Paylaş
Mehmet Yalçın’la bazı zevklerimiz tutmaz. Ben Türkiye’nin şarap dünyasında Boğazkere ile sükse yapacağını düşünürüm, o Öküzgözü ile... Ben daha kompleks, gösterişli tanenli şaraplardan hoşlanırım, o daha zarif tanenlilerden. Ama ikimiz de bu zevk farkının aslında hiç önemli olmadığını, şarabın büyülü dünyasında her zevke yer olduğunu; Boğazkere’nin de, Öküzgözü’nün de Türk şarapçılığı için çok önemli üzümler olduğunu biliriz.
Aramızdaki asıl fark Mehmet Yalçın’ın Türk şarapçılığına yaptığı katkıların erişilmezliğindedir. Gusto gibi dünya ölçeklerinde kaliteli bir içki kültürü dergisini o yaratmıştır. Türk medyasına şarap yazarlığını, Milliyet’teki köşe yazılarıyla o armağan etmiştir. Şarap kültürünü geliştiren, zenginleştiren bir başka girişimi ise 2003’ten bu yana aralıksız sürdürdüğü, 11 Nisan’da başlayacak yeni bir etabı da olan "Gusto Şarap Kursları"dır.
Sevilen Şarapları’nın davetine gelince... Gusto’nun bir sonraki sayısında yayınlanacak yazıyı önceden okuma ayrıcalığı sayesinde katılmış kadar oldum. Daha doğrusu; katılmış ama davet sırasında iskemleye bağlanıp, tüm yiyecek ve şaraplara sadece uzaktan baktırılarak işkence çektirilmiş biri kadar oldum.
Davetin gözdesi Sevilen’in yeni rozesi Cabarnet Sauvignon ve Şiraz kupajı "R" ile Sevilen’in sofra şarabı Majestik’in 2005 kırmızısıymış.
Majestik 2005’i çok merak ediyorum. Sadece 12 YTL’lik etiket fiyatıyla satışa çıkacak Majestik 2005 Kırmızı önde gelen yeme-içme yazarları, yiyecek-içecek danışmanları ve şarap butiği sahiplerinden oluşan davetlilerin büyük beğenisini kazanmış.
AKP hükümetinin öldürücü vergi ve şarap ithalatını sinsice serbest bırakma darbeleriyle abandone olan Türk şarap sektörünün kurtuluşunun ilk adımlarından biri de 10-15 YTL arasında fiyatlarla satılabilecek kaliteli sofra şarapları yaratabilmekte yatıyor. Sevilen’in Majestik 2005’le bu adımı atabilmiş olması bu açıdan çok önemli.
Muhalif "remix" ne bekliyor
"Anamı alır giderim" isimli bir şarkı İnternet’te bomba gibi patladı. Şarkının sözleri Ahmet Kaya’nın "Kafama sıkar giderim" şiirinin dizeleriyle oynayan Ahmet Hakan’a ait. Ahmet Hakan bu şiiri Tayyip Erdoğan’ın protestocu bir çiftçiyi "ananı al git" diyerek kaba bir şekilde azarlamasına taşlama olarak yazmıştı. Ahmet Hakan’ın gazetedeki köşesinde bir ay önce yayınladığı taşlama, şimdi de şarkı haline getirilmiş müzikli haliyle, MP3 dosyası olarak İnternet’te elden ele dolaşmaya başladı.
Şarkı e.posta yoluyla bana da geldi. Dinlerken gülmekten yerlere yatarken aklıma, Türkiye’de çok başarılı örneklerine rastladığımız mizahi "remix"ler geldi. Türkiye’de muhalefet, çok güçlü bir silah olan müzik ve mizahı neden daha fazla kullanmaz ki?
Ya da "remix"leri İnternet’te elden ele dolaşan mizahçılarımız, istemeyecekleri kadar bol malzeme veren Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarını kullanmaktan neden çekinirler? Hani dava açılmasından filan korkuyorlar desem, o da olamaz. Başbakanın alenen söylediği cümleleri, "remix"te kullanmak suç değil...
Bence "anamı alır giderim" uyarlaması, "remix"lerin de fitilini ateşleyecektir. Yakında örneklerini bolca görürüz diye tahmin ediyorum. Hem belki başbakanımızın üslubu da bu sayede düzelir.
Zeka meselesi
Zekası, zekasının düşüklüğünü kabul edebilecek kadar yüksek kimse yoktur. Bir insanın zekası ya zekasının düşüklüğünü görmeye yetmeyecek kadar düşüktür, ya da zekasının yüksekliğiyle övünmeyecek kadar yüksek...
Paylaş