İnternet icat oldu mertlik bozuldu diyenlere bir çift sözüm var. Sorun İnternet'te değil kullananda.
Her teknoloji yaşamı kolaylaştıracak nimetler sunar. Yine her teknoloji adama hayatı zehir edecek kapılar da açar.
Son günlerde hem basılı medyada, hem de elektronik medyada bir tartışma başladı. İnternet medyaya özgürlük mü getirdi, başıbozukluk mu? Sorunun cevabı basit, her ikisini de. İnternet her teknoloji gibi bir büyüteç görevi görüyor. Güzellikleri büyüttüğü gibi pislikleri de daha fazla görünür kılıyor.
Bundan sekiz yıl önce, İnternet yolunun henüz başındayken birkaç kez yazmış, İnternet yeni medya patronları yaratacak demiştim. En çarpıcı örnek birkaç yıl sonra, America Online'ın Time Warner grubunu satın almasıyla geldi. İnternet dünyada daha pek çok yeni medya patronu yaratırken, daha küçük çaplı olsa bile Türkiye'de de benzer örneklerle karşılaştık.
Öte yandan İnternet'in gücünün farkına varan konvansiyonel medya da İnternet'te var olmanın yollarını aramaya başladı, İnternet yayıncılığına yatırım yaptı. CNN, New York Times, Wall Street Journal gibi medya devleri, başarılı İnternet siteleriyle yeni dünyada var olmaya devam edeceklerinin sinyallerini verdiler. Türk medyası önce biraz temkinli yaklaştı. İnternet yayıncılığına geçen ilk Türk gazetesi Zaman oldu. Ardından Hürriyet, Milliyet ve Sabah gibi gazeteler de İnternet'te boy göstermeye başladılar. Televizyon kanallarından NTV İnternet'e hızlı bir giriş yaptı. Ancak 2000 krizinden sonra Türk medyasının İnternet'teki varlığı dramatik bir şekilde küçüldü. Büyük gazetelerin İnternet siteleri, basılı gazetelerin kopyasını barındıran elektronik birer arşiv niteliğine büründüler. NTVMSNBC haber zenginliği ve güncelleme hızı açısından fark edilir bir şekilde zayıfladı. Hürriyetim dışında İnternet'te doğru düzgün habercilik yapan konvansiyonel medya sitesi kalmadı. O da rekabet eksikliğinden olacak durağan bir döneme girdi.
Öte yandan İnternet kendi yeni girişimcilerini yaratmaya başladı. Habertürk, İnternethaber, Nethaber gibi haber siteleri ortaya çıktı. Bunlardan Habertürk bir televizyon kanalı, bir de gazete doğurdu.
Ancak site açmayı ve yayın yapmayı çok kolaylaştıran İnternet dedikodu haberciliğine de kapı açtı. Habertürk dedikodu haberciliğini iyi kullanan bir site olarak başarılı oldu.
Habertürk dedikodu haberciliğini, zekice bir stratejiyle medya dedikoduları için de kullandı. Bu sayede medyadan hatırı sayılır bir okur kitlesi çekti. Bizim medyanın huyudur, dünyayı kendiden ibaret sanır. Köşe yazarı için trafik her gün geçtiği caddelerle, sosyal ilişkiler kendi oturduğu site ve gittiği restoranlarla sınırlıdır. Bu yüzden kendisiyle ilgili dedikoduları okumak için müdavimi olduğu İnternet sitesine, tüm İnternet kullanıcılarının da dadandığı sanısına kapıldı.
Habertürk'ün medya dedikodusuyla yakaladığı başarı başka sitelere de ilham oldu. Medyatava, Superpoligon, Medyakafe gibi siteler yayına başladı. Bu sitelerin Habertürk'ten önemli bir farkı vardı. Habertürk'ün sahibi belliydi, ama bu siteler anonim olarak yayınlanıyordu. Sahibi, yayıncısı, yazarı kim belli değildi.
Burada hemen iki parantez açma ihtiyacı duyuyorum. Birincisi bu siteleri Dorduncukuvvetmedya ve Haberciler ile aynı kefeye koymamak gerekiyor. Dorduncukuvvetmedya sitesi sahibi belli olan köklü bir site ve medya dedikodusu değil medya eleştirisi sitesi. Haberciler de yine sahibi bilinen bir site.
İkinci parantez ise sahibi belli olmayan anonim siteleri, sırf bu yüzden karalamamak gerektiği. Evet sahibi belli olmayan bir siteye tabii ki sahibi belli olan bir site kadar güvenmek mümkün olmayacaktır. Yine de kuşkuyla yaklaşmak koşuluyla, bu sitelerden bazılarının önemli bir boşluğu doldurduğunu kabul etmek gerekir.
Son olarak işin ilk bakışta alakasız gözükecek başka bir boyutuna değinmek istiyorum. Türk basınının en kaliteli imzalarından biri olan Özdemir İnce birkaç hafta önce bazı okurların densizliğinden yola çıkarak, ''Failine kimliğini gizlemek olanağı veren elektronik posta giderek iletişimi alabildiğine lümpenleştiriyor. Bilgisayar ve internetin yarattığı 'yüz'süz, 'imza'sız kahramanlar iletişim ortamını iyice bayağılaştırıyor'', diyordu.
Evet Sayın İnce bir ölçüde haklı. Ama işte o haklılık okurun niteliğinden kaynaklanıyor, yayın ortamınınkinden değil. Ben İnternet'ten memnunum. Bazı okurları ve yayıncıları azdırsa da memnunum. Kabahati aynada bulmamak, gösterdiği sivilceyi sıkmak için kullanmak lazım.
