Şarap seviyor, dünya pazarlarında Türk şaraplarının da boy göstermesini istiyorsanız AKP’nin şarap düşmanı politikalarına inat yerli şarapları tercih edin lütfen.
Ben öyle yapıyorum... Kırk yılda bir içme fırsatı bulduğum çok kaliteli şaraplar hariç, evde ya da restoranda şarap seçerken yerlileri seçmeye özen gösteriyorum.
Bu seçimi yaparken nelere dikkat ettiğime ve hangi Türk markaların hangi çeşitlerini yabancı fiyatdaşlarından daha iyi bulduğuma birkaç hafta önce değinmiştim. Şimdi de Türk şaraplarını destekleme çağrımın nedenlerini özetleyeyim...
AKP’nin Türk şarapçılığını boğma taktiği meyvelerini vermeye başladı.
Süpermarket raflarını Türk şaraplarından çok yabancı şaraplar süslüyor artık. Restoranların şarap mönülerinde Türk şarabı çeşitlerine yok denecek kadar az sayıda yer verilmeye başlandı.
Türkiye’nin ilk içki kültürü dergisi Gusto’daki bir yazısında, Ahmet Örs de aynı dertten mustaripti...
Gidişatın bu yönde olduğunu, AKP’nin şarap düşmanı politikasının buralara varacağını bir yıl önce yazmıştım. AKP’nin iki icraatı, hedefin bu olduğunu açıkça gösteriyordu.
Şaraba getirilen aşırı vergi yükü ve şarap ithalatının serbest bırakılması başka bir sonuca yol açamazdı.
Türk şarapçılığı son on, onbeş yıldır büyük bir atılım içindeydi. AKP iktidarının ilk yıllarında yapılan yatırımların sonuçları da alınmaya başlamış, Türk şaraplarının kalitesi artmaya, çeşitliliği zenginleşmeye başlamıştı.
Şarap meraklılarının artmaya, şarap kültürünün ağırdan yaygınlaşmaya başlaması da Türk şarapçılığının gelişmesine katkıda bulunuyordu.
AKP’nin politikalarıyla Türk şarapçılığının başı ezilmeye başlandı. İç pazar yeterince güçlenmediğinden Türkiye’de şarabın maliyeti, iç pazarından da aldığı güçle dünyaya açılan ve çok büyük miktarlarda üretim yapan Arjantin, Şili, Güney Afrika ve Avustralya gibi ülkelere göre çok yüksek.
Türk şarabı sofralık şarap ve orta kalite şarapta bu ülkelerin şaraplarını yakaladı, hatta geçti. Ancak üretim maliyeti ve vergi yükü çok yüksek olduğundan market raflarında ve restoran mönülerinde kendinden düşük kalitedeki yabancı şaraplarla rekabet edemez hale geldi.
Şarap kültürü henüz yeterince oturmadığından, müşteri tercihinin züppece bir tavırla yabancıdan yana kayması da AKP’nin amacını kolaylaştırıyor.
İşte bu nedenle, süpermarketten sofra şarabı, restoran mönüsünden orta kalite bir şarap seçerken tercih hakkımı her zaman yerlilerden yana koyuyorum. Ve bu sayede hem daha iyi şarap içmiş, hem de Türk şarapçılığına AKP’nin politikalarına karşı destek çıkmış oluyorum.
Havai fişek görgüsüzlüğü tüm Türkiye’nin sorunuymuş
Sevincini havai fişek atarak ilan etme görgüsüzlüğü ve bu konudaki denetim eksikliğinin yarattığı felaket riskini yazmıştım. Yazımın yayınlandığı gün İstanbul Emniyet Müdürlüğü gazetelere ve haber ajanslarına gönderdiği yazılı açıklamada, izinsiz havai fişek gösterisi yapan ve yaptıran kişi veya şirket yetkililerini, haklarında Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesine göre işlem yapılacağı konusunda uyardı.
Açıklamada, yaz mevsimiyle birlikte düğün ve kutlamaların arttığına dikkat çekilerek, bu törenlerde havai fişek gösterisi yapılmasının, yasal prosedüre uyularak yapılması gerektiği hatırlatıldı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne, geliyorum diyen felakete karşı bu hatırlatmayı yaptığı için teşekkür ediyorum.
Umarım neredeyse her gece yapılan havai fişek gösterileri yeterince denetlenebiliyordur da. Bu gösterilerin sayısı o kadar arttı ki, hepsinin izinli olduğuna inanmak çok güç.
Bu kadar çok havai fişek gösterisi izinli yapılıyorsa da ilginç. Emniyet Müdürlüğü’nün izin verirken cimri davranması, insanları rahatsız edici sıklıkta gösteriye izin vermemesi gerekir.
Bu arada gelen okur mesajlarından, tek dertli kentin İstanbul olmadığı, havai fişek atma görgüsüzlüğünün tüm Türkiye’yi sardığını anlıyorum. Türkiye’nin dört bir yanından havai fişek gösterilerinin sıklığından şikayet eden mesajlar aldım. Şikayet sayısında İstanbul’dan sonra İzmir ve Antalya önde gidiyor. İlgili emniyet müdürlülüklerinin bilgisi olsun...