İlerlemek her zaman için bazı şeyleri geride bırakmayı gerektirir. Ama güzel, ama çirkin, geride bir şeyler bırakmadan ilerlemek olanaksızdır ne yazık ki. Teselli, geride kalanları tatlı bir anı olarak yanımızda taşımaya devam edebilmektir olsa olsa.
21. yüzyıla girip, 20. yüzyılı geride bırakmamızın üzerinden daha çok az zaman geçti. 21. yüzyılı geride bırakıp, 22. yüzyıla girmemize ise daha çok zaman var. Dünyanın bu önümüzdeki yüz yılda geçireceği değişimin boyutlarını tahmin edebilmek için 1900’le 2000 yılının dünyalarını karşılaştırmak bile yeterli olmayabilir. 19 ve 20. yüzyıllar arasındaki değişim bile insanın şapkasını başından uçuracak gelişmelerle dolu ama bilim ve teknolojideki gelişme hızının her geçen yüzyılda katlanarak artması 20 ve 21. yüzyıl arasındaki değişimin bir önceki yüzyıldakine göre çok daha derin olacağını gösteriyor.
BURADAYIZ, SÖZÜMÜZDE
10 yıl öncesi daha dün gibi geliyor bana. Hürriyet’te yayınlamaya başladığımız ve birkaç yıl içinde tüm gazetelerce takip edilen İnternet sayfasının öyküsü 10 yıl önce başlamıştı. Tamamen İnternet’i konu alan, düzenli, haftalık bir sayfa yalnızca Türk basını için değil dünya basını için de bir ilkti. Başlangıçta küçümseyenler ve alay edenler çoktu. Özellikle de medya dünyasından... İnternet de neymiş, bilgi çöplüğünden başka bir şey değil diyorlardı. Sonra teker teker hizaya geldiler. Başlangıçta İnternet’le alay edenler arasından büyük İnternet haber sitelerine genel yayın yönetmeni olanlar bile çıktı. İnternet neymiş diye küçümseyenlerden iki yazısından birine İnternet’ten koplayadığı yazıları koyanlar da çıktı. On yıl önce İnternet’in sadece kötü kullanım şekillerine takanlar, bugün şimdi İnternet’e methiyeler düzüyorlar.
Bu sayımızdan itibaren bilgisayar oyunları için taktikler yazmaya başlayan Serhat Bekdemir, bilgisayar oyunlarıyla büyüyen bir kuşaktan. Beş yıl önce yayın yönetmenliğini yaptığım İnternet sitesinde teknik eleman olarak çalışıyordu. Yine o tarihlerde yayın yönetmenliğini yaptığım bir dergide bilgisayar oyunlarını tanıtan yazılar yazmasını istedim. İkinci sayıdan sonra yanıma geldi ve babasından aldığı yorumu aktardı. Yıllardır şu bilgisayarın başında oyun oynayıp durdun, demiş babası, ‘Ben de zamanını boşa harcadığını düşünerek içten içe kızdım durdum. Bir gün gelip bilgisayar oyunu oynamakla para kazanacağına asla inanmazdım’. Serhat Bekdemir şimdi oyun alanındaki profesyonelliğini çok daha ilerletmiş durumda. Dünya Siber Oyun Ligi’nde Türk takımının kaptanlığını yaptı. Açtığı oyun siteleriyle onbinlere hitap ediyor. Türk oyun pazarının önde gelen isimlerinden...
YENİ SESLER VE YÜZLER
Bu sayımızda Serhat Bekdemir’in beş yıl önce yaptığı gibi yazarlığa ilk kez adım atan bir yazarımızla tanışacaksınız. Aslı Yurtseven... Aslı’nın Türkçesi ve ifade yeteneği bugün medyada yazar diye geçinen pekçok kişiye şimdiden on basıyor. Ama asistanım olarak çalışırken yazarlığa adım atmasını tavsiye etmeme yol açan asıl önemli niteliği çocuklara ve anneliğe karşı duyduğu sevgi. Onun için de çocuklara, annelere ve babalara hitap eden köşemizi hazırlıyor. Çocukların eğitimi ve eğlencesi için teknolojiden yararlanmanın yollarını anlatıyor. Aslı’nın da Serhat gibi çok başarılı olacağından eminim.
e.yaşam yazarlarıyla, editörleriyle, okurlarıyla, ilan alanları, ilan verenleriyle, kısacası yaşamasında emeği geçen istisnasız herkesle 21. yüzyıl yaşam biçiminin teknolojinin doğru kullanımıyla şekilleneceğine inanan bir gazete.
e.yaşam bu sayıdan itibaren ikinci ve son cumalar olmak üzere ayda iki kez yayınlanmaya başlıyor. Ve sizin de hemen fark ettiğiniz gibi yayın çizgimizde radikal bir değişikliğe gittik. Bundan böyle bilgisayar ve iletişim teknolojileri kullanıcısı olsun, olmasın 7’den 70’e herkesi 21. yüzyılın hayat tarzına, e.yaşam’a davet eden bir yayın olacağız.
Yaşam herkes için akıp gidiyor. Kimi bu akış içinde kendini geliştiriyor, kimi yerinde sayıyor. Kendini geliştirenler; yeniliğe açık olanlar, yenilik için risk almaktan kaçınmayanlar, daha iyi olmak için rahat etme hürriyetlerini feda edebilenler arasından çıkıyor.