AB’ye girdiğimizde sinkrotron aramayalım

550 yıldır parçası olduğumuz Avrupa’nın iki yüzyıla yakın bir süredir hasta adamıydık. Ve nihayet bu hasta adam iyileşti, taburcu olmaya hazırlanıyor. Peki hasta yatağımızdan kalkıp, akıp giden hayata dahil olmak bizim için yeterli mi?

Vatan gazetesi, Newsweek dergisinin geçen haftaki sayısının farklı coğrafyalardaki baskılarının farklı kapaklarını yan yana yayınlamıştı. Tüm dünyada beş farklı versiyonda yayınlanan Newsweek’in Avrupa baskısının kapağında, AB kapısını tıklatan Tayyip Erdoğan vardı. Asya baskısının kapağını ise ‘Dijital Asya’ başlığı süslüyordu. Bu iki kapağı yan yana koyup, uzun uzun düşünmemiz gerekiyor. Tüm gündemi AB’ye girmeye endekslerken, yeni bir çağı ıskalama riskimizi artırmıyor muyuz?

Kalp krizi riskini artıran aşırı kilolarınızdan kurtulmaya çalışırken, kilo vermeyi zorlaştırır diye sigarayı bırakma kararınızı ertelerseniz, kilo vermenizin anlamı kalmaz. İstanbul, Ankara arasına hızlı tren seferi kuracağım diye cinlikler peşinde koşup, altyapıyı boş verirseniz, gün gelir hızlı diye övündüğünüz tren, istasyona değil mezara gidişi hızlandırır. Evlere hızlı İnternet götüreceğim diye yüz binlerce ADSL kapısı açmaya kalkışıp, Türkiye’nin İnternet omurgasını ihmal eder, yıllarca tek bir çivi bile çakmaz, yatırım yapmazsanız İnternet trafiğinde hızlanma yerine kilitlenmeye yol açarsınız.

Bakın gözümüzün AB kapısından başka bir şey görmediği geçen hafta boyunca, kendimizden aşağı gördüğümüz ülkelerin bazılarında neler yaşandı...

Mısır: Mısır hükümeti üniversitelerdeki bilimsel araştırmalara yoğun destek verecek çok kapsamlı bir stratejiyi onaylayarak uygulamaya soktu. Araştırma kapasitelerinin güçlendirilmesi, bilimsel araştırmalarda kalite artışı, yenilikçiliğin özendirilmesi ve halkın bilinçlendirilmesine yönelik strateji kapsamında, bilimsel araştırmaların uluslararası standartlara uygunluğu ve kalitesini denetleyecek ulusal değerlendirme kriterleri belirlenip, uygulanacak. Yenilikçiliği teşvik etme amacıyla bilim parkları açılacak, üniversitelerdeki donanım ve altyapının bilgi çağına uygun hale getirilmesi için fonlar kurulacak.

Hindistan: Hindistanlı bilim adamları, 20 milyon dolarlık bir haberleşme uydusunu uzaya fırlattılar. ‘Gökteki öğretmen’ isimli uydu, sadece eğitimde kullanılacak. Uydunun Hindistan’ın önemli eğitim sorunlarından kırsal kesimlerdeki eğitim ve öğretmen açığına çare olması amaçlanıyor. Gökteki Öğretmen, önümüzdeki aydan itibaren 1000 kadar okula, yerel dilde eğitim programları aktarmaya başlayacak. Uydudan eğitim götürülecek okulların sayısının üç yıl içinde 10 bine çıkartılması planlanıyor.

Birleşik Arap Emirlikleri: Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO) işbirliğiyle uygulamaya sokulan program dahilinde, Ortadoğu ülkelerindeki çiftçilerin bilimsel tarım bilgilerine erişimi kolaylaştırılacak. Beş yıllık plan dahilinde BAE’nin İnternet tabanlı Tarım Bilgi Merkezi’nin FAO’nun Dünya Tarım Bilgi Merkezi ile koordinasyonu sağlanacak ve Ortadoğu’daki tüm çiftçilerin erişimine açılacak.

