Yunan’dan Türk dostuna mektup

Ege’nin bir yakasından ötekine mektup var. Bir dost, diğerinin 60. yaş gününü kutluyor. Sağlık ve mutluluğun yanı sıra "yaratıcılık" da diliyor.

Yunan, Türk’e "Seni tanıdığım, senin dostun olduğum için, sanat ve barış yolunda sana yoldaşlık edebildiğim için çok mutlu ve gururluyum" diyor.

"Sen Türk, ben Yunan ve biz iki yağmur damlası gibiyiz" diye sürüyor mektup. Savaşlara, acılara lanet yağdırıyor ardından.

Bir sonraki paragrafta "Bugün yaşamının doruk noktalarından birindesin. Bugüne kadar birçok iyi şey yaptın, ülkende ve yurtdışında sevgi ve saygı kazandın. Türk geleneğinin ruhundan beslenen muhteşem şarkılar besteledin. Şarkıların öyle samimi, öyle içten ki yalnızca Türkleri değil tüm insanları ve özellikle de biz Yunanları derinden etkiliyor. Bu da geleneklerimizin ve duyarlıklarımızın birbirine ne kadar yakın olduğunun kanıtı. Müziğini her dinlediğimde etkileniyor, algılarımızın ve yollarımızın nasıl birbirine benzediğini, nasıl aynı amaçlarla yola çıkıp ortak sonuçlara vardığımızı görüyorum" diyor Yunan, Türk dostuna.

Yunan’ın Türk dostuna hayranlığı sadece şarkıları için değil yazdığı kitaplar için de aynı zamanda. Mektubunda şunları söylüyor: "Son zamanlarda yazmaya ağırlık verdin. Bir yandan Türkiye’nin tarihi ve bugünkü sorunlarıyla uğraşıyor, bir yandan da yine insan ruhunun özüne iniyorsun. Bilmelisin ki yazdıklarının da en sadık hayranlarından biriyim".

YUNANLILAR ONU ÇOK SEVİYOR

Yunan, Türk dostuna mektubunu "Meşaleyi sen taşıyorsun. Olgunluk ve sorumlulukta en üst noktaya ulaştığın bir sırada, ülkende ve tüm dünyada barış için mücadelenin öncülerinden olmanı dilerim. Hem bir sanatçının hem de sade bir vatandaşın sesini, yaşamınla, düşüncelerinle, eserlerinle ve eylemlerinle, bir dünya vatandaşı gibi daha da yükseltmeni diliyorum" diye noktalıyor.

Zülfü Livaneli bugün Kuruçeşme Arena’daki dev konserle hem sanat yaşamının 35. yılını kutluyor, hem de müzikte "kramponlarını asıyor."

Zülfü Bey ile 1980’li yılların başlarında, hem insan hem de gazeteci olarak pek çok şey öğrendiğim rahmetli hocam Ahmet Uran Baran’ın evinde tanışmıştık. Yirmi küsur yıldır çeşitli vesilelerle karşılaştığımızda hep iyi hep tatlı sohbetler yaptık. Yukarıda okuduğunuz mektubu da ünlü besteci Mikis Teodorakis, Zülfü Livaneli’ye "jübilesi" vesilesiyle gönderdi.

"Suyun Öte Yanından" bu mektubu yayınlamaktan onur duyuyor.

Sanatçı Zülfi Livaneli... Biliniz ki Yunanistan’da şarkılarınız her zaman çok sevildi. Özellikle de "Leylim Ley" şarkınızı bilmeyen yoktur buralarda.

Midilli’de İzmir’in Kavakları

Ayvalık’ın karşısındaki Midilli adasında "İzmir’in Kavakları" ve "Bir Dalda İki Kiraz" türküleri yükseldi geçenlerde.

"Siniparksis" (Birlikte Var Olmak) örgütünün davetlisi olarak Midilli Adası’na gelen Lozan Mübadilleri Vakfı’nın korosu, adalılara gerçek bir müzik ziyafeti çekti.

Vakfın 20 kişilik korosuna dört müzisyen eşlik etti. Konserde "Darıldın Mı Gülüm Bana"dan tuttun da "İndim Havuz Başına", "Entarisi Ala Benziyor"a kadar, "Manolyam"a ve "Sıra Sıra Siniler"e kadar Ege şarkıları, hem Yunanca hem de Türkçe seslendirildi.

Midilli’de, Osmanlı’dan kalma Yenicami’nin karşısında bulunan ve kültür etkinlikleri için kullanılan Türk hamamının avlusunda verilen konseri 300’den fazla Yunanlı izledi. Konser boyunca herkes sürekli tempo tuttu. Hatta Ege şarkıları Türkçe söylenirken de Türkçe eşlik ettiler. Midillililerin çoğu Ege’nin karşı yakasından gelmiş insanlar.

Lozan Mübadilleri Vakfı’nın korosu ve vakıf yetkilileri konserden bir gece önce de yemek için gittikleri tavernada, Yunanlı müşterilerle birlikte şarkılar söylediler, eğlendiler, eğlendirdiler.

Midilli’deki etkinlikler çerçevesinde ayrıca, geçen yıl bu adadan 15, Dikili’den de 15 lise öğrencisinin birlikte yaşadıkları kamp günlerini konu alan bir belgesel film gösterildi.

Ayvalık’a dönerken gemide karşılaştığımız sanatçılar ve vakıf yöneticilerinin gözleri gülüyordu.
Yazarın Tüm Yazıları