Dayıseksüeller: 21. yüzyılın Türk erkeği modeli

Ne metroseksüel, ne teknoseksüel, ne de gastroseksüeller... Şimdi yeni moda onlar: Dayıseksüeller.

Haberin Devamı

Metroseksüeller yıllardır o kadar konuşuluyor ki, kimler olduklarını artık herkes biliyordur herhalde.

Teknoseksüellerin tanımını 2004’te yazmıştım (tinyurl.com/4qewu7): Teknoseksüeller nur yüzlü metroseksüellerin transistörlü aletlerden hoşlananlarına deniyor. Teknoseksüel, metroseksüeller gibi bakımlı ama bu bakım işini onlar kadar abartmayan, stil sahibi, teknolojinin nimetlerinden yararlanmasını bilen adam gibi adamlara deniliyor. Yani metroseksüelden çok harbiseksüelin teknoloji görmüşü demek daha doğru.

Dayıseksüellere gelince, bunlar nur yüzlü metroseksüellerin kaba ağızlılarıdır.

Çoğunlukla metroseksüeller gibi bakımlıdırlar. İki dirhem bir çekirdek giyinmeye çalışırlar. Bıyıklıları da vardır ama her zaman tıraşlıdırlar.

Metroseksüellerden en büyük farkları marka düşkünlükleridir. Bazıları işi örneğin damgalı Louis Vuitton bavullarla seyahat etmeye kadar vardırırlar. Bazıları ise yabancı ünlü markalara fason üretim yapan cemaat terzilerinden giyinmeyi tercih ederler.

Haberin Devamı

Metroseksüellerin ve teknoseksüellerin aksine kendilerine has bir stilden yoksundurlar çoğunlukla. İtalyan hazır erkek giyim sanayinin çizgisini takip ederler.

Klasik kalıplara sıkı sıkıya bağlıdırlar. Örneğin lacivert pantolon altına açık kahverengi ayakkabı giyerler. Takım elbiseleri köy düğünlerinde bile rastlayacağınız türden, bele oturan kesimli klasik damatlık kesimindedir.

En ufak bir eleştiriye gelemez, eleştirilmeye kalkıldıklarında hemen parlarlar.

Egoları en küçük bir kıvılcımla patlayacak kadar şişkindir. Kendilerini o denli beğenirler ki, bazıları kendini imparator ya da en azından kral, bazıları peygamber ya da en azından mehdi sanır.

Kulakları sadece alkışlara, gözleri sadece önlerinde reverans yapanlara açıktır. Bu yüzden alkışlayanları, reverans yapanları çoğunluk sanırlar. Yüz kişinin içinde 47’sinin alkışını alsalar, 53’ünü boğmaya çalışmakta mahsur görmezler.

Teknoseksülleri anlattığım yazımda ünlü Türk teknoseksüellerinin bir de listesini vermiştim. Ünlü Türk dayıseksüellerinin listesini vermeme gerek yok sanırım.

Haberin Devamı

Türkiye’nin yükselen değeri onlar. Her yerden çıkıyorlar, her yerde karşımızdalar.

Futbolda dostluk formülü: Üç takım aynı maçta

Oktay Aydın isimli okurumun futboldaki rekabetin, sporun gerçek amacı olan dostluğa hizmet etmesine yönelik bir önerisi var. Ben çok beğendim, bakalım siz ne diyeceksiniz.

"Her sene İtalya’da Milan, Juventus ve Inter arasında oynanan bir futbol turnuvası var.

Her takım diğer iki takımla 45’er dakika karşılaşıyor  ve seyirciler toplam 3 devrelik bir futbol keyfi yaşıyor

Günümüzde futbolseverler arasında sevgi, sportmenlik ve kardeşlik bağları güçlenirken, ülkemizde tam tersi bir durum söz konusu.

Bizim ülkemizde, özellikle de üç büyükler arasında böyle bir turnuva yapılamaz mı? Düşünebiliyor musunuz GS, FB ve BJK aynı stadyum içerisinde (bu atıl biçimde duran Olimpiyat Stadı olabilir) ve 80 bin taraftar karışık bir şekilde sportmence ve dostça 135 dk. maç izliyor.

Haberin Devamı

Bu turnuva her sene lig başlamadan hemen önce veya lig arasında da yapılabilir. İsmi Atatürk Kupası da olabilir, merhum başkanımız Sn. Hasan Doğan Kupası da olabilir veya İstanbul Kupası da olabilir, artık ne uygun görülürse.

Bence bu bir hayal değil... Böyle bir turnuvayı başlatmak demek, üç büyüklerin kulüp yönetimi ve taraftarları arasında barış ve kardeşlik tohumlarının atılması demektir ki, bu Türkiye’deki tüm futbol ve diğer spor branşlarına dalga dalga yayılacak bir davranış olacaktır..."

Sayın Aydın’a katılıyorum. Böyle bir kupa gerçekten de yapılabilir ve çok da güzel olur. Hatta belki bu fikirden yola çıkarak başka formüller de geliştirilebilir. Aklınıza gelen fikirleri e.posta adresime bekliyorum.

Yazarın Tüm Yazıları