Güney Afrika Cumhuriyeti: Güney Afrika Cumhuriyeti, Afrika Kıtası’nın ilk elektron hızlandırıcısını geliştirmek üzere kolları sıvadı. Sinkotron olarak adlandırılan elektron hızlandırıcılar, elektronlara ışık hızına yakın ivme kazandırıyorlar. 15 yılda tamamlanması planlanan sinkrotron endüstriyel ürünler ve ilaç geliştirmede kullanılacak.

Eğer gündemi ve tüm icraati AB’ye endekslemeye ve Türkiye’yi Bilgi Toplumu (BT) olmaya taşıyacak stratejileri ihmal etmeye devam edecek olursak 15 yıl sonra AB’ye girdiğimizde, BT’ye girmiş ülkeleri yakalamak için bize de bir sinkrotron lazım olacak.

Ceple çek cepten bas

Cep telefonuyla fotoğraf çekmek çok güzel de, şu telefonlar fotoğrafı bir de kağıda bassaydı diyorsanız şimdilik çok şey istiyorsunuz. Ama durumunuz ümitsiz de sayılmaz. Fujifilm’in Almanya’nın Köln şehrinde yapılan Photokina fuarında tanıttığı cep yazıcısı, fantezinizi gerçek kılabilecek bir ürün. Sadece 205 gr. ağırlığında ve 29,5 mm kalınlığında olan MP-100, cep telefonunuzla kablosuz haberleşiyor. Yani cep telefonunuzla çektiğiniz fotoğrafı, Fujifilm’in cep yazıcısına kızılötesi bağlantı kurarak, herhangi bir kablo bağlantısına gerek kalmadan aktarıyorsunuz. Yazıcıya aktarılan fotoğrafın kağıt baskısının çıkması ise sadece 21 saniye sürüyor.
www.fujifilm.com.tr

Teknoloji Holding ABD’de ofis açtı

Son dört yılda yüzde 500 büyüyen Teknoloji Holding, dünya pazarlarına açılma sürecinde Technology USA’i de kurarak ABD pazarına girdi. New York’un simgelerinden Empire State binasındaki ofisinde çalışmaya başlayan Technology USA’in başına Türkiye’den Ahmet Tolunay yönetici olarak atandı. Teknoloji Holding Yönetim Kurulu Başkanı Emin Hitay’ın, ABD pazarına açılmaları hakkında verdiği demeçte orta vadede patent gelirlerini artırmayı beklediklerini söylemesi ise bence bu gelişmenin en sevindirici yanıydı. Hitay’ın 2007 sonunda grup gelirlerinin üçte ikisini dünya pazarlarından elde etmeyi hedeflediklerini söylemesi de, Türk girişimciliği için ümit veren bir iddia. Teknoloji Holding’in bu cesur hedeflerine ulaşmasını, dört gözle bekleyeceğim. www.teknoloji.com

Dört bıçak keyfi

Gilette’in titreşimli tıraş aletini yazdım ya, adım herhalde tıraş uzmanına çıktı, denemem için dört bir yandan tıraş bıçakları, aletleri, makineleri, kremleri, losyonları, jöleleri yağıyor. Yanaklarım deneme tahtasına döndü. Tıraş bıçağı şirketlerinin iki bıçak, üç bıçak derken nereye kadar abartacaklarını merak ettiğimi yazmıştım. Derken okurlar uyardı, Almanya’da Wilkinson, ABD’de kardeş şirketi Schick dört bıçaklı modeli çıkarmış bile. Ve Wilkinson Türkiye, şu sıralar Türkiye’de de piyasaya sürülen dört bıçaklı modelini denemem için gönderdi. İtiraf edeyim, alaycı bir önyargıyla denedim. Ama daha ilk kesiş hareketiyle utandım. Bıçak sayısının artması gerçekten işe yarıyormuş. Rahatlıkla söyleyebilirim ki, dört bıçaklı Wilkinson şu anda Türkiye pazarında satılan tıraş aletleri arasında en başarılısı. Ama Gilette’in titreşimli modeli Türkiye’ye geldiğinde durum değişir. Bu arada bıçak sayısındaki artışın da bir noktada durması gerekiyor. Hadi dört bıçaklıyı anladık da, on bıçaklısı da olmaz herhalde. Bakalım bu işin sonu nereye varacak? www.wilkinson-quattro.de