San Fransisko’da sigara artık açık havada da yasak

Eşcinsellere karşı hoşgörülü bir toplum muyuz, değil miyiz karar vermek zor.

Zeki Müren’i sanat güneşi ilan etmemize bakılırsa hoşgörülüyüz. Hakemlere onbinlerce kişi hep bir ağızdan haykırdığımız sövgü sözcüğü ise tersini söylüyor.

Gözde modacılarımız, şarkıcılarımız, sunucularımız arasındaki eşcinsel bolluğuna bakınca, eşcinselleri sanki biraz kayırıyormuşuz gibi bir izlenime kapılmak işten bile değil. Ama Beyoğlu’nda, Elmadağ’da, çevreyolunda sopayla, copla kovalananları hatırlayınca, bu izlenimden de iz kalmıyor.

Toplumun liberal kesimi hoşgörülü, muhafazakar kısmı değil desem, yok yok yine olmuyor. Muhafazakarların, Osmanlı’nın mirasını reddedecek halleri yok ya. Peki o zaman kim bu eşcinselleri aşağılayanlar, hor görenler Türkiye’de?

Tüm bunları San Fransisko’ya ayak basar basmaz şahit olduğum iki olay üzerine düşünüyorum. Olaylardan birincisi San Fransisko’da sigara içmenin, önümüzdeki haftadan itibaren açık havada da yasaklanacak olması.

Bildiğiniz gibi San Fransisko’nun içinde bulunduğu Kaliforniya eyaleti, sigara içmenin restoranlar ve barlar da dahil olmak üzere kamuya açık tüm kapalı alanlarda tamamen yasaklandığı ilk eyaletti. Kaliforniyalılar bu yasaktan çok memnun. Yasak devreye girdi gireli Kaliforniya eyaletindeki restoran ve barların müşteri sayısı ve kárı artmış durumda.

San Fransisko Belediye Meclisince alınan yeni karar ise sigara içmeyi, bu cuma gününden itibaren belediyeye bağlı tüm açık alanlarda da (parklar, bahçeler, meydanlar, oyun bahçeleri, duraklar vs.) yasaklıyor. Yasağın uygulanmasının önündeki şimdilik tek sıkıntı, ‘yasak’ tabelalarının henüz hazır olmaması ve ilgili yerlere asılmamış olması.

Yetkililer tabela eksikliğinin, vatandaşların uyarılması sırasında sıkıntı yaratabileceğini, bu nedenle yasağın uygulanmasında gecikme yaşanabileceğini söylüyorlar.

San Fransisko’da ayağımın tozuyla şahit olduğum ikinci olay ise her yıl tekrarlanan Eşcinsel Karnaval Geçidi.

San Fransisko’ya geliş nedenim JavaOne konferansına katılmak. 1995’te gerçekleşen ilki de dahil olmak üzere JavaOne’a, biri hariç her yıl katıldım. Tesadüf müdür, başka bir kerameti mi vardır bilmem ama JavaOne’lar genellikle bu geleneksel Eşcinsel Geçidi’nin hemen ertesi gününe denk geliyor. Bu denk geldiğim dördüncü Eşcinsel Karnavalı.

Cinsel seçimlerinden utanmadıklarını göstermek için geçide katılan onbinlerce eşcinseli ve onları alkışlayarak destekleyen on binlerce San Fransiskolu’yu seyrederken, bu hoşgörülü insanların neden sigara içenlere de aynı hoşgörüyü göstermediklerini düşünüyorum.

Göstermiyorlar çünkü sigara içenlerin tercihi, eşcinsellerin tercihi gibi zararsız değil. Sigara içenler, eşcinsellerin aksine başkalarının özgürlüklerine saldırıyorlar.

Açık havada bile olsa, dikkatsizce savrulan dumanlar başkalarının sağlığını tehdit ediyor. ABD sigarayla, adım adım uyguladığı bir stratejiyle çok iyi savaşıyor. Sonunda sigaranın kökünü tüm ülkeden kazıyacak. Darısı başımıza.

Eşcinsel Karnavalı’ndan manzaralar

Farklı yaşam biçimlerine hoşgörüsüyle meşhur San Fransisko eşcinsellerin onlarca yıl öncesinden beri sığındıkları ve akın akın geldikleri bir şehir. Bu özelliğiyle, eşcinsellerin dünya başkenti olmuş durumda.

Bu yıl eşcinseller New York, Chicago, Atlanta, Seattle gibi başka büyük şehirlerde de yürüyüşler düzenlediler ama en görkemlisi yine San Fransisko’da oldu.

Eşcinsel Karnaval Geçidi görülmeye değer bir etkinlik. On binlerce eşcinsel, yürüyüşe katılarak cinsel seçimlerinden utanmadıklarını gösterdi. Yolun iki yanına toplanan kalabalık ise yürüyüşe katılan eşcinselleri alkışlayarak, onlara destek oldu.

Karnaval Geçidi, motorsikletlilerin geçişiyle başladı. En önde lezbiyenlerin sürdüğü motorlar vardı. Bine yakın lezbiyen motorluyu, erkek eşcinsellerin sürdüğü motorsikletler izledi. Lezbiyen motorcuların, erkek eşcinsel motorculara göre çok daha fazla sayıda olması dikkat çekiciydi.

Bir başka ilginç nokta ise lezbiyenlerin motorsikletlere çiftler halinde binmeyi tercih etmesine karşılık erkek eşcinsellerin motorlarına yalnız binmeleriydi.

Motorsikletlileri, bisikletli eşcinseller takip etti. Bu kez erkekler çoğunluktaydı. Bisikletlilerin ardından ise çeşitli gruplar yürüdü. Kızılderili eşcinseller, eşcinsel yürüyüşüne farklı konseptlerde arabalar hazırlayarak destek veren şirket ve kurumlar, yine destek vermek amacıyla akrobatik gösteriler yapan amigo kızlar, birbirinden ilginç kostümleriyle yürüyen homoseksüeller, travestiler, transseksüeller, çok eşliler ve biseksüeller birbiri ardına geçtiler.

Beni en çok etkileyen eşcinsel ebeveynlerinden oluşan konvoy oldu. Oğullarının, kızlarının cinsel seçiminden utanmadıklarını yazan pankartlarla, oğulları ve kızlarıyla kol kola yürüdüler.

Yaşlı bir eşcinselin tişörtünde ise, ‘82 yıl 9 aydır eşcinselim. Ama belki de geçici bir dönemdir bu’ yazıyordu.
Yazarın Tüm Yazıları