Birinci sayfanın üst manşetinden verdiğimiz haber sözde Bilgisayar Destekli Eğitim (BDE) için milyonlarca doların çöpe atıldığı ülkemiz için çok önemli.
ABD’nin en saygın teknik üniversitelerinden biri olan MIT bünyesindeki Medya Laboratuvarları’nda eğitimde kullanılmak amacıyla 100 dolar maliyetinde bilgisayar geliştirilmesi için araştırmalara başlanmış. Bu 100 dolara 10 dolarlık üretici kárı da dahil.
Bizi bozar... 10 dolarlık kár marjı bizim bilgisayar ithalatçılarını ve toplayıcılarını kesmez çünkü. Bakın geçenlerde Milli Eğitim Bakanlığı sırf sektöre kıyak olsun diye, kalktı öğretmenleri bilgisayar sahibi yapacağım, filan dedi.
Vakıfbank düşük faizli ve uzun vadeli kredi sağlayacaktı, 650 bin öğretmen de bilgisayar sahibi olmak için sıraya girecekti. Bakanlık bir şartname hazırladı ve bilgisayar ithalatçılarıyla, toplayıcılarına bu şartnameye uygun bilgisayarları sunabilecekleri en ucuz fiyatla sunmaları için çağrıda bulundu.
Şartname evlere şenlikti. Öğretmenlere gazlanacak bilgisayarın özellikleri arasında nedense dizüstü bilgisayar olması, Microsoft Windows işletim sistemi ve Intel işlemci kullanılması şart koşulmuştu. İsteyen öğretmenin daha ekonomik olan masaüstü bilgisayara sahip olmayı, isteyen ithalatçı ya da toplamacının Windows yerine Linux, Intel yerine başka bir işlemciyi seçmesine bakanlık niye karışıyordu ki? Bu çok haklı soruları hükümete CHP milletvekili Osman Coşkunoğlu da sordu ama aylar geçmesine rağmen hükümetten gık yok.
Bakanlık F klavye şartını koymayı da unutmuştu. Bilgisayar sektörünün birkaç dolar daha fazla kár etmek için öğretmenlere uyduruk Q klavye dayatacağı aşikardı. Sektör bu konuda sabıkalıydı zaten. Bakanlık, hatasının farkına sonradan vardı ve geç de olsa doğru bir adım atarak ihaleyi kazanan firmalardan bilgisayarları F klavye olarak sunmaları için ricada bulunacaklarını söyledi. Biz de buradan alkışladık.
Ama kim takar Milli Eğitim Bakanı’nın ricasını? Öğretmen kapısı açılmış bir kere, bakan rica etse de uyduruk Q klavyeler verile...
İşte bu yüzden sevgili bilişim sektörümüzden 10 dolarlık bir kár getirecek 100 dolarlık bilgisayarları savunmasını beklemeyelim.
Bilgisayar Destekli Eğitim’in gündeme geldiği ilk günden beri, yaklaşık 10 yıldır yırtınıyorum. İhalelerle bilgisayar alıp, okullara yerleştirip, Türkiye’yi teknoloji çöplüğüne çevirmeyin diyorum. Yapılması gereken önce okulların tümünü İnternet’e bağlamak (hakkını yemeyelim şu andaki Milli Eğitim Bakanı bu konuda kararlı ve başarılı da), aynı anda müfredatı İnternet’ten destek alacak hale getirmek için çalışmalara başlamak ve öğretmenleri eğitmek. Tüm bunlar yapılırken de, Türkiye şartlarına uygun 200, 300 dolar maliyetinde (Bu on yıl önce önerdiğim maliyetti, MIT araştırması artık bu maliyetin bile fazla olduğunu gösteriyor) eğitime özel bir bilgisayar geliştirmek için sektöre çağrıda bulunulmalıydı. Aradan geçen on senede, MIT’i bile sollayabilirdik. Şimdi kaldık pabuç hattına sıra...