı olarak, sanatçılığını olmasa bile insanlığını yükseltecektir.

Gelelim sigara terörünün medyadaki temsilciliğine soyunan iki genç meslektaşımın yazdıklarına...

Sabah’ın Cuma ekinde yazan Mehmet Tez isimli bir arkadaşımız var.

Teoman’la ilgili yazımı kendince eleştirmeye kalkışırken, ne alaka kurduysa küresel ısınma hipotezine kör bir inançla bağlanan yobazları eleştirdiğim yazılarıma atıfta bulunma ihtiyacı duymuş.

Tırnak içinde kullanarak, "Küresel ısınma diye bir şey yok, hepsi aldatmaca" dediğimi yumurtlamış.

Tırnak içinde kullanılan alıntıda virgülle bile oynanamaz, gazeteciliğin temel kuralıdır. Oysa Tez’in yaptığı alıntıda kulandığı sekiz kelimeden beşi olsun, bugüne kadar yazdığım onbinlerce yazıda kullandığım milyonlarca cümlenin tekinde bile bir arada ya da farklı şekilde sıralanmamıştır.

Cümlenin bana ait olmaması bir yana, yazdığım herhangi bir yazıdan bu cümledeki anlamı çıkartması için de insanın algılama özürlü olması gerekir. Belki okuma sorunu vardır. Küresel ısınma konusunda yazılarımda ne dediğimi okuyarak kavrayamıyorsa, yönetmeni Elçin Yahşi’ye sorsun, o entelektüel yanı derin olan bu konuya vakıf az sayıdaki isimden biri, seve seve anlatır diye tahmin ediyorum.

Gazeteciliğin temel kurallarını bilmeden ve üstelik kavrama yeteneğine de sahip olmadan gazete yazarı olunabileceğinin canlı kanıtı olan Mehmet Tez’in, Teoman’ı eleştirdiğim yazıdaki düşünceleri algılayamamış olması ve ilkokul kompozisyonu seviyesinde alakasız benzetmelerle alay etmeye kalkışması da çok doğal (Tez’in mantıksız benzetmeleri ve cevaplarıma neo.onpunto.com adresindeki e.günlüğümden ulaşabilirsiniz).

Akşam gazetesi yazarı Yiğit Karaahmet’i ise severim. Akıcı, yaratıcı ve çok zeki üslubu sayesinde, zamanla fikirleri de olgunlaştığında çok iyi yerlere geleceğine inanıyorum.

Ancak Yiğit Karaahmet şu anda, özellikle de sigara konusunda derinlere dalıp ayrıntılara dikkat etmeye çalışmaktansa, ilk aklına gelen yüzeysel fikirleri yazmakla yetiniyor.

Teoman sahnede sigara içeceğine kokain çekseydi, esrar içseydi, hiç olmazsa sadece kendisine zarar verirdi dememe takılmış. Esrar içmenin de çevresindekileri etkilediğini hatırlatmış. Kokain kullanımı için "koklamak" fiilini kullanmamı dinozorluğuma vurarak dalgasını geçmeye çalışmış.

Sevgili Karaahmet merak etme, esrar dumanının çevredekilere etkisinden haberdarım. Siz yeni jenerasyon ne diyorsunuz bilemeyeceğim ama bizim zamanımızda dumanaltı olmak denirdi. Örnek verdiğin Nuri Alço’lu Türk filmlerinden değil ama bizim kuşağın okumayı tercih ettiği kitaplardan biliyorum... Düşünce suçundan hapse düşen arkadaşı bol olan bir kuşaktan gelme olduğum için biliyorum...

Ek olarak esrar içmenin yasak, sigara içmenin alabildiğine serbest olduğunu da biliyorum. Türkiye’de her yıl hiç sigara içmemesine rağmen maruz kaldığı ikinci el sigara dumanı yüzünden kanser olan 20 bin kişi olduğunu da biliyorum. Bu ülkede yaş ortalaması 13 olan 100 öğrenciden 11’inin sigara içtiğini de biliyorum. 18 yaşın altında 3 milyon sigara tiryakisi genç oduğunu da biliyorum.

Teoman’ın konserlerini gençlerin doldurduğunu, Teoman’ın bu konserlerde sahnede sigara içtiğini, salondaki kanserojen dumana katkıda bulunduğunu da biliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları