Gregg ve Evan Spiridellis isimli iki genç, JibJab isimli animasyon sitelerinde yayınladıkları seçim kampanyası taşlamasıyla şöhreti yakaladılar.
Gregg ve Evan Spiridellis isimli iki genç, JibJab isimli animasyon sitelerinde yayınladıkları seçim kampanyası taşlamasıyla şöhreti yakaladılar. ABC News, CNN, Fox gibi belli başlı TV kanallarında söyleşilere katılan iki kardeşin animasyonu New York Times, Los Angeles Times gibi ciddi gazetelere, The Hollywood Reporter, Variety, Entertainment Weekly ve Rolling Stones gibi önemli dergilere konu oldu. Ünlü arama makinesi Google’da ‘jib jab’ yazıp arattığınızda, iki gencin sitesinin 10 bin 400 farklı sitede adının geçtiğini görüyorsunuz.
Spiridellis kardeşler JibJab’i 1999 yılında kurmuşlar. Tabii pekçok İnternet çağı şirketi gibi bir garajda... Ama Kaliforniya’da değil Brooklyn’de.
Animasyonlardan oluşan bir site kurmak fikri 1998’de, İnternet’te seyrettikleri danseden bir çizgi kahraman filmiyle doğmuş.
Sitede yayınlanan ‘This Land’ isimli politik taşlama gerçekten çok komik. Çizgi filme İngilizce sözlü çok komik bir şarkı da eşlik ediyor. Ancak animasyonlar o kadar komik ki, İngilizce bilmeyenler bile animasyonu kahkahalarla izleyebilir.
Animasyonun bu denli popüler olmasının nedeni her iki adaya da eşit uzaklıkta durması ve her iki adayın da zayıf yanlarıyla çok başarılı bir şekilde alay etmesinden kaynaklanıyor. Animasyon boyunca iki aday birbirleriyle ‘bu topraklar kesinlikle bana oy verir’ diyerek atışıyorlar ve kendilerini diğeriyle kıyaslıyorlar.
Tamer Karadağlı’ya şantaj yapmakla suçlanan Burcu Mercan en fazla üç yıla kadar hapis istemiyle yargılanırken, şantaj mağduru Karadağlı müebbet ahlaksız etiketine mahkum edilmek isteniyor. Şöhret düşmanlığı iliklerimize kadar işlediğinden işin şantaj boyutu unutuldu, herkes Tamer Karadağlı’ya hücum ediyor.
31 Temmuz’da neredeyse tüm yazarlar konuyu kadın- erkek ayrımcılığı yönünden aldılar. Medya tek bir ağızdan bağırıyordu cumartesi günü; ‘Pınar Altuğ’u kadın olduğu için diziden uzaklaştırdınız, Tamer Karadağlı’ya erkek olduğu için sahip çıkıyorsunuz’.
Aslında kimsenin kimseye sahip çıktığı yoktu. Şantaj olayının duyulmasının ardından dizinin yapımcısı Birol Güven, konunun ayrıntılarına vakıf olmadığını, durum değerlendirmesi yaptıktan sonra karar vereceğini söylemişti. Ama sözde feminist, özde cinsiyet ayrımcısı bazı yazarlar hep bir ağızdan ‘Tamer Karadağlı erkek olduğu için korunuyor’, diye yaygara yapmaya başlamıştı.
Tamer Karadağlı’ya yönelik saldırılar hafta boyu sürdü. Sonuçta görüldü ki, cinsiyet ayrımcısı cazgırların iddiasının aksine, Tamer Karadağlı erkek olduğu için linç edildi.
Geçen hafta da yazdığım gibi Birol Güven, Tamer Karadağlı’ya sahip çıkıp, diziden uzaklaştırmasa bile çifte standartlı bir tutum izlememiş olacaktı. Cazgırlar Birol Güven, Pınar Altuğ’u evliyken başka bir erkekle ilişkiye girdiği için diziden uzaklaştırdığını ama karısını aldatan Tamer Karadağlı’yı diziden uzaklaştırmayarak çifte standart uyguladığını çığırıyorlardı. İşin aslı Güven, Pınar’ı evliyken başka bir erkekle ilişkiye girdiği için değil, bu durum dizideki mazbut anne rolüyle çeliştiği için diziden çıkartmıştı. Tamer Karadağlı ise dizide lakabı üzerinde Taş Fırın Erkeği’ni, yani maço bir karakteri canlandırıyordu. Dolayısıyla eşini aldatmış olması rolüyle çelişmiyordu. Bu nedenle de diziden uzaklaştırılmasa ortada çifte standartlık bir durum olmayacaktı. Ama uzaklaştırıldı.
Önce işte dedim kendi kendime, asıl çifte standart bu. Biraz düşününce ortada yine çifte standart olmadığına karar verdim. Çünkü Tamer Karadağlı, olayın kamuoyuna yansımasının hemen ardından maço bir erkek gibi değil gerçek bir erkek gibi davranmış, çıkıp karısı dahil herkesten çok samimi bir özür dilemişti. Çok üzgün ve pişman olduğu her halinden belliydi. İşte bu gerçek erkek tutumu, dizideki maço rolüyle çelişiyordu. Diziden uzaklaştırılması doğaldı.
Bir aktörü, özel yaşantısı rolüyle bağdaşmıyor diye diziden uzaklaştıran mantığa hak veriyor değilim. Ama Birol Güven’in prensibini uygularken kadına, erkeğe farklı davranmadığını söylüyorum, hepsi bu.
Ayrıca Tamer Karadağlı’nın kesinlikle mağdur durumda olduğunu düşünüyorum. Karadağlı’nın başına gelenlerden sonra şantaja uğrayan biri bundan sonra polise başvurmaya nasıl cesaret edecek? Medyada yayınlanan fotoğraflara bakıyorum, sanki suçlu şantaja uğrayan, mağdur şantaj yapan. Şantaja uğrayanın fotoğrafları çarşaf çarşaf, şantajcınınki hep yüzü gizlenir şekilde yayınlanıyor. İnsanın Nasreddin Hoca gibi sorası geliyor: ‘Peki hırsızın hiç mi suçu yok!’
Bu olayda Tamer Karadağlı’nın kimliği kesinlikle açığa vurulmamalıydı. Nasıl ki tecavüze uğrayanların kimlikleri gizlenip, fotoğrafları yüzleri mozaiklenerek yayınlanıyorsa, şantaj mağduruna da aynı prensip uygulanmalı. Çünkü adam bir suç işlememiş. Zinanın suç olması için eşin şikayeti gerekiyor. Eşi şikayet etmedikçe, şantaja uğrayanı teşhir etmeyi haklı gösterecek bir suç da yok. İşte asıl çifte standart burada uygulandı. Mağdur erkek olduğu, üstelik ünlü bir erkek olduğu, daha da kötüsü cinsiyet ayrımcısı yazarları maço rolüyle gıcık eden biri olduğu için teşhir edildi, linç edildi.
Zammın resmidir
Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği’nin (TELKODER) İnternet sitesinde açtığı ‘Yeni fiyat tarifelerine göre fatura hesap modülü’ TT’den gelen eski tarifelerdeki kontür bilgilerini girenlere, yeni tarifelerden hangisinde nasıl bir faturayla karşılaşacaklarını gösteriyor. Tanıdık pek çok kişinin eski faturalarındaki bilgileri girerek denedik. Türk Telekom’un yeni tarifelerinden hangisini seçersek seçelim, yeni uygulamada hep daha yüksek tutarlı bir faturayla karşılaşacağımızı gördük. TT’nin yeni tarifesi sadece çok konuşanlarla, şehirlerarası ve milletlerarası görüşme yapanlara yarıyor. Tipik kullanıcılar yeni uygulamada hangi tarifeyi seçerlerse seçsinler genellikle zamlı faturalarla karşılaşacaklar. Telkoder’in sitesine girip denemek bedava. Alın eski faturalarınızı geçin bilgisayarınızın başına. Geçen aylardaki konuşma alışkanlıklarınızı aynen devam ettirdiğiniz takdirde, hangi tarifede nasıl bir faturayla karşılaşacağınızı görün... telkoder.org.tr