Otomobilinden ille de gideceği yerin kapısında inme tutkusu Bodrum’da da geçerli.
Gündüz denize neredeyse otomobiliyle girecek kadar aracını güneşleneceği yerin dibine kadar sokanını mı; gece iskeleden bozma Beach Club’e kumlara saplanma pahasına plajdan gelmeye kalkanını mı istersiniz? Hepsiyle Bodrum’da bol bol karşılaşabiliyorsunuz. Regnum, Güvercinlik’te harika bir site inşa etmiş. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüşler. Örneğin evlerin tamirat hizmetlerinden bahçe bakımına, sosyal tesislerin yönetiminden site güvenliğine kadar her şey Sodexo’nun yönetiminde mükemmel eğitim almış bir profesyonel ordusunca yönetiliyor. Bir başka yenilik ise siteye araç sokulmasına izin verilmemesi. Sitenin girişinde 24 saat korumalı, büyük bir otopark var. Site sakinleri araçlarını buraya park ediyorlar. Site içi ulaşım her beş dakikada bir geçen golf arabalarıyla sağlanıyor.
Ancak bu güzel kuralın bozulması için, site açıldıktan sonra bir hafta geçmesi yetmiş. Golf arabalarına göre tasarlanan yollar otomobil park etmeye de uygun olmadığından, yangın muslukları için ayrılan boşluklar ekábirlerin özel otopark alanına dönmüş. Yangın çıksa evlerinin yanacak olması bile umurlarında değil. Ya da evrensel bir trafik kuralı olan yangın musluğu önüne park etme yasağını bilmeyecek, bilseler de umursamayacak kadar cahiller.
Havai fişek görgüsüzlüğünden Bodrum’da da kaçış yok. Hatta işi Bodrum’da o kadar abartmışlar ki, kimi siteler haftanın belirli günlerinde kendileri maytap patlatıyor. Antalya’daki disko köpüğü faciası gibi ihmal ve denetimsizlikten kaynaklanan bir facia Bodrum’da da havai fişekler yüzünden yaşanırsa kimse şaşırmasın.
Gümüşlük’teki balıkçıların, Kapalı Çarşı esnafı gibi kapıdan müşteri ayartma çirkinliğini geçen sene de yazmıştım. Jandarma komutanlığı restoran sahiplerini çağırıp, bu çirkin uygulamaya son vermelerini istemiş. Restoranlar bir süre bu isteğe uymuşlar ama şu anda durum eskisinden de beter.
NY Times Bodrum’a Türkiye’nin St. Tropez’si benzetmesini yapmıştı. Bodrum’u St. Tropez’ye benzetmek haksızlık olur. Birbirinden güzel ve bir o kadar farklı koylarıyla Bodrum, St. Tropez’nin çok ötesinde. Hatta birbirinden farklı "beach"leriyle ünlü Los Angeles’a bile fark atar Bodrum, değişik zevklere hitap etmek açısından.
Pub eğlencesi arayanlara hitap eden Gümbet, sörfçülerin gözdesi Bitez, günbatımında balık yemek isteyenlerin favorisi Gümüşlük, piyasacıların merkezi GölTürkbükü, huzurlu bir tatil arayanların cenneti Güvercinlik gibi her biri başka bir çekicilik merkezi olan sayısız koyuyla Bodrum dünyanın en renkli tatil yöresi olmaya her yıl biraz daha yaklaşıyor.
Tesettür otelleri kapatılmalı
Bodrum, Bitez’de yeni bir tesettür oteli açılmış. Sayıları her geçen gün artan bu otellerin özelliği başı açık kadınları otele almamaları, HAkiki ŞEriat MAyosu (HAŞEMA) giymeyen kadınları havuzun kenarına bile sokmamaları.
Hatırlayacaksınız birkaç ay önce, türbanlı bir kadın müşteriyi kapıdan çeviren bir otel Hürriyet’in kapağından haber yapılmış, otelin bu ayrımcı tutumu ayıplanmıştı. Doğrusu da buydu. Sırf türbanlı diye bir müşteriyi geri çevirmeye hiçbir özel sektör kuruluşunun hakkı yok.
Ama tersi de geçerli. Tesettürsüz müşterileri geri çevirmeye de hiçbir kuruluşun hakkı yok. Türbanlı müşteriyi geri çeviren oteli ayıplıyorsak, tesettürsüz müşteriyi kabul etmeyen oteli de ayıplamamız gerekir. Tesettür otelleri Anayasa’ya aykırı kuruluşlar. Hiçbir otel türbanlı ya da tesettürsüz diye bir müşterisini geri çeviremez.
Turizm Bakanlığı, tesettürsüz müşterileri kabul etmeyen otellerin faaliyetine nasıl izin veriyor?
Sonra adam kalkıp, ülkesini Avrupa’ya Türkiye’de Müslümanlara zulmediliyor diye gammazlamaya kalkıyor. Tablo meydanda. Türbanlı müşteri kabul etmemeye kalkan sadece tek bir örnek var ve onun da bu ayrımcı uygulaması önlendi. Öte yandan tesettürlü olmayan kadınları Müslüman saymadıkları için müşteri olarak kabul etmeyen otellerin sayısı çığ gibi büyüyor ve hükümet neredeyse bunları teşvik ediyor.
Sigara Şikayet Köşesi
Sigara dumansız yaşama özgürlüğü getiren yasanın uygulanmasıyla ilgili gözlemlerinizi yurtsan@hurriyet.com.tr adresine bekliyorum.
Dr. Cem Selhat: Her sabah 07:20 Büyükada-Kabataş, akşam da 18:30 Kabataş-Büyükada vapuru ile seyahat etmekteyim. Normalde vapurların kapalı ve açık kısımlarında sigara içme yasağı olması gerek ve bunu belirten uyarıcı işaretler, yazılar... Ama ne gezer! Bir tek vapur girişinde ufak bir yazı, o da görene aşk olsun dedirtecek boyutta.
İlk günlerde biraz çekingenlik vardı, açık kısımlarda sigara içmek için herkes birbirini kolluyordu, ardından ip boşaldı, herkes içmeye başladı. Sigara dumanından zehirlenmek istemeyenler, havasız kapalı bölüme mahkum edildi. İDO’ya e.posta ile bildirdim, gelen cevap "Gerekli kontroller yapılıyor" şeklinde idi. Uzun lafın kısası, İDO’da sigara yasağı böyle uygulanmakta.
Y.A.: İDO aslında, sigara içenlere ayrılan bazı bölümler dışında vapurların açık alanlarında sigara içme yasağını yasanın çıkmasından da önce uygulamaya koyan çok medeni bir yönetime ve genel müdüre sahip olduğundan, açıkçası şaşırdım. İDO Genel Müdürü Dr. Ahmet Paksoy’un bu şikayetinizi dikkate alıp, sigara dumansız yaşama özgürlüğünün vapurlardaki denetiminin çok daha sıkı tutulması için gerekli işlemleri başlatacağından eminim.