Pişkinlik moda oldu. Galatasaray Yönetim Kurulu’nun 100. yıl logosu skandalı ile ilgili takındığı tavır, TCDD Genel Müdürü’nün Pamukova’daki tren kazasından sonra takındığı tavrı anımsatıyor.
Logo skandalının boyutu, sorumlusu GS Spor Kulübü İletişim Koordinatörlüğü’nün istifasını gerektirecek kadar büyük.
Skandalın sorumluları hatalarını telafi etmek yerine, skandalı ortaya çıkartanlara ve eleştirenlere saldırmayı tercih ediyor. Kulübün resmi İnternet sitesinde yayınlanan açıklamada, Galatasaray’ın 100. yıl logosundaki ‘FB’ harflerini ortaya çıkartan yazım hedef alınmış. Açıklamada Galatasaray logosuna yapılan eleştirilerin Galatasaray düşmanlarınca yapıldığı, logodaki FB harflerinin Galatasaray düşmanı bir yazar tarafından yazıldığı havası yaratılıyor. Böylece Galatasaray taraftarının tepki gösterip, beğenmediği logoya sahip çıkması hesabı yapılıyor.
Galatasaraylılığımı sorgulamaya kalkışmak, kulübün iletişim koordinatörlüğünün veya yönetim kurulunun haddi değil. Hiçbirinin kalbinden ya da beyninden geçen, vefası ya da cefası, tarihi ya da sülalesi yetmez buna...
Ortaya çıkan logonun taraftar tarafından benimsenmemesi, hatta alaya alınması iletişim koordinatörlüğünün, seçici kurulun, grafikerin ve grafik ajansının özensiz çalışmasının sonucudur. 100 yıl logosunun üretilmesi gibi ciddiyet ve profesyonellik gerektiren bir işi herkesin katılımına açık bir yarışmayla seçmeye kalkışması İletişim Koordinatörlüğü’nün işin daha baştan ciddiyetini kavrayamadığını gösterir. Hatadan dönmek için seçilen yol, yani taraftarın emeği ve seçmen iradesinin hiçe sayılıp logonun bir grafikere sipariş edilmesi daha da yanlış. Bu en baştan yapılmalıydı. Ama Bülent Erkmen gibi ne kadar ünlü olursa olsun Galatasaraylı olmayan bir grafiker değil, Galatasaraylılık ruhunu yakından tanıyan bir grafiker seçilmeliydi. Dahası grafikere ve ajansına profesyonel hizmetlerinin karşılığı verilerek, amatör bir sonuç alınmasının önüne geçilmeliydi. Hele hele Galatasaraylı olmayan bir grafikerden Galatasaray için ücretsiz iş isteyip de, profesyonel iş beklemenin ne mantığı olabilir ki?
Logonun seçiminde bu kadar yanlış, bu kadar özensiz, bu kadar amatör bir süreç yaşandığını bilip, üstüne logodaki bariz FB harflerini görünce, altında bir muziplik aramam da doğal. Gördüm ve gördüğümü yazdım. Ama böylesi hassas bir konuda Seçici Kurul’un grafik ve iletişim profesyoneli üyelerinin ve İletişim Koordinatörlüğü’nün çok daha hassas olması gerekirdi. Kılı kırk yarmak ve yanlış algılamalara, istismarlara yol açacak herhangi bir falsoyu anında yakalamak onların göreviydi. Ortaya çıkan sonuç göstermediklerinin, baştan savma iş yaptıklarının kanıtı.
İş işten geçtikten sonra, ‘Oy Memişler Memişler/Allem kallem etmişler/Ayvaları yemişler’ diye suçu kendi hayallerinin ürünü düşmanların üzerine atmalarının faydası yok.
