Asıl kötüsü fikirsiz bilgi sahipleri

Bilgisiz fikir sahibi olmaktan korkma. Fikirsiz bilgi sahibi olmaktan kork.

İnternet’in yaygınlaşmaya başladığı ilk yıllarda bir öngörüde bulunmuştum. Bilgiye erişim kolaylaştıkça, Uğur Mumcu’nun "bilgisiz fikir sahipleri" küçümsemesi de anlamsızlaşacak demiştim.

O gün geldi çattı. Medyanın bugün artık en büyük sorunu "bilgisiz fikir sahipleri" değil, "fikirsiz bilgi sahipleri"...

Geçen hafta medyanın miadını doldurmuş yazarları emekli etmekte, yerlerini yeni nesil yazarlarla doldurmakta başarısız olduğunu yazmıştım.

"Biyolojik yaş" elbette tek ölçüt değil. Ölçüt aslında yazarın ürettiği fikirlerin yaşı.

Medyanın zamanında tasfiye etmeyi başaramadığı yaşlı yazarlar derken, bunlardan bahsediyorum.

Uğur Mumcu yaşasaydı "bilgisiz fikir sahipleri" küçümsemesini kullanmaya devam eder miydi?

Hayatta olmadığına göre bilmek olanaksız ama şunu söyleyebiliriz en azından: Eğer fikirlerini zamanın değişen koşullarına göre gözden geçirebilen, gerektiğinde değiştirebilen biriyse, "Zamanında bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanları haklı bir şekilde eleştirmiştim. Ama bugün artık fikir sahibi olmadan bilgi sahibi olanlar asıl komik olanlar", derdi.

Medyadan hızla tasfiye edilmeleri gereken fikren yaşlanmış yazarların yaptığı gibi iki fıkrayı, üç anıyı, evinin kütüphanesinin rafındaki kitaptan çekip çıkardığı dört paragrafı, dergi söyleşisinde sarf edilmiş beş cümleyi, aralarına ucuz kinayeler katarak fikir yazısı diye yutturmaya çalışmazdı.

Yaşlı yazar olmak tam da bu demek işte. Fikir sahibi olmadan bilgi sahibi olmak. En ufak bir fikir kırıntısı üretmeden, sadece sahip olduğu bilgilerden kırıntıları satarak geçinmek.

Çünkü artık bilgi, sahip olunacak, sahip olmakla ayrıcalık kazanılacak bir şey değil. Dünyanın kütüphanesi ve hafızası en zengin insanı olsa bile bir insanının sahip olabileceği bilginin miktarı, İnternet’ten erişilebilen bilginin yanında fukara sofrası gibi kalıyor.

Bugün artık genç yazarlar; biyolojik yaşı kaç olursa olsun fikren genç yazarlar, bilgi sahibi olan değil fikir sahibi olanlar arasından çıkıyor.

Ancak bilginin sahip olunacak bir değer olmaktan çıkması değerini yitirmesi anlamına gelmiyor.

Fikir üretebilmek için hálá bilgiye ihtiyaç var. İyi bir yazar olmak için eskiden bilgiye sahip olmak gerekirmiş, bugün erişir olmak gerekiyor.

İyi bir yazar olmanın yolu hálá mümkün olduğunca çok bilgiyi işlemekten geçiyor. Bunun için de bilgiye erişmesini bilmek, enformasyon çöplüğü içinde bilgiyi bulup ayıklayabilmek, okumak, okumak, okumak ve en sonunda da erişilen tüm bilgileri işleyip, yeni bir fikir ortaya çıkarmak gerekiyor.

Bayan Akmerkez’in Kanyon’da soyulması

Akmerkez’in patronu Kanyon’da soyuldu başlıklı haberi tersinden okuyanlar varmış. Şaşırdım.

Habere göre hırsızın biri Akmerkez’in sahibi Ömer Dinçkök’ün eşi Ayşegül Dinçkök’ü Kanyon’da gezerken soymuş.

Doğal olanı nedir? Herhangi bir işin patronunun, rakip şirketi incelemesi değil mi?

Peki olmaması gereken nedir?
Bir işyerinde, o işyerinin güvenlik önlemlerine rağmen soyulmak değil mi?

O halde "Akmerkez’in patronunun Kanyon’da soyulması" haberi Akmerkez için mi, Kanyon için mi negatif unsurlar taşıyor? Hırsızlığı önleyemeyen Kanyon için değil mi?

Haberi tersten okuyanlar için değilmiş.

Neyse işin tersten okuma kısmı bir yana, ben Ayşegül Dinçkök’ün Kanyon’u, alışveriş merkezi özelliğini incelemek için değil, yeme-içme merkezi özelliğini incelemek için gezdiğini tahmin ediyorum.

Alışverişçileri kendine çekme konusunda Kanyon, Akmerkez’e rakip olamadı. İnsanlar hálá alışveriş için Akmerkez’i tercih ediyorlar ama iş restorana gitmeye gelince Kanyon’un yolunu tutuyorlar. Dinçkök, bence Kanyon’da işin bu yönünü inceliyordu.

Para para para

Geçen gün Vahap Munyar yazdı.

Türkiye 1. İnovasyon Konferansı’nın ortak bildirisinde ’inovasyon’un tanımı "Para kazandıran yenilik", olarak yapılıyormuş.

Pes, dedim. İnovasyon kavramı ancak bu kadar kötü anlatılabilirdi.

İnovasyon çok önemli bir kavram. Özellikle de bilime önem vermeyen ve bilimsel buluşlarda dünyanın çok gerisinde kalan Türkiye gibi ülkeler için daha da önemli.

’İnovasyon’ bir bilimsel buluşa pratik bir kullanım alanı keşfetmek demek. Bu da genellikle para kazandıran bir sonuç doğurur ama "kárlılık", "inovasyon"un sonuçlarındandır, amaçlarından değil.

Belki her "inovasyon" para kazandırabilir ama para kazandıran her yenilik "inovasyon" değildir.

Barut bir buluştur. Barutu tabanca, tüfek, top üretiminde kullanmak inovasyondur. Silah ticareti ise bu inovasyonun bir sonucudur, inovasyonun kendisi değil.

"İnovasyon"a yeni bir tanım icat edip "para kazandıran yeniliktir" demek de konferansa olan ilgiyi, dolayısıyla konferanstan elde edilecek geliri artıracaktır ama sırf para kazandırması bu yeni tanımın inovasyondan sayılmasına yetmez.
Yazarın Tüm Yazıları