Hepinize yeni yılda hem sağlık hem mutluluk hem de refah dilerken, bir detayın altını çizmek isterim.
Aldığımız ve gönderdiğimiz kartlarda, SMS’lerde ya da telefon görüşmelerimizde yeni yıl için sağlık, mutluluk ve refah dileriz. Bu “üçgende” tek bir taşın oynaması her şeyi berbat ediyor değil mi? Sağlığımız yerinde değilse, neyleyim sevdayı sevdalıyı, neyleyim parayı pulu. Yar’in busesinden, dostun yüreğinden yoksunsak, sağlığımız yerinde, cebimiz dolu olsa da “yaşıyoruz” diyebilir miyiz? Sevdiklerimiz yanımızda, sağlığımız yerinde olsa bile körolası para pul olmadan da şu fani dünyanın tadı tuzu yok ki. Gençlerin ve daha az genç olanların bu üçgendeki değerlere bakış açılarının büyük farklılıklar içerse bile hepinize hem sağlık hem mutluluk hem de refah dilerken, bir detayın altını çizmek isterim. Saçınızı başınızı yolmanın zamanı değildir yeni yılın ilk günleri. Çünkü birincisi yolduğunuz saç tellerinin yerine yenilerini eklemeniz hem zahmetli hem pahalı iştir. İkincisi de yeni yılın ilk günleri unutmak ve yine yeni bir sayfa açmak içindir. Sahi geçen yıl dünyayı sarsan onca olaydan, gazetelerin onca manşetlerinden, televizyonların onca “son dakika” haberlerinden kaçını hatırlıyorsunuz? Eğer özel hayatınızda, iş hayatınızda geçen yıl çok önemli bir gelişme yaşandı ve ondan öylesiniz derseniz, birkaç yıl sonra size aynı gelişme hakkında “Ne zamandı?” sorusuna “2009” cevabı için en azından bir an için düşüneceğinizi bilin. Dolayısıyla... Never lose your smile/Gülümsemenizi asla kaybetmeyin.
ONU KİMSE HATIRLAMIYOR
Yunanistan’da üç ay önce yapılan genel seçimlerin mağlubu Kostas Karamanlis ülke tarihinde belki de en çabuk unutulan başbakan olarak geçecek. Ülkeyi beş buçuk yıl yönettikten sonra başbakanlık koltuğundan başka merkez sağcı Yeni Demokrasi partisinin liderlik koltuğunu da bırakan Karamanlis, eşi Natasa ve iki çocuğu ile birlikte kayıplara karıştı. Kelimenin tam anlamıyla nerede bilinmiyor, üstelik pek de hatırlayan yok. Hayatının en mutlu günlerinin, başbakanlığı Yorgo Papandreu’ya parti liderliğini de Andonis Samaras’a devrettiği günler olduğu söyleniyor şaka yollu buralarda. Ya da “Adam kurtuldu. Artık çok sevdiği yemekleri tadarken zırp pırt telefonu çalmıyor” diyenler. Zaruri olmadıkça kravatın ceketin yerini blucin pantolonlar, deri montlar aldı. Karamanlis oynadı. Önce kazandı (2004), sonra yine kazandı (2007), sonra da kaybetti (2009). Henüz yaşı 54 ve pekala “siyasi geleceği” için ister siyaset sahnesinde ister sahne arkasında beklentiler taşıyabilirdi. Ama o öyle yapmadı. Koltuk sevdasında olmadı. Hayatı seçti. Başarısızlıkları, yönetici olarak zayıflıkları tartışıldı ve gelecekte de tartışılabilir. Ancak buralarda herkes Karamanlis’in tam bir beyefendi gibi şapkasını alıp gittiğinde birleşiyor.
ÖĞRENCİNİN “10 EMRİ”
Yeni yılın ilk pazarında “provokasyona” gelecek değilim. Ne battı battıyor diye Yunanistan ekonomisinden, ne Ege’den ne Kıbrıs’tan bahsedeceğim. Konumuz geçenlerde internette gözüme ilişen “Öğrencinin 10 emri”: 1. Öğrenci haklıdır. 2. Öğrenci yine haklıdır. 3. Öğrencinin haksız olduğunda ilk iki madde geçerlidir. 4. Öğrenci ders sırasında eğer dalmışsa düşünüyor demektir. 5. Öğrenciye saygı şarttır. Çünkü öğretmenler gibi maaş almamaktadır. 6. Öğrenci okuldan kaytarmaz. Sadece geçici olarak dinlenir. 7. Öğrenci sınavda yanındaki arkadaşından kopya çekmez. Sadece yazmadan önce düşündükleri doğru mu diye arkadaşına danışır. 8. Öğrenci sabahları asla gecikmez. Sadece daha iyi performans için dinlenme süresini uzatır. 9. Öğrenci sınıfta şamata yapıyorsa suçsuzdur. Demek ki öğretmen ilham vermiyor. 10. Öğrenci zayıf not alıyorsa, hayatta daha değerli şeylerin olduğunu bilmesindendir.