İnternet Yasası çok karışık

Dünyanın en popüler İnternet sitelerinden biri olan YouTube’un Türkiye’de sansürlenmesi, Türkiye’nin geleceğini telafi edilemez bir şekilde karartacak bir gelişme ama bakıyorum medyada kimsenin umurunda değil.

YouTube için mahkeme geçen yıl da bir kapatma kararı almıştı. AKP’nin İnternet’i sansürlemeye yönelik ortaçağ kanunu o dönemde henüz çıkmamıştı. AKP kanunun üzerinde çalışıyordu. Aslına bakılırsa o kanun eğer doğru düzgün yazılsaydı, benzer yanlışlara bir daha düşülmesini önlemek adına bir şanstı.

Olmadı. İnternet Yasası ortaçağ zihniyetiyle, sitelerin sansürlenebilmesine yasal zemin hazırlayan bir yasa olarak hazırlandı, meclisten geçirildi ve yürürlüğe girdi.

Sonuç: Çıkartılan çağ dışı yasaya dayanarak karar veren 12. Sulh Mahkemesi, dünyanın en popüler sitelerinden biri olan YouTube’a erişimin engellenmesine karar verdi.

Bu bir rezalettir. Bu Türkiye’yi Suudi Arabistan’dan da geriye götüren bir zihniyetin eseridir. Bakabilen ve görebilenler için karanlık bir zihniyetin Türkiye’yi teslim aldığının ispatıdır.

Şimdi Türkiye’nin aydın insanlarının bu sansüre büyük tepki göstermesi gerekiyor. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin temel özgürlük haklarına aykırı olmadığına karar vermesine rağmen üniversiteye türbanla girme yasağını özgürlük savaşıymış gibi yutturmakla meşgul, iktidardan nemalanan sözüm ona liberal aydıncıklar Türkiye’nin üzerine örtülen bu kara çarşafa yine sessiz kalacaklardır.

İnternet Yasası, suç unsuru taşıyan tek bir sayfa için koca bir sitenin tümüne erişimin engellenmesini öngörüyor. Bu sansür demek ve anayasaya da aykırı. Erişimi engellenen bir site karşı dava açarsa, konu hakim kararıyla Anayasa Mahkemesi’ne götürülebilir. Sansür uygulamasına Anayasa Mahkemesi’nin dur demesi Türkiye’yi kurtaracaktır.

Mutfakta bir sanat eseri

Halam Makbule Taray’ın mutfağında ocağın hemen yanında, basamakları çok geniş tahta bir mutfak merdiveni vardı. Bahtiyar ninem yemek yapmak için mutfağa girdiğinde, hemen en üst basamağına tüner, her hareketini merakla izlerdim.

Yemekle ilgili pratik bilgilerini hep o merdivenin tepesinden öğrendim. Teoriyi ise annemin yemek defterinden. Annemin inci gibi yazısıyla yazılmış yemek tariflerini okur, mutfağa girip aklımda kaldığı kadarına doğaçlama eklemeler de katarak yapmaya koyulurdum.

Gamze Bursalı’nın "Net 425 g." isimli kitabının sayfalarını çevirirken, annemin yemek defterinin üzerimde yarattığı karşı konulamaz yemek pişirme dürtüsünü hissettim.

Meğer annemin yemek defteriyle aynı etkiyi yaratması sebepsiz değilmiş. Gamze Bursalı "Net 425 g."ı içini 20 yıldır doldurduğu anne usulü yemek defterinden devşirmiş. Yemek fotoğrafı stilisti de olduğu için fotoğrafçı Gökçe Erenmemişoğlu ile ortak eserleri olan, bakmaya doyum olmaz fotoğraflarla süslemiş.

Kitabın tek kusuru, yemek yaparken tezgah üzerinde bırakmaktan endişe duyulacak kadar estetik oluşu.

Cengiz Semercioğlu’na yanıt

Cengiz Semercioğlu "bunları biliyor muydunuz?" diyerek çeşitli ilginç veriler sıralamış. İlk maddesinde de "Bizim Yurtsan Atakan’ın kumar diye eleştirdiği Var mısın Yok musun’ un Deal or No Deal adıyla 27 ülkede yayınlandığını", diyerek laf atmış.

Doğrudur, itirazım yok. Programı eleştirdiğim de yok. Eften püften sebeplerle her programa burnunu sokan Zahid Akman’ın, açıkça kumar oynatılan bir program karşısında sus pus olmasındaki tutarsızlığa dikkat çekiyorum sadece. Ve Zahid Akman’dan cevap beklediğimi söylüyorum. Israrla suskun kaldığına göre, RTÜK Başkanı da programda kumar oynatıldığını kabul ediyor.

Cengiz Semercioğlu bir veri aktarmış. Bilgi vererek katkıda bulunayım.

Geçenlerde bir bayanın açılmayan iki kutusu kalmıştı. Birinde 150 bin, diğerinde 1 YTL vardı. Banka 45 bin YTL teklif etti.

Kumarhanelerde uygulanan yöntemin tıpa tıp aynısı. Tek farkı programın kumarhanelere göre çok daha insafsız olması.

Neyse asıl önemli olan yarışmacının burada kumara zorlanıyor oluşu. Kumara zorlanıyor çünkü yarışmacı bankanın teklif ettiği 45 bin YTL’nin o anda artık sahibi. Kabul etse de kumar, etmese de. Kabul etmezse 150 bin YTL için o anda artık sahip olduğu 45 bin YTL’sini riske atmış olacak. Ki bu apaçık bir kumar. Kabul ederse, bu kez önceden seçmiş olduğu kutusunda 150 bin YTL olması ve 150 bin YTL’yi kaçırma riski var. Ki bu da kumar.

Kumar çünkü kazanmış olduğu parayı riske atan yarışmacının o anda tek güvendiği şey şansı. Ne bir bilgi ne bir yetenek koyması gerekiyor ortaya. Elinde avucundakileri kaybetmesi sadece ve sadece şansa bağlı.
Yazarın Tüm Yazıları