Geçen yüzyılın yaklaşık son 30-40 yılına damgasını vuran pop feministlerin sık sık atıfta bulundukları, sözde bilimsel tezlerden biri daha yerle bir oldu.
Kadın erkek eşitliğini savunan feminizm akımının popüler uzantısı olan pop feminizm, kadın erkek eşitliğinden çok, kadını üstün tutan bir cinsiyet ayrımcılığı savunuyordu.
Çatalhöyük’te bulunan tanrıça heykellerini de, ideolojilerinin destekçisi olarak kullanmaya çalışıyorlardı. Pop feministlere göre bu tanrıça heykelleri, dünya üzerindeki ilk toplumların kadın egemen olduğunun kanıtıydı. Yani dünya başlangıçta kadın egemen toplumlardan oluşuyordu ve doğal olanı da buydu. Ama zamanla toplumlar dejenere olmuş ve günümüzün doğaya aykırı erkek egemen toplumları ortaya çıkmıştı...
Stanford Üniversitesi’nden Arkeoloji Profesörü Ian Hodder, ünlü bilim dergisi Scientific American’ın özel sayısında yayınlanan makalesinde, pop feministlerin tezinin demode ve dayanaksız olduğunu ortaya koyuyor. Yıllardır Türkiye’de çalışan, Çatalhöyük arkeolojik araştırma ve kazı projesinin direktörlüğünü yapan Prof. Hodder makalesinde, 9 bin yıl öncesinin toplumsal yaşamını incelemekte, binlerce yıllık heykelleri günümüz değerleriyle yargılamaktan çok daha bilimsel yöntemler olduğunu vurguluyor.
Kadın ve erkeğin toplumdaki statülerini belirlemek için kullanılan yöntemlerden biri, günlük yeme alışkanlıklarına bakmak. Eğer kadın ve erkek farklı yaşamlar sürmüşlerse ve biri diğeri üzerinde hakimiyet kurmuşsa, o zaman hakim cinsiyetin daha iyi beslenmiş olması beklenir. Bunun için bilimadamları, bulunan kadın ve erkek iskeletlerinin kemiklerine izotop testleri uygulamışlar. Sonuçta Çatalhöyük’te yaşayan kadın ve erkeklerin beslenme biçimlerinin aynı olduğu saptanmış.
Hacettepe Üniversitesi’nden Başak Boz’un dişler üzerinde yaptığı araştırma da kadın ve erkek arasında belirgin bir fark olmadığını ortaya çıkartmış. Theya Molleson ise kemiklerdeki yıpranmaları incelemiş. Bu araştırmanın sonucu da kadın ve erkeklerin yaşamları boyunca aynı işleri yaptığını göstermiş.
Çatalhöyük’te insanlar bacasız ocaklarla ısınıyorlarmış. Odaları dolduran kurumdan insanların ciğerleri de nasibini alıyormuş. Bilimadamları ciğerler çürüdükten sonra iskeletlerin üzerinde kalan bu kurumları incelediklerinde her iki cinsin iskeletinde aynı miktarda kurum bulmuşlar. Yani kadın ve erkeklerin evde geçirdikleri süre birbiriyle aynıymış.
Araştırma sonuçlarının tamamını buraya sığdırmam mümkün değil. Şu kadarını söyleyeyim: Arkeoloji ve antropoloji biliminin Çatalhöyük’teki bulguları pop feminist söylemi değil, artık neredeyse unutulan kadın, erkek eşitliğini savunan gerçek feminizmi destekliyor. Yani 9 bin yıl önce kadın ve erkeğin toplumdaki statüsünün eşit olduğunu.
Pozitif ayrımcılık gibi nanelere takılıp kalanlara duyurulur.
Ali razı Binboa’ya
Binboğa gitti Binboa geldi, hoşgeldi. Hoşgeldi de niye ‘ğ’si boş geldi, onu anlayamadım. Üretici firma Mey, yurtdışı pazarlara da açılmayı düşündüklerini, yumuşak ‘g’yi markadan o nedenle çıkarttıklarını söylüyor. Kendi dilinden bu kadar utanan bizden başkası yoktur diye tahmin ediyorum. Eğer yurtdışına açılmak için her dilde olmayan harflerin markada olması sorun olsaydı, Fransızlar neden Mo‰t&Chandon’daki ‘‰’yi, Meksikalılar Kahl£a’daki ‘£’yu, İspanyollar Marqués de C seres’teki ‘é’ ve ‘’yı markalarının yazılışından çıkartmıyorlar? Allahın İngiliz’i ‘binboğa’ yazınca yanlış okuyacak da, ‘binboa’ yazınca mı doğru okuyacak? Hem ‘binboğa’yı ‘binboga’ diye yanlış okusa ne olur?
Binboa’nın şişe tasarımı çok güzel olmuş, tebrikler. Tadını bilmiyorum, bir şey söyleyemeyeceğim. Ama adındaki bu anadil kompleksi hiç hoşuma gitmedi.
Her hafta evinize taze çiçek gelsin
Anneler Günü’nde bir değişiklik yapın ve annenize sadece Anneler Günü’nde değil, her hafta çiçek alın. Üstelik çiçekler annenizin zevkine, vazolarına, evine özel hazırlansın, istediğiniz günlerde, istediğiniz saatte eve teslim edilsin. Bu hizmeti veren Eren Tapan’ın açtığı Eren’s Flowers.
‘Eren her sabah mezata gider’, diye tanıtıyor kendini, ‘En taze, en güzel çiçekleri alır. Doğadan topladığı dallar, yapraklar ve taşlarla birlikte atölyesinde düzenler.’
Eren Tapan, özenle hazırladığı bu aranjmanları abone olan evlere ve ofislere, her hafta kapıdan teslim ediyor. Hem de size ve evinize özel tasarımlarıyla. Eren Tapan ilk kez abone olacakların evini ziyaret ediyor, vazoları ve mekanı görüyor. Çiçek tasarımlarını da bu mekana ve abonenin kişisel zevklerine göre yapıyor. Evlere hitap eden standart paketinin dört haftalık abone bedeli 100 YTL. Haftada 25 YTL’ye evinizden taze çiçek eksik olmuyor. erensflowers.com
31 yıllık şarap
Yediğimi, içtiğimi bir fikirle bağdaştırmadan yazmak adetimden değildir ama bu seferki o kadar olağanüstü bir deneyimdi ki yazmak zorunda hissediyorum. Geçen hafta Bordo Ticaret Odası’nda bir akşam yemeğine katıldım. Fırında Ördek ile sunulan şarap tam 31 yıllıktı. Chateau Vieux Guinot, Saint Emilion 1974... Belki de, İstanbul English Highschool’a ilk adımımı attığım o eylül gününde toplanan üzümlerden yapılmıştı. Aromasını anlatmak mümkün değil. Kadehin içinde sanki bir çiçek bahçesi vardı. Çiçek kokularına eşlik eden vişne ve böğürtlen aroması da cabası... Muhtemelen ne ben bulabilirim, ne siz artık aynı şarabı. Neden mi yazdım o zaman? Hiiiiç. Çok zevk aldığım bir anı beni seven, sevdiği için de kıskanmayacağını bildiğim okurlarımla paylaşmak için.