Düşünce hızıyla giden tekerlekli sandalye
Teknoloji o kadar büyük bir hızla ilerliyor ki yakalamak mümkün değil. Düşünce okuyan bilgisayar geliştirildiğini daha bir hafta önce aylık e.yaşam ekinde haber yapmıştık.
Önemsiz bir haber olduğu için gazetelerin birinci sayfalarına geçemeyen haberde, düşünce algılama teknolojisinin yakın bir gelecekte çok pratik uygulama alanları bulabileceğini, bunlardan birinin de tekerlekli sandalyeler olabileceğini söylemiştik.
e.yaşam'ın basıldığı gün İngiliz New Scientist dergisinde düşünce gücüyle çalışan tekerlekli sandalye haberi yayınlandı.
Habere göre ellerini de kullanamayan engellilerin düşünce gücüyle kullanabilecekleri tekerlekli sandalye geliştiriliyormuş.
İsviçre, Martigny'deki Algısal Yapay Zeka Enstitüsü, Lozan'da bulunan İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü ve İspanya, Barselona merkezli Biyomedikal Mühendislik Araştırma Merkezi tarafından ortaklaşa geliştirilen tekerlekli sandalye, düşünce ile verilen komutları algılıyor.
DÜŞÜNCE OKUYACAKLAR
Elektrik motoruyla çalışan tekerlekli sandalye. kullanıcısının aklından geçen ''yürü'', ''sağa sap'' ve ''sola sap'' komutlarını anlayarak hareket ediyor.
Kullanıcının aklından geçen düşünceler ise özel bir başlıkla okunuyor.
Sistemde kullanılan akıllı yazılım çarpışmaları da engelleyebiliyor. Örneğin ''sağa sap'' düşüncesini algıladığında, bu komutu sağda bir şey olmadığı ilk fırsatta sağa dön olarak yorumlayabiliyor.
E.yaşam ekinde de dediğimiz gibi düşünce okuma teknolojisinin varacağı son nokta telepati.
Teknoloji iyice olgunlaşıp karmaşık düşüncelerin okunup, kaydedilmesi mümkün olduğunda insanların düşüncelerini uzaktan birbirlerine aktarabilmesi için de hiçbir engel kalmayacak.
Yaya kalan havayolları
Amerikan Southeast havayolu şirketi başta THY olmak üzere pekçok havayolu şirketini yaya bırakacak bir uygulamaya geçiyor. Son birkaç haftadır THY'nin uçuşlarda İnternet hizmeti vereceği yönündeki haberleri okumuşsunuzdur. Southeast havayolları da gökte İnternet hizmeti vermeyi planlıyor. Farkı bu hizmetin uçak içinden kablosuz olarak sunulacak olması. Yakın bir tarihte uygulamaya konması planlanan serviste Wi-Fi olarak anılan kablosuz yerel ağ teknolojisi kullanılacak. Bu teknoloji sayesinde uçaktakiler kablosuz yerel ağ kartı kullanarak, hiçbir kablo bağlantısına gerek duymaksızın İnternet erişim hizmeti alabilecekler. Sistem uçak içinde kablosuz telefon bağlantısı kurmak için de kullanılabilecek. Üstelik tüm bu hizmetler, bağlantı sırasında reklam seyretmeyi kabul edenler için ücretsiz olacak.
www.southeastairlines.com
Türk Telekom mahremini kapadı
Türkiye'nin İnternet altyapısı TT-Net'in yurtdışı İnternet çıkışlarındaki doluluk oranlarını grafik olarak gösteren site, İnternet kullanıcılarına kapatıldı. İnternet kullanıcıları daha önce Türk Telekom'un bu hizmetinden serbestçe yararlanabiliyorlar ve yurtdışı çıkışlardaki sıkışıklıkları takip edebiliyorlardı. Ancak Türk Telekom ayıplarını sergileyen bu şeffaflıktan fazla hoşlanmamış olacak ki, siteyi kendi teknik personeli dışındakilere kapattı.
web3.ttnet.net.tr
Turizm Gazetecileri
Turizm Gazetecileri ve Yazarları Derneği İnternet sitesine kavuştu. Başkanı çok sevdiğim arkadaşım Kerem Köfteoğlu. Arkadaşım olduğu için sitenin güzel yanlarını değil, eksiklerini yazıyorum. tuyed.org.tr yazıldığında da siteye girişi sağlayacak basit sunucu ayarının yapılması ihmal edilmiş. Bu yüzden siteye girebilmek için adresin başına gereksiz ''www'' harflerinin de yazılması gerekiyor. İkinci itirazım ana sayfadaki kutucukların alttan hizasız olması. Pek estetik durmuyor. Geriye de sizler tarafından keşfedilmeyi bekleyen güzellikler kalıyor.
www.tuyed.org.tr
Gündemin Not Defteri
Uçan Adam
İngiltere'den Fransa'ya kanatlarıyla uçacak adamın uçan sitesi www.felixbaumgartner.com
Klasik çok satanlar
Doğan Hızlan köşesinde bir kısmını yazmıştı. Book dergisinin ''En Çok Satan Klasikler'' listesinin tamamını merak edenler...
www.bookmagazine.com/issue29/best.html
Bodrum ölmez
Hiçbir şeyi kalmasa müzeleri beş basar. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi sanal ortamda.
bodrum-museum.com
www.letour.fr
Bodrum Bodrum
Bir de lüzumsuz kapak sayfası olmasa... Yine de çok iyi bir rehber.