Antik vizyon

Otello Tuena. Yakışırmış aslında. Otello, William Shakespeare'in 16. yüzyıl İtalyan hikayelerinden aşırdığı konuyla yazdığı, Giuseppe Verdi tarafından 1887'de operaya uyarlanan eseri. Tuena ise Ulaştırma Bakanlığı'nın 2010 Türkiye'sinin enformasyon altyapısını planlamak için Tübitak'a ihale ettiği projenin adı.İkisinin arasındaki bağlantı mı? Geliyorum, merak etmeyin.Üzerinde oturduğum konglomera taşının, bulunduğu yere 2000 yıl önce kim tarafından yerleştirildiğini düşünüyorum. Aspendos Antik Tiyatrosu 161-180 yılları arasında Kral Marcus Aurelius zamanında, Curtius Crispus ve Curtius Auspicates isimli iki kardeş tarafından Mimar Zeno'ya yaptırılmış. Şimdi bu isimleri sayabiliyorum da, benim merak ettiğim üzerinde oturduğum taşı yerleştiren işçinin adı. Kimdi? Ne yer, ne içerdi? Çoluğu, çocuğu var mıydı? Onun neslinden gelen biri ya da birileri var mı şu yaşadığımız zamanda? Ama en önemlisi, 2000 yıl önce o taşı oraya yerleştirirken, 2000 yıl sonra birinin o taşı oraya koyanın kim olduğunu merak edeceğini düşünmüş müydü? Düşünmüşse, taşı yerine yerleştirip, alnındaki teri koluyla silerken gülümseyip kafasını mı sallamıştı? 2000 yıl sonra, zıpır bir yazar tarafından anılacağını bilse kafayı mı yerdi, arkadaşlarını toplayıp kafa mı çekerdi?İşte bu düşüncelere dalıyorum, Aspendos Antik Tiyatrosu'nda, Beşinci Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali'nin kapanış gösterisi Otello'yu seyrederken. Seyrederken diyorum ama sanırım doğrusu dinlerken olacak. İlk kez bir opera eserini, orkestra üyeleriyle burun buruna izliyorum. Dolayısıyla sahnedekilerden çok, orkestradakilerle ilgileniyorum. Boito tarafından Shakespeare'in Otello'sundan adapte edilerek yazılan librettodan çok Verdi'nin iliklerime sızan bestesine kulak veriyorum. Dinlerken, orkestra üyelerini seyrediyorum. Kemancılardan biri, belli ki sıkılmış. Diğerlerinin aksine eğreti tutuyor kemanını. Açıkça kaytarıyor. Bir an gözgöze geliyoruz. Sanki bir sihir dokunuyor, orkestranın isimsiz elemanlarından biri olma ruh halinden sıyrılıp, seyredildiğini, yaptıklarına önem verildiğini bilen birinin canlılığına, özenine kavuşuyor.Gözlerimi kapatıp, düşüncelere dalıyorum. Üzerine oturduğum taştan vücuduma yayılan sıcaklık, sanki gün boyu topladığı güneş ısısı değil de, yüzyıllardır biriktirdiği enerjiymiş gibi geliyor. 2000 yıl önce, düzgün yontulmuş konglomera taşlarını üst üste yığarak Aspendos Tiyatrosu'nu inşa eden işçileri düşünüyorum. Kapı ve pencere çerçevelerinde kullanılan krem rengi kireçtaşlarına şekil veren sanatkar elleri hayal ediyorum.Ayşe Arman'ın ısrarı, N.PR'ın misafirperverliğiyle yaşama fırsatını bulduğum bu bir gecelik kaçamağın ardından, ertesi gün daha büyük bir şevkle sarılıyorum Tuena toplantılarına. 12 yıl sonrasının, 2010'un enformasyon vizyonunu belirlemeye çalışan 88 isimsiz bilgi işçisinin koyduğu taşlarla inşa edilen eseri merak ediyorsanız, http://www.ubak.gov.tr/tuena/ adresinden ulaşabilirsiniz. Öneri ve eleştirilerinizi de bu adresteki sayfalar aracılığıyla gönderebilir, bilgi işçilerinin arasına katılabilirsiniz. Oluşmakta olan eserin sağlamlığı, bu taşı buraya kim koymuştu diye merak edilip, edilmememiz katılımın yoğunluğuna bağlı.yurtsan@hurriyet.com.tr
Yazarın Tüm Yazıları