Bilgisayarlarda, otomobillerde, televizyonlarda, video sistemlerinde, dijital fotoğraf makinelerinde, cep telefonlarında, aklınıza gelebilecek her türlü elektronik alette Sun’ın Java teknolojisiyle çalışan ve işimizi gören işlemler gerçekleşiyordu. Hatta Nasa’nın Mars aracında bile...
O yüzden bu seneki JavaOne Konferansı’na katılmak üzere San Fransisko’ya doğru uçarken, bunun daha ötesinde ne gösterecekler ki diye düşündüğümü itiraf etmeliyim.
JavaOne konferanslarına 1995’teki ilkinden bu yana biri hariç her yıl katıldım. İlk iki yılın ortak özelliği Java’ya inanan küçük bir kitlenin gösterdiği inançlı heyecandı. Ardından çok hızlı büyüyen bir kitle olmanın getirdiği gururlu sevinç geldi. Java’nın özellikle cep telefonlarında kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte, son altı yılın ortak özelliği ise Java’nın her yere girmiş olma zaferinin kutlanmasıydı.
Bu yılın da öyle geçeceğini, Java’nın birkaç ufak tefek yere daha burnunu sokmuş olmasıyla övünüleceğini sanmanın ve uçuş sersemliğinin verdiği mağmurluktan, Jonathan Schwartz’ın sözleriyle bir anda sıyrıldım. Daha bir ay önce Sun’ın İcra Başkanı olan Schwartz, 15 bin kişilik Java geliştiricileri seyircisinin önünde Java’nın açık kaynak olacağını müjdeliyordu.
Bunun anlamını, sokaktaki kullanıcılara artık Java’yla daha fazla karşılaşacaksınız diye tercüme edebilirim. Daha fazla ama daha açık, sütlü ve hafif, hatta belki kafeinsiz olarak...
Gerçi sıradan kullanıcılar Java ile yazılmış uygulamaları zaten kolayca ve sorunsuz kullanıyorlardı. Cep telefonlarında Java ile yazılmış oyunları oynuyor, İnternet’te gezerken Java ile yapılmış servislerden yararlanıyorlardı.
Peki Java’nın açık kaynak olması ne fark getirecek?
San Fransisko’da akşam yemeğinde farklı ülkelerden bir grup gazeteciyle bunu tartışıyorduk. Çoğu Java’nın açık kaynağa geçmesinin Sun’ın Java’nın getirdiği lisans gelirinden vazgeçtiği anlamına geldiğinde hemfikir olması karşısında hayrete düştüm.
Çünkü bu doğru değil. Açık kaynak lisanslamaya geçmek ücretsiz lisanslama anlamına gelmiyor. Sadece Java ile yazılım geliştirenleri daha özgür bırakan bir adım bu.
Bundan böyle Java’nın daha hızlı gelişeceği ve yaygınlaşacağı anlamına geliyor. Sun’ın şirket olarak bundan etkileniş şekli ise komünist bir rejimden kurtulup liberal ekonomiye geçen, eğitim sistemi gelişkin bir ülkeye benzeyecek. Java’nın daha hızlı yaygınlaşması daha fazla lisans geliri ve ek olarak daha fazla servis gelirinin şirkete akmasını sağlayacak.
Biz kullanıcılara yansıması ise daha hızlı, daha kolay kullanımlı, daha fazla sayıda Java uygulaması aracılığıyla hayatımıza gelecek kolaylıklar olacak.