Üzülmeyin bu hataya düşmeniz, sizin kabahatiniz değil. Elimde sağlıklı bir istatistik yok ama istatistiklerden daha sağlam gözlem gücüme dayanarak büyük bir gönül rahatlığıyla iddia edebilirim ki,
kangurum.com.tr'yi süpermarket sitesi sananlar çoğunluktadır. Hatta
Şükrü Andaç'ın Koç Bilgi Grubu Başkanı
Ali Koç ile yaptığı ve geçen pazartesi Milliyet'te yayınlanan söyleşiye göre Kangurum'un patronu bile siteyi süpermarketten ibaret sanmaktadır.
Patronların etrafını saran üst düzey yönetici familyalarını çok iyi tanırım. Bilgili, başarılı ve atak az sayıdaki profesyoneli saymazsanız genelde ikiye ayrılırlar. Aman patron kırılmasıncılar ve aman patrona ulaşılmasıncılar.
Patron kırılmasıncılargillerden olanlar patrona kafa sallamakla yetinirler. Patronun önerilerine hiç itiraz etmezler, yeni bir fikir öne sürmezler, sürseler bile fikirlerine ihtirasla sahip çıkmazlar. Bunlardan aslında çok iyi birer İkinci Dünya Savaşı dönemi Nazi subayı yaveri olur ama her nasılsa her büyük Türk holdinginin üst düzey yönetiminde çoğunluğu elde edecek kadar üremeyi başarmışlardır.
*
Aman
patrona ulaşılmasıncılargillerden olanları ise başka bir alemdir. Bunlar şirketin çeşitli kademelerindeki yönetici ve çalışanlarla patron arasında aşılmaz bir bariyer oluşturmayı kendilerine görev edinmişlerdir. Bulundukları mevkiye genellikle kendilerinin bile akıl erdiremediği tesadüfler silsilesi sonucunda, hasbelkader gelmişlerdir. Bu yüzden kendilerinden alt kademede ancak daha bilgili olan elemanlarla, patronun karşı karşıya gelmesini asla istemezler. Başarılı olacağını düşündükleri projeleri, önerenlerin elinden kapıp patrona kendi projeleri gibi sunarlar. Ama asıl kötüsü düşük bilgi ve zeka kapasiteleri yüzünden çok daha büyük ölçekli başarılara gebe projeleri algılayamazlar ve doğmadan ölümlerine neden olurlar.
Koç Bilgi Grubu şirketlerinden
Bülent Gönç, Bülent Yıldırım ve
Levent Kızıltan gibi çok değerli ve başarılı üst düzey yöneticilerle tanışmış olmaktan her zaman gurur duyarım. Ama az önce sözünü ettiğim türden üst düzey yöneticilerin ve vasıfsız danışmanların istisnasız her holdinge ve büyük şirkete sızdıkları gibi Koç Bilgi Grubu'na da sızdıklarından eminim.
İşte mutlaka böyleleri yüzündendir, Bilgi Grubu Başkanı'na bugüne kadar tek bir ''Kangurum'' brifingi verilmemiş, demosu yapılmamış olması. Yoksa Ali Koç gibi vizyoner ve zeki bir patronun başkanlığında Koç Bilgi Grubu'nun uçması, yerel başarılarla yetinmeyip dünya semalarında yükseklik rekoru kırması beklenir.
*
Evet Kangurum çok başarılı bir projedir. Migros.com.tr'nin açtığı başarı yolundan geçerek sanal alışveriş merkezli çok başarılı bir İnternet ana kapısı oluşturmuştur. Ama bu 'mediokr' bir başarıdır. Koç gibi bir medarıiftihardan çok daha büyük başarılar beklemek hakkımızdır sanırım. Örneğin
Kangurum ile bir başka Koç projesi olan
Bakkalım projeleri arasında kurulacak sinerji köprüsüyle her iki proje de hızlı asansöre bindirilebilirdi. Bakkalım ağına dahil olan bakkallar, bir bilgisayar ağına da dahil edilerek Kangurum dağıtım ve tedarik ağına sokulabilirlerdi. İşte o zaman Koç, yakın geleceğin en gözde sektörü olan lojistikte rakip tanımaz bir ağ kurmuş olurdu.
Ya da
Beko ve
Arçelik'in Ar-Ge'leri,
Bilgisayar Destekli Eğitim projesinde kullanılacak ekonomik, kolay kullanımlı ve bakımlı İnternet terminallerinin geliştirilmesi için görevlendirilebilirdi. Hem okullar ihya olur, hem öğrencilerle veliler sevinir, hem öğretmenler mutlu olur hem de Türkiye kurtulurdu...
*
Koç, Sabancı, Doğan, Borusan, Çukurova gibi holdinglerin bilgi gruplarının henüz yolun başında olduğunun farkındayım tabii ki. Daha dün bir, bugün iki... Ama artık şu tren bir an önce roket hızına ulaşsın istiyorum. Ve tabii eski ekonominin, eski bezirgan taşları yolumuzdan derhal temizlensin... Küçük çaplarına rağmen hız kesiyor, hatta bazen raydan çıkartabiliyorlar.