Ateş olmadan duman çıkmaz
Sabah yazarı Emre Aköz, Galatasaray’ın 100. yıl logosuna sızan ‘fb’ harflerini, daha önceki bir fikir tartışmamızla ilişkilendirmiş. Emre, ‘fikir olmadan bilgi olmaz’ demişti. Ben de hak vermiş ama ‘bilgi’ kelimesini daha açmak gerektiğini söylemiş, ‘veriyi malumata dönüştürmek için algı, malumatı bilgiye dönüştürmek içinse fikir gerektiğini’ belirtmiştim.
Emre verinin de fikir olmadan var olamayacağını söylüyor. Örnek olarak da bal peteğinin üzerinde beliren figürü ‘Allah’ yazısı olarak algılayabilmek için Arapça bilme gereğini gösteriyor.
Buradan yola çıkarak da bir yargıya varıyor. GS’nin 100. yıl logosunda ‘fb’ harflerini görmemin nedeni, Fenerbahçe’nin logoya sızdığı kuşkusuna kapılmammış.
Yanılıyor. Tam tersi. Logodaki ‘fb’ harflerini görünceye kadar böyle bir şüphem yoktu. Kuşkuya, harfleri gördükten sonra kapıldım.
Emre’nin verdiği Gelincik sigarasının üzerindeki, evirip çevirince, orayı burayı kapatınca, biraz da zorlayınca benzetilen Ho Şi Min yüzü örneği, 100 yıl logosundaki ‘fb’ harfleri için geçerli değil. 100. yıl logosundaki ‘fb’ harfleri çok belirgin. Deneyimli bir grafikerin, dikkat edince görmemesine olanak yok. GS’nin 100. yıl logosunun içine yerleştirilen ‘fb’ harfleri ayan beyan ortada. Sarı laciverte filan boyanması gerekmiyor. Ben bu harflerin logoya, çirkin bir muziplik sonucu kasten yerleştirilmiş olma olasılığının çok yüksek olduğuna inanıyorum.
Kısacası harfleri görmemin nedeni kuşkum değil, kuşkumun nedeni harfleri görmem. Ama sakın Emre’nin logodaki ‘fb’ harflerini görmemesinin altında, Fenerbahçeli olduğundan dolayı içten içe Galatasaray’ın ‘fb’ harfli bir logoyu kullanmasını istemesi yatıyor olmasın?
Galatasaray yönetimine ihtarımdır
Galatasaray Spor Kulübü İletişim Koordinatörlüğü’nün, kulübün resmi İnternet sitesinde yayınladığı açıklamaya bakılırsa bana bir ihtarname göndermişler. İçeriğini çok merak ediyorum doğrusu. İletişim Koordinatörlüğü adresimi doğru yazdıysa inşallah elime geçecek de meraktan kurtulacağım.
Sitede yayınlanan açıklamada aynen şöyle denilmiş: ‘Bir medya organında, eleştiri boyutlarını fazlasıyla aşan saygısız bir üslupla, 100. yıl logosu hakkında yayın yapan yazara Galatasaray Spor Kulübü tarafından bir ihtarname gönderilmiştir. Söz konusu yazar, başlattığı düzeysiz kampanyasına devam etmesi halinde yasal yollara başvurulmaktan kaçınılmayacaktır.’
Ne kampanyasından bahsediyorlar anlayamadım. Bir Galatasaraylı yazarın, kulüp yönetiminin beğenmediği icraatını eleştirmesini, kampanya mı sanıyorlar acaba? Bilemedim. Bildiğim şu ki, saygısız bir üslupla yazdığımı iddia ettikleri mektupta, ‘düzeysiz’ denilerek şahsıma hakaret ediliyor.
Galatasaray Spor Kulübü İletişim Koordinatörlüğü’ne açık ihtarnamemdir. Şahsıma yaptığınız hakaret içeren açıklamayı yayından kaldırmamanız halinde yasal yollara başvurmaktan kaçınmayacağım.
Yönetim Kurulu ve Başkan Canaydına’a da dostça bir tavsiyemdir, kulübün iletişimini herşeye rağmen bu İletişim Koodinatörlüğü’ne teslim etmekte kararlıysanız, bari işinin ehli bir iletişim danışmanından da yardım alın.