Pes doğrusu Vatikan’da da bir Türk varmış ve o Türk’ü tanıyanlardan biri de okurummuş.
Cem Ceminay’ın, Prenses Esra’nın Radyo N 101’de ortaya attıkları bir sorudan yola çıkarak dünya üzerinde tek bir Türk’ün olmadığı tek ülkenin Vatikan olduğunu iddia etmiştim.
"Dünyanın her ülkesinde, günün herhangi bir saatinde en az bir Türk bulunuyor olabilir, bilemeyiz", demiştim:
"Ancak Vatikan’da, gece bir Türk’ün bulunmasına olanak yok. Çünkü Vatikan’da yaşayanlar ruhban sınıfından ve İsviçreli muhafızlardan oluşuyor".
Meğer o ruhban sınıfındakiler arasında bir de Türk varmış.
Okurlarımdan birinin gönderdiği mesaj sayesinde öğrendim. Türkiye’nin Roma Büyükelçiliği’ni arayıp teyit de ettirdim.
Vatikan’da yaşayan hem Türk hem Vatikan vatandaşı rahibin ismi Murat Levent. Ya da Vatikan’da kullandığı şekliyle Murat Julio.
Üstelik Vatikan hiyerarşisinde üst düzeylere gelmiş bir isim Murat Julio.
Papa’nın yanlış algılamalara açık konuşmasının gündemi doldurduğu bu günlerde, bulunduğu mevkinin önemi de artmış durumda.
İzmirli Murat Julio Vatikan Dışişleri Bakanlığı’nda üst düzey görevli. Daha önce Dışişleri’nde Papalık Temsilcisi Başkatiplik görevinde de bulunmuş. Ondan önce de Vatikan’ı Avusturya, Rusya ve Pakistan’da temsil etmiş.
Vatikan’da yaşayan Türkler hakkında okurlarımdan gelen bilgiler Murat Julio ile sınırlı da değil.
Çınar Yurdakan imzasıyla yazan bir okurum İsviçreli muhafızlardan birinin Türk asıllı olduğunu iddia etmiş.
Ankara’dan Zuhal Altan ismiyle yazan bir diğer okurum ise merhum eşinin büyük dayısının Vatikan’da yattığını söylüyor.
Asıl adı Mehmet Molla imiş ve Vatikan’da kardinallik yapmış. Ruhani lider olunca ismini değiştirmiş. 14 yaşında ailesinden ayrılarak trenle Avrupa’ya gitmiş, savaşlara katılmış ve sonunda da din adamı olmuş. Vatikan’daki mezarının taşında Kardinal Paul Mari Moullah yazıyormuş ve bir de Türk bayrağı varmış.
Bu son iki okuruma cevap yazıp, e-posta ile gönderdikleri bilgileri teyit etmek için telefonlarını istedim ancak henüz cevap alamadım.
Zaten biri merhum, diğeri Türk vatandaşı olmadığı için tek bir Türk’ün olmadığı tek ülke Vatikan’dır tezimi yanlış çıkartmıyorlar.
Ancak Murat Julio hayatta... Türk vatandaşı ve Vatikan’da yaşıyor. Bu da tezimi yerle bir etmeye yetiyor.
Haklıymışsın Cem Ceminay. Dünyada Türk’ün olmadığı tek bir ülke yok galiba...
Manzaranın şahını sunan restoran
İstanbul’un önde gelen butik otellerinden Eresin Crown Hotel’in terasıyla yemek-şarap uyumunun ön planda tutulduğu Gurme Gecesi sayesinde tanıştım.
Yaz bitmeden bir akşam yemeğine çıkmayı planlıyorsanız, bu güzel havaları kaçırmayın.
Mosaic Terrace’taki manzaranın keyfine tam olarak varabilmeniz için de iftar veya erken akşam yemeği yemek üzere akşamüstü gitmenizi tavsiye ederim.
Kavaklıdere ile ortak düzenlenen gecede tadımı yapılan şarapları soracak olursanız, onları da kısaca anlatayım. Kavaklıdere Ancyra 2005, aperatif olarak yudumlanabilecek meyvemsi hoş aromalara sahip, hafif bir şarap. Kalecik Karası ile aram pek iyi olmamasına rağmen Ancyra 2005’i çok beğendim.
Selection 2003, Kavaklıdere’nin bu prestijli serisine yakışan bir örnek. Henüz genç sayılır, birkaç şişe alıp iki, üç sene saklamanızı öneririm.
Tadım gecesinin yıldızı ise Kavaklıdere Narince 2002 idi. Beyaz şarabı, sırf balığa ayıp olmasın diye tercih edenlerdenim.
Balıktan alacağım tattan çok sofradan keyif almak istediğimde, balığın tadını mahvetme pahasına kırmızı şarap bile içerim.
Kavaklıdere Narince 2002, kırmızı şarabı aratmayacak kadar gövdeli ve damakta çok uzun tatlar bırakan, kompleks bir şarap. Bunda meşe fıçılarda dinlendirilmiş olmasının da bir payı var kuşkusuz ama 2002 rekoltesi Narince’nin hakkını vermek gerek. Ne balığın tadından, ne şarabın keyfinden vazgeçmek istediğinizde Kavaklıdere Narince 2002 sizi mahçup etmeyecektir.