E.seçim başka bahara
Seçmenin işini kolaylaştıracak, seçime katılımı artıracak ve oyların çok daha hızlı ve güvenilir bir şekilde sayılmasını sağlayacak elektronik seçim (e.seçim), haftalık
BT Haber dergisinin manşetiyle bilişim sektörünün gündemine geldi.
BT Haber'den
Güneş Kazdağlı, sektör içinde yaptığı nabız yoklamasına dayanarak, e.seçim konusunda siyasi bir karar alınması durumunda, bilişim sektörünün Türkiye'yi en kısa zamanda e.seçime hazırlayabileceğini ve güvenli bir altyapı oluşturabileceğini yazdı.
Haberde e.seçim konusunda sektörden üç kişinin fikirlerine de yer verildi;
Escort Computer Bayi Kanal Satış Müdürü
Serdar Erdem,
Inteltek Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Alphan Manas ve
İnnova Genel Müdür Yardımcısı
Ümit Atalay.
Ancak bilişim sektöründen bu üç temsilcinin görüşlerini okuduğumda, bilişim sektörü bana hiç de bu işi yetiştirebilirmiş gibi gelmedi. İnnova'dan Ümit Atalay'ın sözlerinde e.seçimin erken seçime yetiştirilebileceğine dair zaten hiçbir iddia yoktu.
Escort'tan Serdar Erdem'in önerisi ise bana tam bir fantezi gibi geldi. Erdem e.seçim için
Bilgisayar Destekli Eğitim (BDE) projesi kapsamında çeşitli okullarda kurulan bilgisayar laboratuarlarının kullanılmasını öneriyordu.
ON LINE OYMilli Eğitim Bakanlığı tarafından Dünya Bankası kredileri kullanılarak okullara kurulan ve hiçbir sistem kararlılığına sahip olmayan bu bilgisayarlarla okullarımızı bilgisayar çöplüğüne dönüştürmüş olmamız yetmiyormuş gibi bir de seçimleri mi çöplüğe dönüştüreceğiz?
Ayakları en çok yere basan görüş ve öneriler ise Inteltek'ten Alphan Manas'a aitti. Manas, 'online' oy verme altyapısını önümüzdeki kısa süre içerisinde yetişmesinin ancak cep telefonu (GSM) şebekesinin kullanılmasıyla mümkün olabileceğini iddia ediyor ve ekliyordu, ''Merkezi bir sistem kurulması, bu sistemde bütün partilerden bir temsilci bilgisayar uzmanı, ayrıca YSK ve üniversitelerden de temsilci bulunması faydalı olur: Seçmen bölgelerinde aptal terminaller (çok ekonomik olacaklarından) kurulabilir, bu terminallere seçmen pusulası şeklinde tasarımı yapılacak şekilde bir klavye bağlanır''...
Alphan Manas'ın önerileri ayakları yere basan öneriler olmasına rağmen, bu önerilerin hayata geçirilebilmesi için de vakit yok.
Belki seçimler olağan tarihinde yapılsa ve e.seçim hazırlıkları şimdiden başlasa yetişebilirlerdi. O yüzden e.seçim hayali başka bahara...
http://www.essvote.com/
http://electionresources.org/
Yeni Oluşum’a İnternet testi
Yeni Oluşum'un önünde ne kadar yeni, ne kadar genç, ne kadar yüzü geleceğe dönük olduğunu ölçecek önemli bir test var. Bu test Yeni Oluşum'un Türkiye'yi yeni ufuklara taşıyıp taşıyamayacağını da gözler önüne serecek.
Batı dünyası büyük bir hızla bilgi toplumuna doğru koşuyor. Evrensel sol ve refahçı kapitalizm bilgi toplumu olma aşamasından bir öncesi olan enformasyon devrimini yaşıyor. İnsanoğlunun bu son büyük yolculuğunun olmazsa olmaz aracı ise İnternet.
Dünya güçler haritası, toplumsal dönüştürme gücüne sahip her büyük teknolojik yenilikte olduğu gibi yeniden çiziliyor. Ve Türkiye bu yolculukta büyük bir hızla geride kalıyor. Zaten yetersiz olan İnternet altyapısı yerinde sayıyor, İnternet'in önünü kesecek ucube yasalar çıkartılıyor. Ekonomik krizden çıktığımız anda kafamıza inip, bizi bu kez geri kalmışlığın en dibine gönderecek bir vurdumduymazlık içinde debelenip gidiyoruz.
O yüzden yüzü bilgi toplumuna dönük gençler ve kendini genç hissedenler adına Yeni Oluşum'a soruyorum. Türkiye'yi bilgi toplumu olmaya taşıyacak stratejiler konusunda size güvenebilir miyiz? Yazılmakta olan parti programınızda, İnternet ve bilgi toplumuna layık olduğu önemi verecek misiniz? Parti programından da önce, bilgi toplumuna çağdaş bir bakışı parti söyleminizde görmeye başlayacak mıyız? Yoksa sizden de mi umudu keselim, eski tas eski hamam mı diyelim?
http://www.birlik.com