Yazarın, şairin, düşünürün mezar taşında ‘Hiçbir şey ummuyorum. Hiçbir şeyden korkmuyorum’ diye yazıyor ama ölümünden 48 yıl sonra bile birileri Nikos Kazancakis’ten çok şey umuyor. Korkup korkmadıkları ise meçhul.
Kimler mi? Yorgos Zorbas’ın torunları ve Kazancakis’in doğal várisleri olduğunu söyleyen akrabaları.
Dünyanın birçok şehrinde (ve tabii İstanbul’da Barbaros Bulvarı’nın yakınında) Rum, daha orijinal deyişle Grek tavernalarının ismi genellikle aynıdır: Zorba...
Nikos Kazancakis’in en başarılı değilse de, başrolünü Antony Quinn’in oynadığı film ve Mikis Teodorakis’in yegane sirtaki bestesi nedeniyle de en popüler eserinin kahramanı Aleksis Zorbas, kaderin en amansız tokadını yediğinde bile dans eden; sevecen, kurnaz, bohem, hatta yozlaşmış bir Akdenizlidir.
Yazar, şair ve düşünürün bu kahramanı gerçek mi hayal ürünü mü kesin bilinmiyor. Ancak, Kazancakis’in 1910’lu yıllarda tanıdığı Yorgos Zorbas’ın hayatını konu aldığı iddiası yaygın. Bu iddianın en hararetli savunucuları da Yorgos Zorbas’ın torunları. Ellerinde, Kazancakis’in 1917 tarihli ‘Çok sevdiğim Yorgos Zorbas’a’ imzalı bir fotoğrafı diyar diyar dolaşıyorlar. Yorgos Zorbas’ın, kitaptaki kahramanın aksinehiçbir zaman Girit’e gitmemesi, Ljuba diye bir sevgilisi olmaması bu iddiaların doğruluk derecesini düşündürüyor. Buna karşı Peloponez’deki (Mora yarımadası) Mani şehrinde doğan Yorgos Zorbas’ın, kitaptaki Aleksis Zorbas gibi maden ocağı işlettiği doğru.
1943 yılında ölen Yorgos Zorbas’ın torunları, dedelerinin Kazancakis’in kahramanı olduğunu savunurken ikinci ‘kanıtı’ da amcaları Andreas Zorbas’ın yazıp, ölmeden önce Kazancakis’e gönderdiği ve ‘Babamı rezil ettin. Biz fakir, ancak namuslu bir aileyiz. Hatanı düzelt’ diyen mektubu. Yani bu noktada işin içine ‘politika’ giriyor. Çünkü Yorgos Zorbas, Yunanistan’da değil Makedonya’da öldü. Mezarı Üsküp’te. Bir diğer deyişle, eğer Makedon kökenli değilse bile Makedonya’ya gidenlerden. Buralarda bir zamanlar (2. Dünya Savaşı sırasında) ‘öteki’ sayılıp, ‘hain’ sayılıp sınırın ötesine gönderilenlerden olabilir Yorgos Zorbas.
Şimdi iki torun Anna Gayger ve Georgi Kahayev (soyadları bir tek Yunan’ı hatırlatmıyor) dedelerinin Kazancakis’in kahramanı dolayısıyla da Yunan olduğunu kanıtlayacaklarını umuyorlar.
Gelelim Kazancakis’in servetine...
Zorba’nın yanı sıra El Greco’ya mektuplar, Günaha Son Çağrı (film Yunanistan’da gösterildiğinde kıyamet koptu. Din adamları hani ellerinden gelse, bir kez daha Kazancakis’i aforoz edecekti.) Kaptan Mihalis, Kardeş Kavgası ya da Homeros’u kendine has yorumlayan, Odisea ve İlyada’yı farklı bir yaklaşımla tercüme eden Kazancakis’in kaç dile tercüme edildiğini bilmiyorum. Eserlerinin sadece Yunanistan’da hálá yılda 25 bin adet sattığını biliyorum. Anlayacağınız Kazancakis hálá birilerine çok para kazandırıyor...
26 Ekim 1957’de Almanya’da 74 yaşında son nefesini vermeden önce vasiyetnamesinde, ikinci eşi Eleni Kazancaki’yi yegane várisi ilan etmişti. Eleni Kazancakis de birkaç yıl önce 101 yaşında öldü. Her şeyini ve en önemlisi kocasının kitaplarından olan telif haklarını son 20 yıl kendisine bakan ve mahkeme kararıyla evlat edindiği Patroklos Stavru’ya bıraktı. Patroklos kim derseniz, tam 30 yıl Kıbrıs’ta Makarios’un en sadık adamlarından biriydi. Eleni Kazancakis 1964’te Kıbrıs olaylarında o zaman yaşadığı Cenevre’den Patroklos Stavru’ya hem üzüntüsünü dile getiren bir mektup, hem de sıfırları bol bir çek göndermişti.
Eleni Kazancakis’in iki kız kardeşi vardı. Küçük olanı Anastasia Çuknika’nın torunları, teyzeleri servetini Patroklos Stavru’ya bırakırken, akli dengesinin yerinde olmadığı iddiasıyla mahkemeye başvurdular. Doğal várislerin kendileri olduklarını savunuyorlar, hak yani para talep ediyorlar.
Kazancakis eğer yaşasaydı kimbilir ne derdi bu işlere?
Atina rehberi 3
İlk gün şöyle bir etrafı dolaşmak yeterli sanırız. Önce Kraliyet bahçesini dolaşmaya ne dersiniz? Binbir çeşit ağacın ve Zappion sarayının bulunduğu kraliyet bahçesinde, gölde yüzen ördeklere simit yedirebilir, ya da İrodu Attiku caddesine çıkan yeşillikler arasında gizlenmiş kafede meşhur incir tatlısı ya da cevizli tartı tadabilirsiniz. Koskoca kral, memleketin meselelerini çözmek için düşünmesi gerektiğinde bu bahçede dolaşırdı. Eğer yolculukta veya otele yerleşirken eşinizle, arkadaşınızla veya sevgilinizle, olur ya insanlık hali, biraz limoni olmuşsanız, yeşilin gökyüzünü örttüğü, kuş sesleri arasında durumu düzeltmek hiç de fena olmaz.