KORSAN yazılım kullanımıyla savaşmak amacıyla yurtdışında kurulan ve Türkiye’de de faaliyet gösteren BSA, İçişleri Bakanlığı’ndan faaliyet izni aldı.
Bu faaliyet iznini alır almaz BSA Koordinatörü Tolunay Tomruk ile bir araya gelip, korsan yazılım kullanımıyla savaş konusunda görüş alış verişinde bulunduk.
Bu izinden önce BSA yöneticileriyle prensip olarak görüşmeme kararı almıştım ve bu prensip kararına yıllardır uyuyordum.
Bu kararı almamın nedeni BSA’nın Türkiye’de resmi bir kişiliği olmadan faaliyet göstermesinden kaynaklanıyordu.
BSA’nın ne dernek, ne vakıf, ne şirket hiçbir tüzel kişiliği yoktu. Kanunlara aykırı bir faaliyet göstermiyordu ama özel ya da tüzel bir kişiliğe sahip değildi. İçişleri Bakanlığı’ndan faaliyet izni de almış değildi.
Üstelik korsan yazılımla savaşma şekli de tasvip etmediğim bir üslupla yürütülüyordu. İnsanları korsan yazılım kullanmanın yanlışlığını öğreterek bilinçlendirmek yerine, korku salarak sindirmeyi yöntem olarak seçmişti.
Geçen şubat ayında Türkiye Bilişim Derneği Başkanı Turhan Menteş’le bir toplantı sırasında karşılaşmıştık. BSA’nın yöntemlerinden çok şikayetçi olduklarını, BSA’dan illallah diyen şirketlere haklarını korumaları için avukat sağlayarak, hukuki yardım vereceklerini iletti ve basın olarak bu mücadelelerine destek vermemizi istedi.
Yasalar çerçevesinde ve inandığım değerlere uygun olarak gerekli desteği vermeye çalıştım.
Ekim ayı başında TBD’ye hukuki destek veren avukatlardan Mehmet Ali Köksal aradı ve İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı’nın BSA’nın faaliyetlerini Dernekler Kanunu’na aykırı bulduğunu, İstanbul Valiliği’nin de bu karara uygun olarak BSA faaliyet merkezine Türkiye’deki mevcut faaliyetlerini sürdüremeyeceklerini bildiren bir tebligatta bulunduğunu aktardı.
Konuyu e.yaşam’da "Korsanla savaşan BSA asıl kendi korsanmış" başlığıyla haber yaptık.
BSA, haberi hazırlamadan önce neden görüşlerine başvurmadığımızı sordu. Hukuken var olmayan bir kurumdan görüş almamız şart olmadığı için üzerinde durmadık.
Aradan kısa bir zaman geçtikten sonra BSA, İçişleri Bakanlığı’ndan faaliyet izni aldı ve bizim için de BSA ile aynı masaya oturmamız, görüş alışverişinde bulunmamız için bir engel kalmadı.
Tüm bu süreç içinde beni tek üzen şey, TBD Yönetimi’nin takındığı tavır oldu.
Daha önce BSA’nın uygunsuz olarak niteledikleri yöntemleriyle savaşmak için yardımımı isteyen TBD, avukatları aracılığıyla duyduğumuz ve haberleştirdiğimiz konu üzerine BSA ile aynı masaya oturup, bir ortak açıklama yapma gereği duydu.
Ortak açıklamayla haberimizin sözde yanlış anlamalara yol açtığı, kamuoyunda korsan yazılım kullanımının yasadışı olmadığı gibi bir yanlış algılamaya neden olduğu duyuruldu.
Halbuki haberde bu gibi bir yanlış algılamaya yol açacak tek bir cümle bile yoktu.
TBD Yönetimi’nen bu ortak açıklamaya neden gerek duyduğu çok geçmeden anlaşıldı.
BSA’nın gazetelerde yayınlanan "korsanla savaş" ilanlarında destekçi olarak TBD’nin logosu yayınlanmaya başladı.
Meğer TBD yönetimi o sırada, daha önce şiddetle karşı çıktığı BSA ile güçbirliği yapıyormuş.
Artık faaliyet izni olan BSA’ya, korsanla savaşında biz de destek veriyoruz. Ama bu destek ucuz yöntemlerle olmamalı.