Yanlıştan dönmeyi bilmek erdemdir. Ama iş işten geçmeden, zamanında dönmek... Yanlışından zamanında dönemeyene bir tek özür dileme ve sahneden usulca çekilme seçeneği kalır erdemli olabilmek adına.
Galatasaray’ın başına musallat olan Canaydın yönetimi, her ikisini de bilmiyor.
Başarısız oldukça tek yaptıkları koltuklarına daha sıkı sıkıya yapışmak.
Geçen yıl Galatasaray Adası’nın adının ‘Buz Ada’ya çıkmasına yol açan beceriksizliklerini eleştirdiğimde, her beceriksizliklerinde olduğu gibi sessiz kalmayı seçmişlerdi. Hatadan anında dönebilmek varken inat ettiler...
Dünyada başka hiçbir spor kulübüne nasip olmayan bir simgeyi, kulübün adıyla anılan gerçek bir adayı, Galatasaray Adası’nı, üç kuruşa kurban ettiler. Yarım yüzyıllık Galatasaray Adası’nı bir restoran işletmecisine kiralarken, sözleşmeye adanın adını koruyacak maddeler koymayı akıl edemediler. İşletmeci de Galatasaray Adası’nın adını ‘Buz Ada’ya çıkardı.
Hatadan zamanında dönülmesini belki sağlayabilirim umuduyla, konunun farklı boyutlarını ve Galatasaray camiasından gelen tepkileri sürekli yazarak, tüm bir yaz boyunca gündemde tutmuştum. Taraftardan ve camiadan da güçlü eleştiriler gelmeye başlamıştı ama nafile...
Canaydın yönetimi Nuh dedi, peygamber demedi. Yüzyıllık koca Galatasaray’a, dünün çocuğu bir restoran işletmecisinin karşısında boyun eğdirdi.
Yönetimin Galatasaray Adası’ndaki işletmeci ile ilgili tutumunu, nihayet bu yaz başında değiştirdiğini görünce umutlandım. Galatasaray Adası’ndaki restoran, sezona bu kez Buz Ada yerine Buz Yaz olarak girdi. Geçen sene ismini ‘eski Galatasaray Adası olan Buz Ada’ diye kullanıyordu. Bu sene ‘Galatasaray Adası’ndaki Buz Yaz’ olarak kullanmaya başladı.
Bu değişim yönetimin hatasından döndüğünü göstermesi açısından sevindirici. Ama geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye. Yönetimin yeni tavrı, çok geç ve eksik atılmış bir adım ne yazık ki?
Geçen gün Mercan Dede’nin verdiği konser sırasında Galatasaray Adası’na bir tekne çarpmış. Haber çoğu gazetede ‘Buz Ada’ya tekne çarptı’, diye adanın geçen yazki eski ismi kullanılarak verildi. Yine birkaç hafta önce Ayşe Arman yaptığı bir söyleşide, Galatasaray Adası’nın adını birkaç kere ‘Buz Ada’ olarak kullandı. Galatasaray Adası medyada, hálá çoğu kez ‘Buz Ada’ olarak anılıyor. Bu tip hatalar bazen kasıtsız, bazen de Fenerbahçeli ya da Beşiktaşlı editör ve yazarlar tarafından kasıtlı olarak yapılıyor.
Hatadan geç dönen yönetimin bu gecikmesini telafi edebilmesi için işletmeciye ‘Buz Ada’ ismini değiştirtmeye zorlaması yetmezdi. ‘Buz Ada’yı kesinlikle çağrıştırmayacak bir isim seçmeye zorlamalıydı. Hadi bunu da akıl edemediler, yaz başından beri Galatasaray Adası’nın ismi medyada sayısız kere ‘Buz Ada’ diye kullanıldı. Tek bir düzeltme gönderdiler mi? Gazete yöneticilerini, editörleri, yazarları her hatanın ardından bıkmadan usanmadan arayıp, bilgilendirdiler mi?
Galatasaray Adası’nın adının Buz Ada’ya çıkmasının baş sorumlusu bizzat Galatasaray yönetimi. Sen rakiplerinin eline böyle bir koz verirsen, onlar da sonuna kadar kullanırlar.
Hakeme küfreden futbolcu olsa
Sabah yazarı Emre Aköz, hakeme küfür eden futbolcunun, futbol kurallarının gerektirdiği cezalara ek olarak hapisle de cezalandırılacak olmasını doğru bulmadığını yazmış. ‘Anlayamıyorum’, diyor, ‘Zaten kırmızı kartla oyundan atılıyor ve haftalarca maça çıkamıyor. Ayrıca hapis de verilirse; bir suç iki kere cezalandırılmış olmaz mı?’
Olmaz sevgili Emre. Hukukta ‘eşit suça eşit ceza’ diye bir ilke var. Aynı suçu işleyenlerin, asgari aynı cezayla cezalandırılmaları gerektiğini anlatır. Yani hukuk küfür eden bir vatandaşa hapis cezasını öngörüyorsa, bu ceza her vatandaşa uygulanır.
Ama bu, aynı suça, suçun işlendiği ortamların özel kurallarına göre de ek ceza verilemeyeceği anlamına gelmez. Örneğin sportif müsabakaların, kulüplerin, derneklerin, ailenin mevcut yasalara aykırı olmamak kaydıyla bir de kendi kuralları vardır. Hırsızlık yapan oğul, alacağı hapis cezasına ek olarak babası tarafından ‘konuşmamak’la da cezalandırılabilir. Yüz kızartıcı bir suçtan hüküm giyen üye, mahkemece verilen cezaya ek olarak dernek tarafından üyelikten de çıkarılabilir.
Küfür eden futbolcunun sportif kuralların gerektirdiği cezaya ek olarak yasal bir cezaya çarptırılması söz konusu değil. Futbolcunun eylemi öncelikle her vatandaşa uygulanan yasalara göre suç. Oyundan atılması ve maç cezası alması ise katıldığı spor müsabakasının kurallarına göre verilen cezalar.